Soylu: Din-i mübin üzerine büyük oyun oynanmaktadır
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "60 darbesi, bu milleti parça pencik etmeye çalışan kişiler tarafından, milletin birliği ve beraberliğini ortadan kaldırmak için yapılmıştır. Bu büyük oyun, bu coğrafyanın, din-i mübinin üzerine oynanmaktadır." dedi.
Mardin’e gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "60 darbesi, bu milleti parça pencik etmeye çalışan kişiler tarafından, milletin birliği ve beraberliğini ortadan kaldırmak için yapılmıştır. Bu büyük oyun bu coğrafyanın üzerine oynanmaktadır. Bu büyük oyun din-i mübin üzerine oynanmaktadır." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, çeşitli temas ve ziyaretlerde bulunmak üzere Mardin’e geldi. Özel Uçak ile kente gelen Bakan Soylu, havaalanında Mardin Valisi Mustafa Yaman, AK Parti milletvekilleri Orhan Miroğlu ile Ceyda Bölünmez Çankırı, ilçe kaymakamları, belediye başkanları, il protokolü, sivil toplum kuruluşları başkanları ve bazı vatandaşlar karşıladı.
Bakan Soylu, ardından Kızıltepe ilçesinde bulunan bir alışveriş merkezinde muhtarlar, sivil toplum kuruluşları üyeleri ve vatandaşlarla kahvaltıda bir araya geldi.
"Yüz yıldır bu ümmeti birbirine kırdırmaya çalışıyorlar"
Bakan Soylu, burada yaptığı konuşmada yaklaşık 100 yıldır birilerinin toplumu birbirine kırdırtmaya çalıştıklarını söyledi.
Bakan Soylu, "Bizde olmayan hasletleri, fitne tohumlarını bir şekilde ekmeye çalışıyorlar. İşte PKK, DAİŞ ve FETÖ böyle bir fitnedir. Bunlara verilecek en güzel, net ve sağlam cevap bu salondaki halimizdir. Bu salonda bizim bir arada oluşumuz, bu toprakların çok dışında olan birçok yeri rahatsız etmiştir. Uykusunu kaçırmaktadır. Birileri bu topraklara devletin gelip gitmesinden, siyasetin bu topraklarda milletle beraber olmasından, devletin hizmetkâr olmasından ve buralara hizmet götürülmesinden son derece rahatsızdır." dedi.
"Bu büyük oyun bu coğrafyanın, medeniyetin, din-i mübinin üzerine oynanmaktadır"
Türkiye tarihinde yaşanan ezan ve Kur'an-ı Kerim yasaklarını hatırlatan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Dindarlar ötekileştirilmişti. Bu memleket Allah-u Ekber’in yasak olduğu, Kur’an-ı mü binin yasak olduğu, çocuklarımıza Kur’an-ı Kerim’i öğretmenin yasak olduğu günleri yaşadı. Sadece onlarla mı kalmıştı ötekileştirmek. Bu ülkede köylüler Ankara Tandoğan Meydanı’na sokulmuyorlardı. Memleketimizin her tarafı hani ‘Tek parti, tek adamlık, tek şef’ diyorlardı ya… 1950 ile 60 yılları bu travmanın tamamını ortadan kaldırmıştır. 1960 darbesi siyasi bir iktidara yapılmamıştır. Önemli bir iddiayı ortaya koymak istiyorum; 60 darbesi, bu milleti parça pencik etmeye çalışan kişiler tarafından, milletin birliği ve beraberliğini ortadan kaldırmak için yapılmıştır. Darbeden sonraki tarihi bir dikkat edin, olaylara bir dikkat edin. İsterseniz sağ ve sol çatışmalarına bakın, Alevi ve Sünni çatışmalarına bakın, Kürt ve Türk çatışmalarından 60 darbesinden 80 ve 80’den sonraya varan süreçlere kadar uzanan tarih dilimini hep beraber bir zihnimizden geçirelim. Bu büyük oyun bu coğrafyanın üzerine oynanmaktadır. Bu büyük oyun bu medeniyetin üzerine oynanmaktadır ve bu büyük oyun Dini Mübin üzerine oynanmaktadır. Bunu hep beraber görüyoruz. Bu topraklarının hangi birleştirici değeri varsa o değerlerin üzerine oynanmaktadır. Bunu anlıyoruz ve görüyoruz. Biz büyük bir milletiz."
"Bir ailenin evladı Metina’ya, Zap’a ve Kandil’e götürülüyorsa bunun sorumlusu benim"
PKK'yla mücadelenin devam edeceğine vurgu yapan Bakan Soylu, "Mardin’den bir kez daha söylüyorum; Cumhurbaşkanımız kararlı, Başkanımızın talimatları var, hükümetimizin kararlı, devletimiz kararlı, en önemlisi de bu milletimiz kararlıdır bu konuda. Hiç kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın, biz terörü bitireceğiz. Ama esas mesele nedir biliyor musunuz? Terörden sonra, terör bittikten sonradır. Teröristi bitirdikten sonra sosyal ve ekonomi politikalarımızla, bizler o kardeşlerimizin her birini bu memleketin hem eşit vatandaşı hem de en iyi yetişmiş vatandaşı yapmakla mükellefiz. Eğer bir ailenin 12, 13, 14 yaşındaki evladı kendisinden habersiz bir şekilde Metina’ya, Zap’a ve Kandil’e götürülüyorsa bunun sorumlusu benim ve ben bu sorumluluğu alıyorum. Bu çocukların yanı annelerinin yanıdır. Benim evladım nasıl annesinin yanında büyümüşse o çocuğun yeri de annesinin ve babasının yanıdır. İşinden evine yorgun dönen bir babanın en büyük muradı ailesiyle eşiyle çoluk çocuğuyla buluşmasıdır. Devlet dediğin bunu sağlayabilme kabiliyetine sahiptir ve sahip olmalıdır. Eğer bunu sağlayabilme kabiliyetine sahip değilse o devlet değildir. Bu kadar net ve açıktır." dedi.
"Biz belediyelere el koymadık"
Kayyum atamalarına değinen Bakan Soylu, "Belediyelere el konuluyor diye bizi dünyaya şikâyet ettiler. Biz belediyelere el koymadık. Biz teröre dayanak olan anlayışa el koyduk. Bu devlet olarak görevimizdir. Modern devletler, rey ve vergi üzerinden tanımlanan devletlerdir. Vatandaş vergisini verecek, siz vergisini bu ülkenin birliğini ve beraberliğini bozmaya çalışan PKK terör örgütüne göndereceksiniz. Yine buna müsaade ederseniz siz devlet olmazsınız. Bu vatandaş vergisiniz şunun için veriyor: çöpüm toplansın, güvenliğim sağlansın, seyahat özgürlüğüm ve müteşebbis özgürlüğüm sağlansın. İnancımı ve değerlerimi rahat bir şekilde yaşayabilme kabiliyetine sahip olabileyim, çarpık şehirlerde değil nizamı olan ve çocuklarımızın oynayabileceği şehirde yaşayabileyim diye vergi veriyor. Bundan Diyarbakır’da Mardin’de istifade etsin, bundan bizim evlatlarımız da istifade etsin." diye konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.