Sağlıklı dişler olmazsa olmazınız

Sağlıklı dişler olmazsa olmazınız
Modern tıp, günümüzde tedavi edici tıptan koruyucu tıbba dönüşme yolunda önemli adımlar atmaktadır. Kalp hastaları, ağız ve diş sağlıklarına normal insanlara oranla çok daha fazla dikkat etmeli.

Modern tıp, günümüzde tedavi edici tıptan koruyucu tıbba dönüşme yolunda önemli adımlar atmaktadır. Yani günümüz tıbbının odaklandığı nokta; hastalığı oluştuktan sonra tedavi etmek değil, tam aksine gerekli önlemleri alarak ve önlenebilir risk faktörlerini ortadan kaldırarak hastalığın oluşumunun önüne geçmek olmuştur. Koruyucu tıptaki bu heyecan verici gelişmelerin en somut örneklerini ise kalp hastalıkları alanında görüyoruz. Günümüz tıbbının toplumda yarattığı kalbimizi koruma bilinci sayesinde, artık dahadikkatliyiz. Kalp hastalıklarından korunmak için alınması gereken önlemler artık sağlığına önem veren kişiler tarafından ezbere bilinir hale gelmiştir.

AĞIZ HİJYENİ ÇOK ÖNEMLİ
Maalesef ortadan kaldıramayacağımız risk faktörleri olan genetik mirasımız ve ilerlemekte olan yaşımıza karşılık hepimiz sigara içmenin, hipertansiyon ve yüksek kolesterol değerlerinin; düzensiz bir yaşam biçiminin, kalp hastalıklarına nasıl davetiye çıkardığının bilincindeyiz. Son yıllarda yapılan üçdört büyük araştırmanın ortak sonucu kalp sağlığımıza giden yollardan birinin de ağzımızdan geçmekte olduğuna ısrarla dikkat çekmektedir. Evet, yanlış duymadınız; ağız içi sağlığı ve ağız hijyeninin artık kalp sağlığımız açısından çok önemli bir belirleyici faktör olduğu, son yıllarda yapılan birçok araştırma ile kanıtlanmış durumda. Uzun sözün kısası, bundan sonra kalp check-up'larımızı yaptırırken diş hekimimizin de onayını almak zorunda olduğumuz. Gelin bunun detaylarına beraber bakalım...

BAKTERİLER YERLEŞİR
Ağız sağlığı, doğumsal kalp hastalığı olan çocuklarda ve kalp kapak hastalığı olan erişkinlerde çok önem kazanmaktadır. Çürük dişlerde oluşan bakterilerin; bu dişlere yapılacak dolgu, çekim gibi tedavilerde kana karışması ve daha sonra zaten enfeksiyona yatkın bir bölge olan kalbin sorunlu bölgesine yerleşerek burada çoğalmasına 'İnfektif endokardit' adı verilir. Bu, kalbin iç yüzeyini kaplayan dokunun enfeksiyonuna yol açar. İnfektif endokardit, hekimlerin son derece çekindiği, hastanın yatarak uzun süre (en az altı hafta) antibiyotik tedavisi almasını gerektiren ve buna ek olarak hayati riski yüksek olan bir enfeksiyondur. İnfektif endokardit açısından bir diğer riskli grup ise yapay kalp kapağı, kalp yaması, kalp pili gibi operasyonla kalbine protez yerleştirilmiş hastalardır. Dişlerde oluşan bakteriler, kalbe yerleştirilmiş olan protezin üzerinde çoğalarak, 'protez endokarditi' diye adlandırdığımız son derece ölümcül bir tablonun oluşmasına yol açar. İşte saydığımız tüm bu nedenlerden dolayı, doğumsal kalp hastalığı olan çocukların, kalp kapak hastalığı olan erişkinlerin ve kalbine herhangi bir protez yerleştirilmiş kişilerin diş hekimleri ile çok iyi bir iletişimde olmaları ve bu tür istenmeyen sorunların önüne geçmek için de dişlere yapılacak her türlü girişimden önce uygun antibiyotik tedavisine tabi tutulmaları hayati önem taşımaktadır.

KRONİK İLTİHAP BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ BOZUYOR
Son yıllarda yapılan araştırmalar dişlerinizdeki çürükler ve dişetlerinizin sağlığı ile kalp krizi geçirme, hatta ve hatta daha da ileri gidersek inme geçirme riskinizle direkt bir ilişkiyi ortaya koyuyor. Üç ay önce Japonya'da yayınlanan, 47 eyalette 785 bin 591 hastanın altı sene boyunca takibini içeren araştırmanın sonucunda; 65 yaş üzeri ve diş çürüğü veya dişeti enfeksiyonu olan hastaların ani kalp durmasına bağlı ölüm oranının, ağız hijyeni iyi olan hastalarla kıyaslandığında beş kat fazla bulunduğu açıklandı. Bu açıklama ile artık tüm diş hekimleri ve kalp hastalıkları ile uğraşan doktorlar, hastalarına bu konunun önemini ısrarla vurgulamaya başladı.

BYPASS'LILAR DİKKAT!
Şu ana kadar yayınlanmış ve periodontal hastalık ile kalp krizi geçirme ilişkisini açıklayan, ağız hijyeni bozuk olan hastalarda bypass ameliyatı olma riskinin arttığını bildiren çalışmalar da var. Daha da ilginci bozulmuş ağız hijyeninin her iki şah damarımızın medya tabakasında kalınlaşmaya yol açarak inme riskini arttırdığını bildiren çalışma sonuçları artık bu konudaki şüphelerimizi tamamen ortadan kaldırmıştır. Ağız sağlığı ile kalp sağlığı arasındaki bu ilişkiyi kabul etmekle birlikte bu ilişkinin oluşum mekanizmasının açıklanması da günümüz tıp insanlarının önemli bir ilgi odağı olmuştur. Bu konuda en çok kabul gören teori 'kronik iltihap' teorisidir. Diş etimizin kronik iltihapları ya da dişlerimizdeki çürükler tedavi edilmedikleri durumda, vücudumuzun bağışıklık sistemini uyarmakta ve vücudumuz tarafından bu bölgelere enfeksiyonla savaş için bol miktarda beyaz kan hücreleri gönderilmektedir. Beyaz kan hücrelerinin mevcut olan kronik enfeksiyonla savaşı sonucunda vücudumuzdan kana, aynı zamanda damar sistemimizde ateroskleroza neden olan iltihap belirteçleri salgılanmaktadır. Ağız sağlığının düzeltilmemesi bu maddelerin kanda giderek artmasına ve kalp ile beyni besleyen damarlardaki ateroskleroz sürecinin hızlanarak bu damarlarda kalp krizi veya inme ile sonuçlanan daralmaların oluşumuna yol açmaktadır. Tüm bunlardan anlaşılabileceği gibi bundan sonra kalp sağlımız için ağız sağlığımız daha da önem kazanıyor.

TEKNOLOJİ HASTALARA AVANTAJ SAĞLIYOR
Teknolo jinin kalp hastalarının ağız ve diş sağlığı tedavilerini kolaylaştırmak üzere sunduklarını şu şekilde özetleyebiliriz:
Ağrısız, kanamasız ve dikişsiz implant uygulamaları
Lazer destekli diş eti tedavileri
Lazer ile diş çürüğü temizleme
Alerji yapmayan ağız içi protezlerin cad-cam üretilmesi
Enfeksiyonlu diş köklerinin lazer ile temizlenmesi
Bu teknolojiler kalp hastalarının tedavi esnasında diş hekimi koltuğunda stres olmadan kısa sürede ve vakaların çoğunda anestezi bile kullanmadan sonuçlanmasını sağlamaktadır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.