Rakka operasyonunda hedef Suriye'de söz sahibi olmak

Rakka operasyonunda hedef  Suriye'de söz sahibi olmak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rakka’yı IŞİD’den geri almak üzere operasyon yapmayı planlayan ABD’ye askeri teklifte bulunduklarını açıkladı.

Ankara’nın teklifi, Türkiye ve ABD havadan, ÖSO birliklerinin ise karadan Rakka’ya operasyon düzenlenmesini içeriyor.

Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen’e göre, Rakka, Türkiye için öncelikli bir güvenlik tehdidi değil ve konu Suriye topraklarının bölünmesi hedefinin ardından bölgede kimin söz sahibi olacağıyla bağlantılı. IŞİD karşıtı koalisyonun örgüte karşı etkin mücadele yürütmediğini ifade eden Eslen, Türkiye’nin değil koalisyonda yer alan diğer ülkelerin daha aktif rol üstlenmesi gerektiğini, Rakka operasyonuna katılmamasının uygun olacağını düşünüyor.

'TÜRKİYE RAKKA OPERASYONUNA DAHİL OLMAMALI'

Bir ülkenin ulusal çıkarlarının etkilendiği şartlarda bir başka ülkede silahlı kuvvetlerini kullanabileceğini söyleyen Eslen, Rakka’nın Türkiye için öncelikli bir güvenlik tehdidi oluşturmadığını belirtiyor:

"Bu kadar ciddi Türkiye’nin güvenlik çıkarlarını etkileyen meseleler varken, Türkiye’nin Rakka ile ilgili askeri harekata iştirak etmesi bence doğru değil. Rakka ile Türkiye’nin güvenliğini etkileyen ciddi çıkarlar olduğunu düşünmüyorum. Olsa bile bunun önceliği çok düşük. Burada mesele aslında Türkiye’nin güvenliğinden çok, siyasi bir mesele. ABD, IŞİD’le mücadelede ve Rakka’yı geri almada PKK uzantısı olan PYD’yi kullanmak istiyor. Türkiye de bunu engellemek için 'bu harekatı birlikte yapalım' diyor. Şahsen, Rakka’ya yapılacak bir harekata karşıyım, Türkiye’nin buna katkı vermesine karşıyım."

'RUSYA VE İRAN’LA BİRLİKTE ÇALIŞILMALI'

Peki Türkiye’nin Rakka operasyonundan daha öncelikli olan gündemleri neler?

'Suriye’nin kuzeyinde PKK-PYD koridoru oluşturulmak istenmesinin' Ankara'nın odaklanması gerektiği tehditlerden biri olduğunu düşünen Nejat Eslen, Batı tarafından sanal bir Kürt koridoru oluşturulduğunu, Ankara’nın buna karşı Rusya ve İran’la birlikte hareket etmesi gerektiğini düşünüyor. Eslen’e göre, bölgede Kürt unsurları kadar Arap unsurları da bulunuyor ve bu koridorun kurulması durumunda Kürt güçleri hattı korumak isteyeceği için yabancı askeri güçleri buraya davet edecek. Bu unsurların kuvvetli ihtimalle ABD askeri güçleri olacağını dile getiren Eslen, bunun hem Türkiye’nin hem de Rusya ve İran’ın çıkarlarına ters düştüğünü, Ankara’nın iki ülkeyle birlikte çalışması gerektiği kanaatinde.

RAKKA OPERASYONUNUN ZORLUKLARI

Eslen'e göre, öncelikli güvenlik tehditlerinin ikinci plana düşmesinin yanı sıra Rakka’ya yapılması düşünülen bir operasyonda, Ankara’nın teklif ettiği gibi ÖSO unsurlarını kullanmanın da belirli kısıtları var; İdlib’de Suriye güçlerine, Cerablus ve Çobanbeyi’nde IŞİD’e karşı angaje olmuş ÖSO’nun oradan çıkarılıp Rakka harekatına katılmasını sağlamanın zor olması. Diğer bir zorluk ise, Rakka operasyonunun Türkiye’nin mücadele ettiği alanları genişletecek olması:

"Türkiye zaten birkaç cephede şu an silahlı mücadele halinde. Bu cepheyi daha fazla genişletmesi de uygun değil. Türkiye, Suriye’nin derinliklerine girdikçe, uluslararası alanda kaygılar da oluşturabiliyor. Bu kaygıları da önlemek lazım. Eğer hava gücü kullanılacaksa ABD kendi hava gücünü zaten İncirlik’e yerleştirmiş durumda. Kendi hava gücünü kullansın. PYD’yi de kullanacaksa kullansın. Aslında dolaylı bir avantaj da sağlayabilir ABD’nin PYD’yi Rakka’da IŞİD’e karşı kullanması."

'KOALİSYON IŞİD'E KARŞI DOĞRU DÜRÜST EYLEM YAPMIYOR'

"IŞİD’le mücadele eden koalisyonda 65 devlet var. Bunlar daha aktif olmalılar. Adı koalisyon ama doğru dürüst eylem yapmayan bir koalisyon olarak duruyor. Onlar daha aktif olmalılar IŞİD’le mücadelede. Türkiye’nin Suriye içerisinde derinliklere girmesi dünyada bazı ülkeleri tedirgin ediyor. Yeni Osmanlıcılık diye tanımlanan bir anlayış var."

'MESELE SURİYE'NİN PARÇALANMASIYLA İLGİLİ'

Ankara yönetiminin olası Rakka operasyonuna katılarak Suriye’de nasıl bir pozisyon hedeflediği sorusunu yanıtlayan Eslen, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün tehlikede olduğunu bilerek konuyla ilgili değerlendirme yapılması gerektiğini ifade ediyor.

Suriye devleti, Kürt yönetimi ve ılımlı İslam’la yönetilen üç bölge ortaya çıkmasının söz konusu olduğunu belirten Eslen, Rakka operasyonuna katılma isteğinin de bununla bağlantılı olduğunu vurguluyor:

"Burada kalan mesele şu: Suriye ile Irak parçalandığında, bu ülkelerin Sünni bölgesinde bir Sünni İslam devleti kurulması söz konusu olabilir. Ama bu IŞİD gibi radikal değil, daha ılımlı bir İslam devleti. İşte burada mesele bu. Bu ılımlı İslam kim olacak? IŞİD’in yerini kim alacak? Artık parçalanmış bir Irak ve Suriye’ye doğru gittiğimizi görmemiz lazım. Condoleezza Rice zamanında (eski ABD Dışişleri Bakanı), geliştirilen bir kavram var; 'creative destruction' yani yaratıcı yıkım. Condoleezza Rice’ın henüz danışman olduğu sırada Lübnan, İsrail’in işgali altındaydı ve yıkılıyordu. Rice, 'Lübnan’da duyduğumuz yıkım sesleri yeni Ortadoğu’nun doğum sancıları' dedi. Bunlar doğrudan idare edemedikleri zaman hemen kaosa sokuyorlar hem de yıkıyorlar. Yıkarak yeniden yapılandırıyorlar."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.