​"Savcılara verilen haklar avukatlara da verilmeli"

​"Savcılara verilen haklar avukatlara da verilmeli"
​Savcılara verilen hakların aynısının avukatlara da verilmesi gerektiğini belirten Batman Hukuk ve Adalet Derneği Başkanı Yusuf Tanrıseven, hâlâ avukatların sosyal hakları yönden çok eksiklerinin olduğunu söyledi.

Batman Hukuk ve Adalet Derneği Başkanı Yusuf Tanrıseven, "5 Nisan Avukatlar Günü" münasebetiyle avukatların özellikleri, avukatlık mesleğinin avantaj ve dezavantajları, avukatlara tanınan haklar, Türkiye’de adalet sistemi, mahkemedeki problemler ve Türkiye’de hukuk fakültelerinin durumu gibi konularda İLKHA'ya açıklamalarda bulundu. 

Diğer ülkelere göre Türkiye’de avukatlara tanınan hakların nispeten daha az olduğunu, bir kısım hakların olduğunu, fakat hâlâ avukatların sosyal hakları yönden çok eksiklerinin olduğunu ifade eden Tanrıseven, savcılara verilen hakların aynısının avukatlara da verilmesi gerektiğini belirtti.

Avukatlık mesleğinin yargının üç kurucu unsuru olan savunma mesleğini temsil ettiğini aktaran Tanrıseven, "Bu açıdan baktığımızda yargıda sav, savunma ve hüküm olan saç ayağı var. Hüküm kısmını hâkimler, sav kısmını savcılar, savunma kısmını da avukatlar temsil ediyor. Avukatlar çok geniş bir meslek alanı içerisinde görev yapıyorlar. Avukatlığın en önemli özelliği vatandaşın hakkını savunmaktır. Avukatlar insanların hakkını elde etmesi, hak etmediği cezayı almaması için insanları savunurlar." dedi.

İyi bir avukat olmanın özellikleri

İyi bir hukukçu olmanın çok da kolay olmadığını vurgulayan Tanrıseven, "Özellikle ülkemizde iyi bir hukukçu olmak için öncelikle bu mesleği sevmeniz lazım. Sevmediğiniz takdirde bu mesleği yapma şansınız yok. Avukatlar başkalarının sorunlarıyla uğraşırlar. İyi bir avukatta olması gereken özellikler şunlardır; öncelikle iyi bir analitik becerisi, yani iyi bir muhakeme yeteneğinin olması gerekir. Araştırmacı bir kişilikte olmalıdır. Araştırmacı olmayan bir insan iyi bir avukat olma şansı çok zayıftır. İletişim kanalları açık olması gerekir. Bir avukat iletişim becerisine sahip olması lazım. Öte yandan bu meslekte çok azimli ve sabırlı olmanız lazım. Aksi halde bir süre sonra bu meslekten soğursunuz." diye konuştu.

Konuşmasının devamında Tanrıseven şunları söyledi: "Ülkemizde kanunlar sık sık değişiyor. Herhalde en çok kanunların, mevzuatın değiştiği ülkelerden biriyiz. Bu açıdan sürekli kendimizi geliştirmemiz, sürekli eğitimler almamız gerekiyor. Bunu yapmadığımız takdirde bir süre sonra bildiğimiz bilgiler artık geçersiz hale gelebiliyor. Her şeyden önce iyi bir avukatın mütevazi olması gerekiyor."

"Avukatlık mesleği sevilerek yapılmalı"

Avukatlık mesleğinin toplumda saygın bir meslek olduğuna işaret eden Tanrıseven, "Her ne kadar toplumumuzda bir takım olumsuzluklar olsa bile toplumda halen avukatlık saygın bir meslek olarak kabul ediliyor. Ülkemizde avukatlık sayısı her ne kadar artış olsa bile iyi kazandıran bir meslek grubudur. Yalnız çok stresli bir meslektir. Strese alışkın olmanız lazım, aksi halde bu stresi kaldırmak kolay değil. Yorucu bir meslek, hatta ailenize vakit ayıramayabiliyorsunuz. Avantajları olduğu gibi dezavantajları da çok olan bir meslektir. Bu mesleği severek yapmak lazım." ifadelerini kullandı.

Diğer ülkelere göre Türkiye’de avukatlara tanınan hakların nispeten daha az olduğunu kaydeden Tanrıseven, bir kısım hakların olduğunu, fakat hâlâ avukatların sosyal hakları yönden çok eksiklerinin olduğunu dile getirdi.

"Halen adalet sistemimiz eskiden gelen sorunlarla devam ediyor"

Türkiye’de adalet sisteminin her zaman tartışılan bir olgu olduğunu belirten Tanrıseven, konuşmasına şöyle devam etti:

"Yaklaşık yüzyıllık bir devlet geleneğimiz var. Ondan önce binlerce yıllık bir imparatorluk geleneğimiz var. Ama halen adalet sistemimiz eskiden gelen sorunlarla devam ediyor. Hatta bazen katlanarak devam ediyor. Son dönemde FETÖ olaylarından sonra yargı neredeyse tamamen alaşağı oldu. Şu anda terör örgütü üyeliğinden cezaevinde yatan binlerce hâkim, savcı var. Fakat bunların verdiği kararlarla cezaevinde olan yüzbinlerce mağdur insan var. Buna bakıldığında insanların adalete olan inancı çok fazla değil. Halen birçok eksiğimiz var. Bu dönem yavaş yavaş biraz toparlanmaya başlandı, ama bunun düzelmesi biraz zaman alacaktır."

"İnsan unsurunu değiştirmediğiniz takdirde dünyanın en iyi kanunlarını getirin çözüm olmuyor"

Türkiye’de kanunların sıklıkla değiştirildiğini, bunun yerine insan unsurunu değiştirmek gerektiğinin altını çizen Tanrıseven, "Batı demokrasilerinde bir kanun çıkar ve yüzlerce yıl devam eder. Hatta çerçeve kanunlar şeklinde çıkar. Kolay kolay çok ayrıntılı mevzuat bulamazsınız. Ama bizde kanunlar en ince ayrıntısına kadar düzenlemek zorunda kalınmıştır. Çünkü insanlar bunu kötüye çekebilmektedir. Eskiden 141, 142, 163’üncü maddeler vardı anayasada, bunlar değişti, tam ‘her şeyden kurtulduk’ insanlar daha rahat düşüncelerini ifade edebilecekler dedik, fakat öyle olmadı. Hâkim ve savcılarımız hemen 312’nci maddeyi buldular. O kaldırıldı, 301’inci madde ortaya çıktı. Ne yaparsanız yapın insan unsurunu değiştirmediğiniz takdirde dünyanın en iyi kanunlarını getirin çözüm olmuyor. İnsanlar iyi bir şekilde yetiştiği takdirde kanunlara bile ihtiyaç kalmayacaktır. Bugün günümüzde doğru dürüst yazılı kanunların olmadığı ülkeler var. Bizim açımızdan biraz daha insan unsurunda bir sorun var diye düşünüyorum." açıklamasında bulundu.

"En büyük sorun adaletin geç tecelli etmesidir"

İnsanlarda hukuk bilincinin biraz daha artmaya başladığını belirten Tanrıseven, "İnsanlar haklarını artık daha rahat arayabiliyorlar. Mahkemelerde halen en büyük sorun adaletin geç tecelli etmesidir. Yargılama süreleri çok uzundur. Her ne kadar son dönemlerde biraz kısalmaya doğru gittiyse de halen çok fazladır. Hakkınızı 5 yıl sonra alıyorsanız bu hak olmaktan çıkıyor. Bu yüzden adaletin biraz daha hızlanmaya ihtiyacı var." şeklinde konuştu.

"Sınav şartı getirilmeli"

Hukuk fakültelerinin en çok tartışılan konulardan biri olduğunu ifade eden Tanrıseven, şunları söyledi:

"Benim okuduğum dönemde Türkiye’de 6 tane hukuk fakültesi vardı. Şu an özel üniversitelerle beraber 100’ün üzerinde hukuk fakültesi var. Şu an en rahat olunabilen meslek avukatlık mesleğidir. Hukuk fakültesini bitirdiğiniz takdirde bir yıl staj yaparak hiçbir sınava tabi tutulmadan avukat olabiliyorsunuz. Bu mesleğe biraz daha kalite getirmek için sınav şartı getirilmelidir."

"Avukatların konumu güçlendirilmelidir"

Konuşmasının devamında "Ülkemizde yargı sorunları bitmez." diyen Tanrıseven, "Bu sorun önümüzdeki yıllarda da devam edecek, geçmişten aldığımız bir miras. Ama bu sorunları en aza indirmek için çaba gösterilmesi lazım. Bunu yapmak için öncelikle mahkemelerde savcının avukatın yanına indirilmesi lazım. Savcı hâkimin yanına oturduğu takdirde kendini mahkemenin hükmün bir parçası olarak görüyor. Savcılara verilen hakların aynısının avukatlara da verilmesi lazım. Avukatların konumunun biraz daha güçlendirilmesi lazım." ifadelerini kullandı.(İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.