"Sisi yönetimi aşırı İsrailci bir politika izlemektedir"

"Sisi yönetimi aşırı İsrailci bir politika izlemektedir"
Abdul-fettah el-Sisi'nin askeri darbe sonucu Kurdurduğu hükümetin bakanlar kurulu ve özellikle Mısır dış işleri bakanı Sameh Şükri aşırı derecede İsrailci bir politika izlemektedir.

Nitekim Sameh Şukri şaşırtıcı bir ifade kullanarak, uluslararası toplumun Terörizm ile ilgili doğru bir tanım yapamadığı müddetçe, İsrail askerlerinin Filistinli çocukları öldürmesinin terörizm sayılamayacağını söyledi. Mısır dış işleri bakanı Sameh Şükri'nin bu iddiasına rağmen uluslararası toplum, 1930'lı yıllardan itibaren farklı terörizm tanımları yapmış, üstelik terörizm çeşitleri, uluslararası toplumunun güvenliğini tehdit eden en ciddi ve büyük bir eylem biçimi ve örgütlenme olduğu vurgulanmıştır.

Milletler Cemiyeti'nin 1937 yılında terörizmi önleme ve cezalandırma konvansiyonunun birinci maddesine göre, bir devlete karşı cinayet ve bozguncu eylemlerin yapılması, halk arasında dehşet salınması, özel ve tüzel kişilere ve halk kesimlerinden birinin tehdit edilmesi ve dehşete düşürülmesi, terörizm sayılıyor. 1937 Tarihli Cenevre Sözleşmesi, terörizm eylemini bir devlete yönelik olarak toplumda korku yaratmak amacı ile gerçekleştirilen şiddet eylemi olarak tanımlanmaktadır.

filistinli-cocuklar.jpg

BM Güvenlik Konseyi de Kasım 2001 yılında aldığı kararında, uluslararası terörizmin uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden en tehlikeli örgütlenme ve eylem biçimi olduğunu belirtti.  Terör ya da terörizm, siyasal, dinsel veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımı olarak tanımlanmıştır. Hükümetlere veya kuruluşlara göre değişmekle birlikte, terör uygulayan organize çeşitli gruplara terör örgütü, terör uygulayan şahıslara ise terörist denilmektedir. Gücünü ve yetkilerini kötüye kullanan devletler de devlet terörizmi kapsamında, savaş suçları ya da insan hakları ihlalleri nedeniyle bu kavramla yargılanabilmektedir. Birçok hukukçu ve insan hakları savunucusu akademisyen çeşitli ülkelerdeki hükümetlerin eylemlerinin de "devlet terörizmi" olarak nitelendirebileceğini vurgulamaktadırlar.

  Genel olarak terörizm ve özel olarak devlet terörü, yıldırma, korkutma, tedhiş, sistematik şiddet kullanma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biri ile devletin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemler olarak tanımlanmıştır.

BM Uluslararası Terörizm Komitesi‘ne göre "Uluslararası boyutları da bulunan bir uzlaşmazlığın üzerine, bu uzlaşmazlığın arzu edilen yönde gelişimini sağlamak amacıyla, bir üçüncü devletin sınırları dâhilinde, bir yabancının kendi uyruğunda bulunmayan bir başkasına uyguladığı şiddet ve baskı, Uluslar arası terörizmdir. Bu tanımına göre, eğer terör eylemi, yabancılara veya yabancılara ait hedeflere yöneltilirse, hükümetler veya birden fazla devletin beslediği ve desteklediği unsurlarca yapılırsa, ayrıca bir yabancı hükümetin veya uluslararası örgütlerin siyasetlerini etkilemek için yapılırsa, terörizm uluslararası nitelik kazanır. BM ise 2005 yılında nükleer terörizmle mücadele konvansiyonunu onayladı.

Ancak Mısır hükümeti ve özellikle dış işleri bakanı Şükri, terör tanımı yapılmadığı için, Filistinli çocukların İsrailli askerlerce öldürülmesinin terörizm sayılamayacağını ileri sürmesi, Mısır yönetiminin aşırıcı İsrailci politikalar izlediğini gözler önüne seriyor. Mısır halkının muhalefetine rağmen general Sisi hükümetinin terörist İsrail rejimiyle ilişkilerini tekrar canlandırması, karşılıklı olarak elçilerini Tel-Aviv ve Kahire'ye göndermeleri,  Sameh Şükri'nin geçen Temmuz Ayında Tel-Aviv ziyareti, Filistin ile İsrail barışını sağlamaya yönelik olmadığını, Filistin halkının haklarını göz ardı ederek ikili ilişkileri daha bir geliştirme amacı taşıdığını, bu nedenle Filistinlilerin öldürülmesinin terörizm sayılamayacağını ileri sürmesine sebep oldu.

Filistin İslami direniş hareketi HAMAS sözcüsü  Hisam Bedran ise Samih şükri'nin İsrailci sözlerini kınayarak, Siyonist rejimin işlediği cinayetler ve başvurduğu terörü görmeyen kimsenin, kör olması gerektiğini belirtti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.