Periyodik sağlık kontrolü aksatılmamalı
Dünya Sağlık Örgütü tarafından 65 yaş olarak kabul edilen ileri yaş sınırı, 2017 yılında 80 yaş olarak yeniden belirlendi. Bu sınırın değiştirilmesindeki en önemli nedenin, tıp teknolojisinde kaydedilen gelişmelere paralel olarak ortalama yaşam süresinin uzaması olduğunu belirten Uzman Dr. Gökhan Kotiloğlu, bu nedenle düzenli sağlık kontrollerinin önemini vurguladı.
Periyodik sağlık kontrollerinin yılda bir kez yapılması gerektiğini belirten Kotiloğlu, "Sağlıklı ve hiçbir şikayeti olmayan bir insanın yaptıracağı düzenli kontrolleri kapsamında, hekim tarafından ayrıntılı bir öykü alınması ve fizik muayene yapılması, hastanın yaşına, cinsiyetine ve bulgularına göre değişen kan, idrar, dışkı ve görüntüleme tetkiklerinin gerçekleştirilmesi ve kalp sağlığı açısından değerlendirilmesi yer alıyor. Bu tetkikler, yaşa ve cinsiyete göre planlanıyor. Örneğin, 40 yaş altındaki sağlıklı bir kadına kemik yoğunluğu ölçümü yapılmıyor ya da 40 yaş altındaki sağlıklı bir erkeğin PSA düzeyi saptanmıyor." dedi
İleri yaşlarda yaptırılması gereken periyodik kontroller
İleri yaşlarda yapılan periyodik sağlık kontrollerinin daha erken yaşlardakine göre biraz daha kapsamlı olması gerektiğini belirten Kotiloğlu, "Periyodik sağlık kontrollerinin aralıkları tamamen sağlıklı insanlar esas alınarak belirlenir. Bu nedenle herhangi bir şikayetiniz varsa vakit geçirmeden bir hekime başvurmalısınız. Bilinen bir sağlık sorununuz var ise sorununuzun gerektirdiği aralıklarla kontrole gitmeyi ihmal etmemelisiniz. Bu aralıklar, periyodik kontroller için genellikle önerilen bir yıldan daha sık olabilir" diyerek özellikle yapılması gereken kontrolleri açıkladı:
Kulak, burun, boğaz muayenesi: Yaşlılarda en fazla görülen bir diğer sağlık problemi olan işitme duyusu ile ilgili problemlerdir. İşitme azalır, ancak bu süreç çok yavaş ilerleyebildiğinden fark edilmesi kolay olmayabilir. Ancak karşınızdaki kişiler televizyonu çok yüksek sesle dinlediğinizi belirtebilir. Bu nedenle yılda bir kez kulak-burun-boğaz muayenesi de şarttır.
Nörolojik muayene: Yaşlanmakta olan insanlarda bellek sorunları da sık görülür. Bu açıdan gene yılda bir kez nörolojik muayeneden geçilmesi önerilir. Bu muayene sonunda gerek duyulursa nöro-psikolojik batarya testleri uygulanır.
Kalp muayenesi: Özellikle kalp damar hastalığı bakımından risk faktörü taşıyan, ailesinde birinci derece akrabasında kalp hastalığı olan, sigara içen, tansiyon ve kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı gibi risk faktörleri olan kişilerin yılda bir kez düzenli kalp muayenesi yaptırması gerekir. Temel olarak hastalara kalp muayenesi, EKG yanında EKO ve Efor testi yapılmakta, gerektiğinde ise anjiyo önerilmektedir.
Ürolojik muayene: Erkeklerde ürolojik rutin kontroller, sık görülen tümörlerden olan prostat kanserinin erken evrede yakalanması açısından önemlidir. Erken tanı sayesinde prostat kanseri tedavi edilebilmektedir. Bu nedenle yılda bir kez prostat muayenesinden geçilmeli ve PSA testi yapılmalıdır. Ürolojik check-up muayenesinde kanda kreatinin seviyesine ve idrar tahliline bakılmalı, yılda bir kez ultrasonografi testi istenmelidir.
Aşı uygulamaları: Grip ve zatürre aşıları 65 yaşından sonra mutlaka önerilir. Yılda bir grip aşısı yaptırılmalıdır. Pnömokok hastalıklarından korunmak ve antikor yanıtının daha geniş olmasını sağlamak için ise KPA13 aşısını takiben PPA23 aşısının yaptırılması önemlidir.
Göz muayenesi: Yaştan kaynaklı olarak en sık görülen sağlık problemlerinin başında görme ve işitme duyularındaki problemler gelmektedir. En iyi bilinen örnek yaşlanan insanların okuma gözlüğüne ihtiyaç duymasıdır. Bunun dışında katarakt ve ağ tabaka sorunları görülebilir. Bu nedenle en az yılda bir kez mutlaka bir göz muayenesinden geçmek gereklidir.
Fizik tedavi ve rehabilitasyon muayenesi: Yaşla birlikte kas-iskelet sistemine ait rahatsızlıklar da yaşam kalitesini etkileyen önemli bir faktördür. Bu rahatsızlıkların geri dönüşümsüz aşamaya gelmeden saptanması ve uygun şekilde tedavi edilmesi için fizik tedavi ve rehabilitasyon kliniklerinde değerlendirilmesinde yarar vardır.
Akciğer muayenesi: Sigara çok önemli bir sağlık sorunudur ve ne yazıktır ki pek çoğumuzun geçmişinde az ya da çok yer almıştır. Günde bir paket sigara içen ve bunu 30 yıl sürdüren birisi sigarayı tamamen bıraktıktan 15 yıl sonrasına kadar akciğer kanseri için ciddi bir adaydır. İçilen miktar ve süreye bağlı olarak risk daha da yükselebilir. Bu nedenle bu konumda olan kişilere tarama testi olarak düz akciğer grafisi yerine düşük kontrast dozlu tomografi önerilir.
Kalın bağırsak kanseri muayenesi: Kolon kanseri, toplumda 50 yaştan sonra sıklaşarak görülmektedir. Kolon kanseri vakalarının yüzde 95’inde olayın başlangıcı kolon polipleri şeklinde ortaya çıkmaktadır. Hiçbir şikâyeti olmayan, tamamen sağlıklı bireylerde, 50 yaşından itibaren 5 yılda bir kolonoskopik tetkikler yapılması, kolon kanserinin yaşamı tehdit edecek düzeylere varmadan teşhis edilebilmesi açısından önem taşır." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.