Psikolojik temalı diziler gerçeği yansıtıyor mu?

Psikolojik temalı diziler gerçeği yansıtıyor mu?
Güneşli Erdem Hastanesi’nden Uzman Psikolog Nagihan Kutlu, son zamanlarda psikoloji içerikli diziler ve TV programların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını değerlendirdi.

Son zamanlarda psikoloji içerikli diziler, TV programları oldukça popüler ve yaygın hale gelmeye başladı. Peki, bu diziler gerçeği yansıtıyor mu? Güneşli Erdem Hastahanesi’nden Uzman Psikolog Nagihan Kutlu, bu soruyu sizler için cevapladı.

Son zamanlarda psikoloji içerikli diziler ve TV programları oldukça popüler ve yaygın hale gelmeye başladı. Bu dizilerde gerçek hayata dair yaşantılar senaryolaştırılınca izleyicilerin oldukça ilgi odağı haline geldi. Ancak bu dizilerin ne kadar gerçeği yansıttığı yeni bir tartışma konusu yarattı. Uzman Psikolog Nagihan Kutlu bu konu hakkındaki soruları şöyle cevaplandırdı: 

Psikolojik dizilerin sağladığı olumlu etkiler nelerdir?

Psikoloji içerikli diziler, psikoterapiye dair yanılsamalara yol açtığı kadar insanların kendilerini ve geçmişlerini daha çok sorgulamalarına ve sorunlarını ciddiye almalarına dair bir farkındalık oluşturduğu dikkati çekmektedir. Kişiler dizileri izledikçe, “Geçmişimdeki olumsuz yaşantılar beni şu anda ne kadar etkiliyor?” sorusunu da kendine yöneltmeye başlamaktadır. Aynı zamanda, “psikoloğa gidersem bana deli derler, güçsüz olduğum düşünülür” şeklinde düşünen ve yardım almaktan çekinen kişilere, bu durumun normal olduğu konusunda da oldukça olumlu etkiye sahiptir.

Sizce bu dizilerin olumsuz etkileri de var mıdır?

Gerçek hayat hikâyelerinden senaryolaştırılan dizilerdeki terapi sahnelerindeki diyaloglar, hem izleyicilerde olumlu anlamda bir farkındalık uyandırırken hem de hasta mahremiyetinin güvenilirliğini sorgulatmaktadır. Bunun yanı sıra izleyen kişilerin var olan travmatik yaşantılarını tetikleyici etkiye de sahip olduğu gözlemlenmektedir. Ayrıca, gerçek psikoterapi ortamında; psikoterapistin hastaya sarılması, birlikte ağlaması, hasta ve psikoterapist arasındaki ilişkinin dostluğa doğru gitmesi, hasta ile yemek yemeye çay içmeye gidilmesi gibi durumlar kesinlikle söz konusu değildir. Bu durum, kişi bir psikoterapi desteği almaya karar verdiğinde, gerçek terapi ortamında bunları göremediğinden dolayı kafa karışıklığı ve çatışma yaratabiliyor. Aynı zamanda bu gibi durumlar kişide psikoterapi ve terapiste karşı farklı bir bağımlılık hissinin gelişmesine yol açabilmektedir. Bu nedenle diziler etik ilkeleri yok sayabilmektedir.

Peki, ne yapmalıyız?

Öncelikli olarak, bu diziler 18 yaş altı izleyiciler için uygun olmayabiliyor. İzlenen diziler her ne kadar gerçek hikâyelerden oluşsa da, kurgu içerdiği için bazı şeyler abartılıyor ve çarpıtılabiliyor. Böylece 18 yaş altındakiler yeterli olgunluğa erişemedikleri için olumsuz etkilenebiliyor. Çünkü dizide verilen mesaj genellikle anne-baba tutumunun çocuğun geleceğinde yarattığı travmatik etki üzerine olduğu için, örneğin; devlet koruması altındaki çocuklar ya da anne-baba bakımından savunmasız çocuklar bu durumdan oldukça olumsuz etkilenebiliyor. Çocuk ve ergenlerde kimlik oluşumu ve gelişimi devam ettiği için uygun olmayan diziler gelişimlerini oldukça olumsuz etkileyebiliyor. Tüm bunların sonucunda görmekteyiz ki, psikoloji içerikli dizilerin izleyici açısından olumlu etkileri olduğu kadar olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Tüm bunlara dikkat ederek ve bizde uyandırdığı duygular açısından bilinçli düşünerek hareket etmekte fayda vardır. Fiziksel sağlığımıza dikkat ettiğimiz kadar psikolojik sağlığımızı da önemsememiz gerekmektedir. Unutmayın ki, ruh ve beden bir bütündür.

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.