Sare Davutoğlu, Türkiye Aktif ve Sağlıklı Yaşlanma zirvesine katıldı
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu ile Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü ve Ankara Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi(YAŞAM) tarafından gerçekleştirilen “Türkiye Aktif ve Sağlıklı Yaşlanma” zirvesine katıldı.
Ankara’da gerçekleştirilen zirvede konuşma yapan Sare Davutoğlu, yaşlılık kavramının toplumda olumsuz çağrışım yaptığı şeklinde kullanıldığını belirterek, “İsimlendirmeler, kavramsallaştırmalar konulara bakışımızda çok belirleyicidir. Ömrünün sonuna kadar hizmet ederek, hiç kimseye muhtaç olmadan, aktif ve üreterek yaşlanmanın ne kadar önemli olduğunun farkındayım. Dünya Sağlık Örgütü, “Aktif Yaşlanma” kavramını, yaşlı bireylerin yaşam kalitesinin güçlendirilmesi için sağlık, katılık fırsatlarının optimize edilme süreci olarak tanımlıyor. Bu sürece katkı sağlayan, daha sağlıklı bir Türkiye için aktif yaşlanma konusunda farkındalık ve duyarlılık oluşturan bu çalışmaları önemli görüyorum.
“2070'de Türkiye'de yaşayan her 4 kişiden biri 65 yaşın üzerinde olacak”
Yaşlılarımızın, yaşam tecrübeleriyle bizleri zenginleştiren bir konumda olduğunu ve tecrübelerinden daima faydalanıldığını ifade eden Davutoğlu, “Bu itina ve duyarlılığı, hem sosyal politikalarımızda hem de toplumsal hayatımızda yaşattık ve gelecek nesillere aktardık. Tıp dünyasında ki gelişmeler, çalışma ve yaşam koşullarının iyileşmesi gibi sebeplerle hem dünyada ki hem de ülkemizde ki nüfus piramidinin yapısı değişti. 65 yaş üstü olarak tanımladığımız yaşlı grubumuz artık daha geniş bir kesimi ifade ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Ocak ayında açıkladığı 2015 Nüfus İstatistiklerine göre 65 yaş üstü vatandaşlarımızın oranı yüzde 8.2 seviyesine gelmiştir. Ülkemizde yaşayan insanların 6 milyon 495 bin 239’u 65 yaşın üzerindeki vatandaşlarımızdan oluşuyor. TÜİK verilerine göre, 2023 yılında 65 yaş üstü nüfus 10.2’ye, 2040’ta 16.5’e, 2050 20.8’e ve 2070’te 26.7 ulaşarak nüfusun 4’te birinden fazlasını oluşturmuş olacak. Yani ülkemizde yaşayan her 4 kişiden birisi 65 yaşın üstünde olacak.” diye konuştu.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ise konuya ilişkin yaptığı konuşmada, toplumun, ruhen, fiziken ve sosyal olarak sağlıklı olmasıyla ilgili sorumluluklarının olduğunu dikkat çekerek, “Ama bu sorumluluğu yalnız Sağlık Bakanlığı’nın dinamikleriyle yürütemeyeceğimiz de son derece aşikar. 2015 yılı başı itibariyle Başbakan Ahmet Davutoğlu Sağlık Bakanlığına çok paydaşlı sağlık alanının sorumluluğunu verdi. Sağlık Bakanlığı olarak biz sağlık hizmetleri, tedavi hizmetleri hususunda son 14 yıl içinde çok başarılı bir hizmet sunumunu başardık. Daha çok sağlıklı bireyi, sağlıklı aileyi, sağlıklı toplumu ve bunun gerekliliklerini yapabilecek oluşturmamız lazım. Geçtiğimiz yıldan bu güne özellikle 2016 bütçesine Sağlıklı Yaşam Kültürünün Teşviki diye bir başlık koyduk” ifadelerini kullandı.
Sağlıklı bir yaşam kültürü oluşturmak istediklerine dikkat çeken Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
“Bunu kültüre dönüştürebilirsek inanıyorum ki, kronik hastalıklar yükünü azaltabilen bir ülke olacağız. Genç nüfusa baktığımızda her bir yaşta 1 milyon 300 bin çocuğu olan bir ülkeyiz. 15-25 yaş arasına baktığımızda 6.5 milyon, 65 yaş üzerindeki gruba baktığımızda 4 milyon insanımız var. Bu 4-5 milyon insanla acaba biz 20-25 yaş grubundaki o 6-7 milyon genci hangi formasyonlarla bir araya getirerek onların sosyal yönden sağlıklı olmalarına, ruhsal yönden sağlıklı olmalarına, birinin tecrübe birikimiyle öbürünün dinamizmini buluşturmada üretkenliğe dönüştürebileceğimiz aktif ve sağlıklı yaşlılık projeler geliştirebiliriz. 65-70 yaş grubunda bizim 3-4 milyon yaşlı dediğimiz insanımız varsa acaba 15-20 yaş grubundaki gençlerimizi onlarla hangi vizyon ve hangi statülerle bir arada örtüştürebilir ve buluşturabilirsek, her ikisinin de sosyal ve ruhsal yönden gelişimlerine katkı sağlayabiliriz.
Bizim toplumsal ruh ve sosyal sağlığımız adına yaşlılığı ve yaşam süresinin uzamasını yalnız sigortacılık anlayışıyla başarsak hem medeniyetimize hem de bir insana hizmet olarak bir mesleğin mensupları olarak büyük yanlışlık yaparız. Onu bir zenginlik olarak görebilmeliyiz. O zenginliğin farklı zenginliklere dönüştürebilecek aktif, sağlıklı, dinamik projeler geliştirmeliyiz. Bu hem bizim sosyal hem de ruhsal sağlığımıza önemli katkılar sağlayacaktır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.