Siyonist Yahudi'den Dost Olur Mu?
Uhuvet Com Yazarı M.Salih Şimşek'in Türkiye-İsrail anlaşmasını ele aldığı "Siyonist Yahudi'den Dost Olur Mu?" adlı yazısı:
Evvela belirtmem gerekir ki, Siyonist Yahudi’yi dost bilmek ve güvenmek, tarihi, Kur'an'ı, sünneti ve İslam tarihini bilmemek, okumamak ve anlamamak demektir.
Kur'an'da Yahudilerin bu kadar mevzu bahis edilmesi hikâye olsun diye değildir.
Sadece Bakara Suresi’ni okuyan bir Müslüman, Yahudilerin karakterini anlamış; tabiri caizse DNA’larını çözmüş olmalıdır.
Onlar kadar karaktersiz, alçak, dünyaperest, yalancı, iftiracı, hilebaz, söz dinlemez, sözünü tutmaz, hain, anlaşmalarına sadık kalmayan başka bir kavmin olmadığını ayeti kerimelerde, hadisi şeriflerde, İslam tarihinde ve günümüzde çok net bir şekilde görülmektedir.
Rablerine verdikleri sözlere, ahitlere, yeminlere ve nezirlere itibar etmeyen, önemseyen ve her zaman aykırı hareket eden bir kavimden insanlarla yaptıkları anlaşmalara sadakat göstermelerini beklemek nasıl ve neyle ifade edilebilir?!
Kendi aralarında yaptıkları ahit, anlaşma ve sözleşmelere itibar etmeyen ve su içme rahatlığında hemen aykırı hareket edip, bozan melun bir kavimden hangi anlayış ve mantıkla sadakat beklenir?!
Peygamberlerine verdikleri onca ağır söz ve ahde rağmen sözlerinden dönen, ahitlerini bozan bir kavimden söz ediyoruz. Efendimiz (as) ile yaptıkları bütün anlaşmaları bozan, aykırı hareket eden, ihanet eden, suikast tertipleyen melun bir kavimden bahsediyoruz.
Tarihimiz boyunca hep ihanet eden, ilk fırsatta sözlerinden dönen, ahitlerini çiğneyen ve düşmanlarımızla en iğrenç işbirliklerine imza atan rezil ve sefih bir kavimden bahsediyoruz.
Suriye, Lübnan, BM, AB, ABD, Batı, Hizbullah, HAMAS, FKÖ ile yaptığı bütün anlaşmaları bozan, çiğneyen, hesaba katmayan, bahaneler üreten hilebaz ve işgalci bir kavimden söz ediyoruz.
İhanet etmek, sözlerini çiğnemek, ahitlerini bozmak, yalan söylemek ve iftira atmak en temel karakteristik özelliği olan bir kavimle yapılan anlaşmanın Türkiye tarafına hiçbir faydası olmayacağı gayet açıktır.
Türkiye’yi yönetenler, Suriye ve komşu ülkelere yönelik politikalarında çamura saplanmış, suya düşmüş ve bunun neticesinde de yılandan da beter olan Siyonistlerle anlaşma imzalamak zorunda kalmışlardır.
İşgalci Siyonist İsrail’i tanıyan ilk İslam ülkesi olmanın kara lekesini taşıyan bu ülke, bu tarihi kara lekenin yanına yine tarihi kara bir leke olarak anılacak olan bir anlaşmaya imza atmıştır.
İşin acı tarafı, her iki meselede de muhafazakârların iktidarda olmasıdır. Esasen meseleyi takip eden ve anlayanlar için, Mavi Marmara katliamından sonra Siyonist İsrail’in OPEC üyeliğini veto etmeyen hükümet rengini ta en başından belli etmişti.
Siyonistler için anlaşma çiğnemek, ahit bozmak rutin hallerdir. Yarın en ufak bir bahaneyle bu anlaşmayı da bozacak ve ihlal edecek, suçu da Türkiye’ye yükleyecek. Elindeki uluslararası devasa medya gücüyle de bunu tüm dünyaya her zamanki gibi kabul ettirecektir.
Ne acıdır ki hükümet, İsrail ile Suriye arasında arabuluculuk yaparken de ters köşe edilmiş, tam anlaşmaya varılmak üzere zannına kapılmışken yine Siyonist’in bıçağını sırtından yemişti, ama bunu da unutmuşa benziyor.
Evet, demek ki neymiş, İsrail birilerinin vazgeçilmez dostuymuş.
O afra tafralar hep birilerinin ve bir yerlerin gözünü boyamak ve kapatmak içinmiş.
O zaman tevillerde takla atanlar bu duruma da teviller getireceklerdir. Onlara diyeceğim hiçbir şey yoktur. Anlamak istemeyenden daha aptal yoktur. Görmek istemeyenden daha kör yoktur. Duymak istemeyenden daha sağır yoktur.
Onlar tevillerle takla atmaya dursunlar, ben yazımı muhteşem bir Filistin atasözü ile bitireyim: "İsrail'le örtünen çıplak kalır"
M.Salih Şimşek / uhuvet.com
Kaynak:Uhuvet.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.