Ömer Çelik Hoca: Bütün insanlık Hazreti Muhammed’in kurtuluş reçetesine muhtaçtır

Peygamber Sevdalıları Vakfı, Batman'da Yeni Otogar yanındaki mevlid alanında "Direniş Önderi Hazreti Muhammed" temasıyla Mevlid-i Nebi etkinliği düzenliyor.

Mustafa Tufan ile Fatih Taş’ın sunuculuğunu yaptığı etkinlik, İmam Hatip İbrahim Halil Yakut Hoca’nın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Etkinlikte ayrıca Hazreti Peygamberin hayatını anlatan Mevlid-i Şerif de okundu.

Peygamber Sevdalıları Vakfı Yönetim Kurulu üyesi ve Şehitler Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik Hoca da bir konuşma gerçekleştirdi.

Konuşmasına Allah’a hamd, Resulü’ne salat ve selam ile başlayan Çelik, Nisan ayında meydanların Muhammedî sevda ile dolup taştığını, Peygamber Sevdalılarının salavat ve tekbirlerle yeri ve göğü inlettiğini belirtti.

Çelik, “Muhammedî sevda doğudan batıya, kuzeyden güneye; şehir şehir, karış karış yayılmakta; caddeler, sokaklar O'nun mübarek adıyla süslenmekte; manevi bir iklime hasret kalan meydanlar, O'nu anan yüz binlerle anlam kazanmaktadır.” dedi.

Bu etkinliklerdeki gayelerini aktaran Çelik, şöyle devam etti:

“İslam'ın önemli ve değişmez iki kaynağı; Kur'an ve Sünnettir. Kur'an-ı Kerim, Allah'ın kelamı; Sünnetin özü de Siyer-i Nebi'dir. Bu iki kaynak birbirlerinin açıklayıcısı ve tamamlayıcısıdır. Bunun içindir ki İslam'ın en güzel şekilde anlaşılmasının yolu, muhakkak ki bu iki kaynağı birlikte anlamaktan geçer. İslam demek Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) demektir. İnsanlığın kurtuluşu; O'na (aleyhisselatu ve's-selam) indirilen Kitab'a (Kur'an-ı Kerim'e) inanmak ve sünnetine tabi olmaktan geçer. Kur'an ve Sünnet, bir kumaşın birbirinden ayrılması imkânsız olan iki yüzü gibidir.

Kadın-erkek, genç-yaşlı, çoluk çocuk demeden alanları dolduran on binlerce Peygamber Sevdalısı; hiç kimsenin, hiçbir gücün bu halkı Hazreti Peygamberden, O'nun yolundan ayıramayacağını, bu topraklarda Peygamber sevdasının ebediyen kalıcı olacağını herkese göstermektedir. Peygamber Sevdalıları Vakfı olarak her yıl bu etkinliklerde insanlığı O'nun kurtuluş yoluna götürecek hakikatleri bir tema üzerinden gündeme getirmekteyiz.”

“Peygambere sevgi seli Müslümanları aynı safta birleştirmekte”

Bu seneki Mevlid-i Nebi temasını zamanın da ruhuna uygun olarak Direniş Önderi Hazreti Muhammed olarak belirlediklerini hatırlatan Ömer Çelik Hoca, “Peygamber Efendimize olan bu güzel yöneliş ve bu muhteşem sevgi seli Müslümanları aynı safta, tevhid bayrakları altında birleştirmekte, vahdet adına güzel tablolar sunmaktadır. Hazreti Peygamberin kutlu veladeti; Müslümanlara, bahara, tüm mevcudata Muhammedî bir ruh veren ve nebevi bir kokunun hâkim olduğu çok bereketli bir iklim yaşatmaktadır.” diye konuştu.

“Bütün insanlık O'nun kurtuluş reçetesine muhtaç”

Çelik, “Rebiülevvel Ayı'nın 12'nci gecesi dünyaya gelen Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), gelişiyle tarihin seyrini, hayatın akışını değiştiren ve dünyayı yerinden sarsacak değişimlerin ilk kıvılcımlarını vermiştir. 63 yıllık hayatının her karesinde insanlığın kendisinden istifade edeceği bir hayat modeli ortaya koymuştur. Yaşadığımız şu çağda bütün insanlığın O'nun (sallallahu aleyhi vesellem) kurtuluş reçetesine ihtiyacının olduğu apaçık ortadadır.” diye ekledi.

Yüce Allah’ın, insanlığa olan rahmetinden dolayı dünya ve ahiret saadeti için her biri rahmet tecellisi olan peygamberler gönderdiğini aktaran Çelik Hoca, “Hazreti Adem'den (aleyhi's-selam) başlayan bu kutlu silsile son peygamber Hazreti Muhammed (aleyhisselatu ve's-selam) ile son bulmuştur. Tarih şahittir ki yeryüzü O'nun doğumuyla aydınlanmıştır. İlk vahiyle birlikte kendisine verilen nur ile tüm dünyayı aydınlatmıştır. O'nunla birlikte insanoğlu, eşref-i mahlükat olduğunun farkına varabilmiştir. Aziz peygamberimiz Resul-i Ekrem'in (sallallahu aleyhi vesellem) kurtuluşa götüren yolunun insanlığın ihyasına ve inşasına yön vermesi için verilen çabaların hedefine ulaşmasını Yüce Rabbimizden diliyoruz.” şeklinde konuştu.

Çelik, “Peygamber Sevdalıları Vakfı olarak biliyoruz ki problemlerimizin en güzel ve doğru çözümü, kurtuluşumuzun reçetesi O'ndadır. O halde tüm insanlığa bu reçeteyi sunmak için gayret etmeyi boynumuzun borcu olarak görüyor ve kendimizi insanlık için sorumlu addediyoruz. İnanıyoruz ki benzer çabalar çoğaldıkça meyvesini verecek ve insanlık; dalaletin karanlığından imanın nuruna kavuşacaktır. Alemlerin Sultanı'na, Habib-i Zişan'a binler salat ve selam olsun. O'nu okuyup hayatına anlam katanlara, O'nun rehberliğinde yolculuk yapma bahtiyarlığına erenlere de selam olsun.” ifadeleriyle sözlerine son verdi.