Şanlıurfa’da Şehadet Gecesi programı düzenlendi

Şanlıurfa’da Şehadet Gecesi programı düzenlendi
Mustazaflar Cemiyeti tarafından Şanlıurfa'da düzenlenen "Şehadet Gecesi" programında, şehadet ve şehitler var oldukça İslam'ın sancağının da asla inmeyeceği vurgulandı.

Mustazaflar Cemiyeti tarafından Şanlıurfa’da Mehmet Akif İnan Konferans Salonunda düzenlenen “Şehadet Gecesi” temalı programda “Şubat Ayı” şehitleri hayırla yad edildi.

Programa; Kudüs'te işgalcilerin şehit ettiği Şanlıurfalı Hasan Saklanan’ın ailesi, Peygamber Sevdalıları Vakfı Onursal Başkanı Mehmed Göktaş ve STK temsilcileri de katıldı.

Sunuculuğunu Mustafa Yıldırım’ın yaptığı program, okunan Kur’an-ı Kerim ile başladı. Programa katılan ilahi ses sanatçılarından Bilal Güler ve Bülent Alkanat, şehadet ile ilgili Türkçe ve Kürtçe ezgi ve marşlar seslendirdi.

Programda Şehid Hasan Saklanan’ı konu alan Şahit filmi de gösterime sunuldu.

Mustazaflar Cemiyeti Şanlıurfa Temsilcisi Salih Çelik bir selamlama konuşması yaptı.

“Ebedi olan kitabın gündemine taşıdığı bir konu elbette bir zamanla sınırlı değildir”

Çelik, “Malumunuz şehit ve şehadet, İslam'da çok kutsal bir yer kapsamaktadır. Kur'an'a konu olmuş, Rabbimizin gündem yaptığı, övdüğü ve dikkat çektiği bir makamdır şehadet. Hem ulvi hem de kutsal bir makam olması hasebiyle de nice insanların duasına konu olan, hayallerini süsleyen bir hedefe dönüşmüştür. Çünkü ebedi olan kitabın gündemine taşıdığı bir konu elbette bir zamanla sınırlı değildir. Şehadet bir mekteptir. Ve bu mektep kıyamet gününe kadar mezunlar vermeye devam edecek. Ve nice Hüseyinler, Atalar, Saidler, Gazze şehidleri İsmail Heniyyeler, Yahya Sinvarlar ve Hasan Saklananlar bu mektepten icazet almaya, mezun olmaya devam edecek. Şehit aslında bir öğretmendir kendisinden sonra kalanlara… Ölümü öldüren ve ölümsüzlük yurduna adım atan şehitler, Allah yolunda nasıl ölünmesi gerektiğini bizlere öğretip giden öğretmenler olmuşlardır. Şehadet ve şehitler var oldukça İslam'ın sancağı da tevhidin sancağı da asla inmeyecektir. Ve şehitler kendi kanlarını, canlarını ortaya koyarak İslam'ı kendilerinden sonraki nesillere aktaran yiğitlerdir. Eğer biz bugün İslam diyebiliyorsak, Kur'an diyebiliyorsak bilelim ki bunda nice büyük şehitleri, nice büyük canların ve dökülen mübarek kanların emeği vardır.” dedi.

“Şehit, sadece anılan değil; anlaşılması için konu edilmesi gereken bir husustur”

Çelik sözlerine şöyle devam etti:

“Bu yüzden şehit, sadece anılan değil; anlaşılması için konu edilmesi gereken bir husustur. İslam'ı en güzel şekilde anlayan ve bunu hayatıyla eyleme dönüştüren, gözünü kırpmadan fani dünyalıklara, şatafatlı, süslü saraylara gözünü dikmeden Allah yolunda kanını ve canını seve seve vererek giden bir insanın elbette kendisinden alınacak çok dersler vardır. Hele hele çağımızda dünyevileşme hastalığının çepeçevre kuşattığı ve bizleri gerçekten değerlerimizden uzaklaştırdığı bu zaman diliminde, şehitlerin o emsalsiz mesajlarına çok ihtiyacımız vardır. Şehitlerin bu dünyadaki en büyük mesajı, Kerbela Şehidi Hz. Hüseyin gibi yeryüzünde zillet altında yaşamaktansa izzetle ölmeyi tercih etmesidir. O açıdan zulüm altında yaşamak zorunda bırakılanlar, zulümlere maruz kalanların, bu zilletten kurtulmak için şehitlerin yolundan gitme gibi bir mecburiyeti vardır. İşte bunun en güncel örneği, bugün Gazze’de verilen destansı ve onurlu mücadeledir. Şehitlerin kanları ve canları ne kadar mübarekse ne kadar kutsalsa, bize miras olarak bıraktığı davaları da o kadar kutsal, o kadar mübarektir. Bize düşen şehitlerin miraslarına sahip çıkmak, davalarını anlamak, izlerinden gitmektir. Sadece onları konuşmak değil, onları anmak değil, tam manasıyla onları anlamak ve izlerinden adım adım gitmektir.”

Geceye konuşmacı olarak katılan Peygamber Sevdalıları Vakfı Onursal Başkanı Mehmed Göktaş bir konuşma yaptı.

“Son 15 yıl içerisinde bu ümmet büyük katliamlara uğradı”

Göktaş,” Hepimizin şahit olduğu son 15 yıl içerisinde bu ümmet büyük katliamlara uğradı. Afrika'da katliama uğradı, rivayete göre yüz binlerce Müslüman şehit oldu. Irak'ta kâfir Amerika tarafından milyona yakın Müslüman şehit edildi ve Suriye'de ve birçok yerde şehit edildi fakat Allahu Teâlâ bizim bu son 50 bin kişilik şehidimiz var ya, Gazze şehitlerimiz... Allahu Teâlâ bu 50 bin kişilik şehidimizi bütün dünyanın gözlerinin içine soktu, bütün dünyayı şahit tuttu. Dikkat edin! Bundan öncekiler bu kadar duyulmadı. Irak'ta milyona yakın Müslüman şehit edildi ama nedense bu 50 bin kişi kadar duyulmadı. Hâşâ değersiz oldukları için değil! Ben böyle düşünüyorum. Herhalde Allah, yeni bir dünyanın kurulması, yeni bir dönemin başlaması için bu kardeşlerimizi, Gazzeli kardeşlerimizin şehadetini bütün dünyanın gözleri içerisine soktu. Öylesine akıllara yerleştirdi ki bir milyon kişinin şehadeti bir tarafa, 50 bin kişinin, o yavrularımızın, o kızlarımızın, o yiğitlerin şehadeti gerçekten çok farklı bir etki yarattı. Şunu da ekleyeyim, bunun etkisini sonradan daha fazla göreceğiz. Çünkü Allah bunu böyle istemiştir.” dedi.

“İnanınız ki dünyanın şekli değişecek ve bir gün geriye döndüğümüzde 7 Ekim 2023 diyeceğiz”

Allah’ın bütün dünyanın dikkatini 7 Ekim’e çevirdiğini söyleyen Göktaş, “Kardeşlerim, dikkat edin! Peygamber Efendimiz hep Kâbe'de darp edilmiştir. Bu çok önemli bir olaydır. Hazreti Ebubekir Kâbe'de dayak yemiştir. Ebu Zer, Abdullah İbni Mesud Kâbe'de dayak yemiştir. Kâfirlerin karşısına çıkıp Allah'ın ayetlerini okuyup Kâbe'nin meydanında oturan kodamanlara, Ebu Cehil, As bin Vail, Umeyye bin Halef gibi kodamanların kulaklarına, gözlerine soka soka Maun Suresi'ni okumuştur. Ve bu kodamanlar Abdullah İbni Mesud'un üzerine çullandılar, onu yere serip mübarek kulaklarından tutup kanattılar. Burada şunu anlatmak istiyorum: Abdullah İbni Mesud Kâbe'de dayak yedi. Allah, bugün bu Müslümanları, bu kardeşlerimizi hemen Mescid-i Aksa'nın bitişiğinde, Gazze'de, bütün dünyanın gözü önünde canlarını orada aldı. Canlarını ve emanetlerini orada aldı. Ben bundan şöyle bir anlam çıkartıyorum: Bundan sonra inanınız ki dünyanın şekli değişecek ve bir gün geriye döndüğümüzde ‘7 Ekim 2023’ diyeceğiz. Çünkü Allah, söylediğim gibi, ısrarla bütün dünyanın dikkatini, gözünü ve kulağını oraya çevirmiş durumda. Haddimi aşıyor olabilirim ama ben öyle inanıyorum ki 7 Ekim'den itibaren Allah nurunu Gazze'ye indirmiştir. Hâlbuki biz, Allah'ın nurunun yeryüzünde ilk önce Kâbe ve Medine-i Münevvere'ye, Ravza-i Mutahhara'ya indiğine inanıyoruz. Birtakım hadis-i şeriflerden bu sonuca varıyoruz.” şeklinde konuştu.

Program okunan dua ile sona erdi.

Şanlıurfa’da Şehadet Gecesi programı düzenlendi

Şanlıurfa’da Şehadet Gecesi programı düzenlendi

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.