Peygamber Sevdalıları 2025 yılı "Mevlid-i Nebi" mesajını paylaştı
Peygamber Sevdalıları Vakfı, "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama" etkinlikleri kapsamında her yıl gerçekleştirdiği Mevlid-i Nebi etkinliğini bu sene "Direniş Rehberi Hazreti Muhammed" temasıyla gerçekleştirdi.
Şırnak'ın Cizre ilçesinde başlayan Mevlid-i Nebi etkinliği, İsmail Ebul-iz El Cezeri Asma Köprüsü Amfi Tiyatro Alanı'nda yapıldı.
Saat 14.00’te başlayan etkinliğe Şırnak, Silopi, İdil ve Kumçatı’dan ücretsiz araç servisleri gerçekleştirildi.
Etkinliğe çevre il ve ilçelerden de yoğun katılım oldu. HÜDA PAR Milletvekili ve Genel Başkan Vekili Şahzade Demir de programı yakından takip etti.
Orhan Kalkan Hoca'nın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan Mevlid-i Nebi etkinliğinde Peygamber Sevdaları Vakfı adına Nasuh Sevinik açılış konuşması gerçekleştirdi.
HÜDA PAR Milletvekili Demir de bir selamlama konuşması yaptı.
Alanda ihtiyaç sahipleri ve Gazze yararına kermes kuruldu.
Platformun çevresine 19 Şubat 1992 yılında PKK'nın kurduğu pusu sonucunda şehid edilen Şeyh Muhammed Zeki Atak ile Kürt mutasavvıf, şair ve âlim Melayê Cizîrî'nin posterleri asıldı.
Programda Molla Osman Tayfur ile Mehmet Beşir Varol Hoca (Molla Mizgin) birer konuşma yapacak.
Programın sonunda "Direniş Rehberi Hazreti Muhammed" temalı bu yıl ki Mevlid-i Nebi mesajı okundu.
Mesajın tamamı şöyle:
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam; O’nun kulu ve elçisi olan Direniş Önderi Hz. Muhammed’e (sav), ehl–i beytine ve ashâbına olsun.
1–Direniş; Kutlu ve Yakın Zaferlerin Müjdesidir: Direniş Önderi Hz. Muhammed’dir. (sav)
Müslüman coğrafyalara dayatılan, vicdan ve insafı rafa kaldıran, amansız ve orantısız bir savaşın karşılığı ancak kutlu bir direniştir. Tarihte bilinen soykırımlardan daha vahşi olan son saldırılar, zalimlerin merhametsiz ve kirli yüzlerinin tezahürüdür. Direniş Önderi Hz. Muhammed’in (sav), Müslümanları korumadaki yaklaşımı ve zalimlerle mücadele hususundaki kararlılığı; izzet ve şeref sahibi her Müslümanın kuşanması gereken esaslı bir düsturdur. Bu direnişin örnekliği; Bedir’in izzetinde, Uhud’un imtihanında, Ahzap Ordularına karşı sebatın ruhunda saklıdır.
2–Kudsiyet; Hak ve Batılın Ayrım Nişanesidir: Hakikatin Şahidi Hz. Muhammed’dir. (sav)
Şiddetli fitnelerin, Müslüman zihinleri bulanıklaştırdığı bu zorlu çağımızda; ihtiyaç duyduğumuz fecr–i sadık, Filistinli mücahitlerin haklı mücadelesinde gün gibi parıldamaktadır. Hakikat odur ki bu bir Furkan Savaşı’dır. Akledenler için; hak ve batıl net bir şekilde ayrılmıştır. HAMAS, İslami Cihad, Gazze halkı ve Mescid–i Aksa murabıtlarının direnişi; bir asırdan fazladır uyutulmaya çalışılan Ümmetin şerefli evlatlarını artık uyandırmıştır. Uyananlar sadece Müslümanlar değil; emperyalist devletlerin kendi halklarından vicdan sahibi tüm insanlardır.
3–Hamiyet; Haklı Bir Mücadelenin Tükenmez Gayretidir: Şeref Sahibi Hz. Muhammed’dir. (sav)
Uluslararası mahkemelerin yaptırımlarının siyonist israil ve emperyalist devletlere işlemediği ortadır. Müslüman halklar, “devletin âli menfaatleri” bahanesine sığınan yöneticilerini harekete geçirmelidirler. Zira “emperyalist canavarın” yutmaya çalıştığı sadece mazlum Filistin halkı değil, tüm Müslüman halklardır.
4–Adalet; Huzur ve Selâmetin Cihana Teminidir: Merhamet Örneği Hz. Muhammed’dir. (sav)
İslâm dini; adalet, sulh ve selâmeti cihana sunan bir abıhayattır. Hz. Peygamber’in (sav), insan onurunu muhafazaya yönelik ortaya koyduğu eşsiz merhameti, gönülleri fetheden hikmetli bir mekteptir. İnsanlığa –cesaret ile birlikte– merhameti de öğreten HAMAS’lı mücahitlerin esir takası meselesinde ortaya koydukları yaklaşım, bu yüce ruhun birer yansımasıdır. Filistinli ve Siyonist İsrailli esirlerin şahsında yapılacak olan vicdanlı bir mukayese, İslâm’ın merhameti ile küfrün vahşetini yansıtan bir aynadır.
5–Şehadet; Adanmışlığın ve Arınmışlığın Ulvi Neticesidir: Cesaret Öncüsü Hz. Muhammed’dir. (sav)
Şehadet, adanmış ömürlerin hak edilmiş neticesidir. Şehitler, haklı mücadelenin yol levhalarıdır. Aksa Tufanı şehitlerinden İsmail Heniyye, Yahya Sinvar, Muhammed Daif ve dahi tüm şehitler, ümmetin iftiharıdır. Onlar, dünyevileşme hastalığına tutulan Müslümanlara, İslâm davası uğruna adanmışlığın ve arınmışlığın nasıl olacağını iftiharla sunan kutlu öğretmenlerdir. Geride kalan müminlere düşen ise şehitlerin bıraktığı mirası sahiplenme ve bu yolu sürdürme sorumluluğudur.
6–Kardeşlik; Yardımlaşma ve Dayanışmanın İslâmî Sorumluluğudur: Vefa Timsali Hz. Muhammed’dir. (sav)
Aksa Tufanı ile Siyonistleri hezimete uğratan HAMAS’lı mücahitler ve Filistin halkı, bu kutlu direnişte yalnız bırakılmışlardır. Bundan dolayı tüm Dünya Müslümanları Gazze halkına borçludur. Gazze’nin yeniden ihyası ve inşası, insani ve İslami sorumluluğumuzun bir gereğidir. Müslüman her fert ve topluluk, gücü nispetinde yardım etmelidir.
7–Hikmet; Hürriyet ve Özgürlüğün Sabır Aynasıdır: Kurtuluş Rehberi Hz. Muhammed’dir. (sav)
Hürriyet, tüm Müslüman coğrafyaların en temel hakkıdır. Halkları Müslüman olan coğrafyalarda sürdürülen savaşlar, Müslümanlar için hiç bir zaman fayda sağlamamıştır. Müslüman coğrafyalara musallat olmuş zalim liderlerin devrilmesi ile savaşın bitmesi, savaşın devam ettirilmesinden elbette daha hayırlıdır. Suriye’de gerçekleşen inkılâbın, Suriye halkına barış ve huzur getirmesini ümit ediyoruz. Geçmişte yapılan hatalardan ders çıkararak, daha kuşatıcı bir yaklaşımla, yeniden inşa süreci başlatılmalıdır.
8–Vahdet; Ortak Yönlerin Güçlü Bir Vurgusudur: Müslümanların Lideri Hz. Muhammed’dir. (sav)
Aksa tufanı ve son gelişmeler, İslam dünyasının ne denli ayrılık içinde olduğunu, başlarına emperyalistler tarafından atanmış liderlerin şahsi menfaatlerini gözeterek zilleti izzete tercih ettiklerini gözler önüne sermiştir. Emperyalist güçler, Müslüman coğrafyaların başına musallat ettikleri sözde liderler eliyle kavmiyetçilik ve mezhepçilik gibi hastalıkları derinleştirirken, bunun neticesinde hâsıl olan ihtilaf ve kardeş kavgasından istifade etmektedirler. Bu sözde liderlerin, Müslüman halkların problemlerine lakayt davranışları ve umursamaz tutumları artık kabul edilemez bir hâl almıştır. Müslüman halklar, mazlum coğrafyalarımızın muhafazası için mücadele eden, gerçek manada sorumluluk taşıyan ve bu hususta güçlü bir irade ortaya koyan yapı ve liderlerin etrafında kenetlenmelidirler.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.