Teröre karşı İslam'a sahip çık
İslam dünyası büyük bir terör tehdidiyle karşı karşıya. Ülkelerimiz, şehirlerimiz, sokaklarımız hatta insanlarımız terörün yıkıcı saldırılarında çok ağır bedeller ödüyor. Öyle ki, bu saldırılar işgallerden çok daha vahim hale gelmiş, ülkeleri parçalamak için en iyi dış müdahale şekline dönüşmüştür. Devletler dağılıyor, ülkeler parçalanıyor, Müslümanlar kendi içlerinde cephelere bölünüyor, Müslüman coğrafya tekrar bir araya gelemeyecek şekilde kamplara ayrılıyor.
11 Eylül saldırılarından bu yana, terörle İslamı ve Müslümanları bir gösterenler en büyük saldırıyı Müslüman toplumlara yapıyor. Terör örgütleri İslami motifler kullanıyor, bu motifler üzerinden Müslüman ülkelerde yıkımlara neden oluyor.
Bu bir projedir: Coğrafyamızın 21. yüzyılının tamamını rehin alacak bir hesaptır. Terörü İslamla bir göstermek de, Müslüman kimlikler üzerinden terör örgütleri kurmak da, bu örgütler üzerinden Müslüman ülkeleri vurmak da hep birbirini tamamlayan tek bir projedir.
İstanbul'u vuran son terör saldırısı ilk değildir, son da olmayacaktır. Türkiye'nin en büyük şehrine, dünyanın sayılı havaalanlarından birine yönelen bu saldırı, IŞİD görüntüsü altında yapılmıştır. Suriye savaşının bir parçası gibi gösterilmiş, teröre yine İslam etiketi yapıştırılmak istenmiştir. Türkiye, terörle dize getirilmek, çökertilmek istenmektedir. Bu saldırılar, Türkiye'yi parçalama hesaplarının ilk adımlarıdır.
Müslümanların, dini önderlerin, bu konuda kaygısı, olanların, hassasiyet sahibi olanların, müftülerin, imamların, STK'ların, kanaat önderlerinin, ilahiyat fakültelerinde görevli hocaların bu tehlikeye karşı tepkilerini acil olarak yükseltmeleri gerekir.
Diyanet İşleri Başkanı öne çıkarak, bütün teşkilatı bu hassasiyete yönlendirmeli, teröre, özellikle de terörle İslam arasındaki kimlik bağı tesis etmeye dönük projeyi daha somut tepki göstermelidir. Konuşmanın, sözün ötesine geçecek bir tavır alma artık bir zorunluluktur.
Türkiye şu tehditlere karşı sözün ötesinde bir tavır almalıdır: IŞİD gibi 'terörü İslami kimlikle kamufle etme' girişimlerine. Ayrıca, PKK ve PYD üzerinden ülkemizi hedef alan terör dalgasına. Bunlara karşı kitlesel reaksiyon göstermek, teröre karşı birleşmek, omuz omuza vermek gerekmektedir. Milyonlarca insanın teröre karşı sessiz yürüyüşler yapmalı, ortak bir bilinç dalgası oluşturulmalı, sözün ötesinde girişimler öne çıkmalıdır.
islam adına tuzak
IŞİD saldırıları nedeniyle İslam terörle eşleştirilmeye çalışılırken, bu algı operasyonuna Batılı istihbarat örgütleri ve medya da büyük katkı sağlıyor. IŞİD'e karşı Müslümanların tek ses olamamaları da bu algıyı körüklüyor. Öte yandan İslam alimlerinin terörist faaliyetler karşısında duramamaları da Müslümanlar arasında 'teröre maşa yapılabilecek cahil gençlerin' oluşmasına imkan tanıyor. Daha önce El Kaide şimdi ise IŞİD eliyle yapılan terörizm, din ve inanç farkı gözetmeksizin tüm toplumları hedef alıyor. Terör eylemlerinden en çok zararı ise yine Müslümanlar ve dolaylı olarak da olsa İslam görüyor. Alimler, terör örgütleri nedeniyle inanç değerlerine karşı nefret söylemlerinin artmasına karşı durmak için 'Terörizme Karşı Müslüman Yürüyüşü'nde birleşti. Müslümanlar tarafından ortaya konan ilk tavır olma özelliği taşıyan bu yürüyüşle, kanaat önderleri biraraya gelerek Müslümanların sesi olacak. Görüşlerine başvurduğumuz herkes İslam adına tuzak kurulmasına çok sert tepki gösterdi. Gençlerin terörizmin potansiyel maşası olmaktan uzak tutulması gerektiğini belirten din alimleri, “Kur'an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin öğretileri, başkasına zarar vermeyi reddediyor. İslam adına kurulan bu tuzağa düşmeyin. IŞİD'i, terörü, kan dökmeyi reddediyoruz” mesajı verdi.
Gençlerimize sahip çıkalım
İlahiyatçı yazar Ömer Döngeloğlu:
“Kitabımız Kuran'ı Kerim'de haksız cana kıymanın ebedi cehennemlik olduğunu bildiren apaçık ayetler var. Peygamber Efendimiz kafir bile olsalar, suçsuz ve masum insanlara kıyılmayacağını, kiliselere, havralara, evine kapanmış sivillere dokunulmayacağını Hz. Ali'yi Hayber'e gönderirken de sıkı sıkıya tembih etmişti. Bunlar ortadayken Müslüman gençlerin bu tür yollara sapmaları doğru değil. Allah gençleri bu tuzaklardan korusun. Bunlar dışarıda olan, Müslümanlara kötü bir imaj, kötü bir elbise dikmek isteyenlerin oyunudur. Bunu gençlerimizin fark etmesini umud ediyorum. Gençlerimize faydalı sözler söyleyerek, örnek olarak onlara sahip çıkmalıyız. Dinimizi güzel öğretmemiz gerekiyor.”
Dinimizi kurtaralım
Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça:
“Samimi gençleri alıp götürüyorlar ama IŞİD, bugün tamamen dış güçlerin kontrolü altında bir örgüttür. Bunu Batı ülkeleri idare ediyor bunların başında İngiltere ve İsrail ve Rusya ve İran da buna çanak tutuyor. Gençler dış güçlerin ellerinde oyuncak olmasınlar, akıllarını kullansınlar. Masum insanları öldürmek, İslami bir tavır değildir. Bilakis, İslam'ı bu örgütle kötü gösteriyorlar, bu örgüt İslam'a çok büyük zarar veriyor. Şu anda hiçbir şekilde İslam'a sempati duymuyor. Avrupa'da Müslüman olmak isteyen gençler nefret eder hale geldi. Kesinlikle bu örgüt, Avrupa gençliği İslam'dan nefret etsin diye çıkarılmış bir örgüttür. İnsanlar İslam'dan uzaklaşsınlar, Müslüman olmasınlar nefret etsinler diye bu örgüt ortaya çıkarıldı. Bundan dolayı buraya gidecek gençleri Allah muhafaza, akıllarını kullanmaları gerekiyor. Gençlerimiz, başkalarının elinde oyuncak olduklarının farkına varmalılar. Saldırıda yaşamını yitiren bir genç kardeşimizin cenazesini gittim. Başakşehir İmam Hatip Lisesi müdürlerinden Nazım Demirci kardeşimizin oğlu Muhammed Eymen Demirci'yi Atatürk Havalimanı'ndaki patlamada kaybettik. Bugün çok kalabalık bir kitleyle, cenaze namazını kıldık. Gerçekten içimiz yandı. Böyle manzaraları görmek istemiyoruz. Bu ülkeye kanımızın son damlasına kadar sahip çıkacağız, savunacağız. İslam'ı sahih olan şekliyle insanlığa ulaştırılması için gayret edeceğiz. İslam'ı yanlış anlayanlar, terör estiren örgütlerden de dinimizi kurtarmamız lazım.”
Nihilist cinnet
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez:
“Yaşadığımız büyük acılarla sadece masum canlara değil yeryüzüne merhamet getiren dine de kastediliyor. Bugün terör şebekeleri eliyle İslam dinine kastedilmektedir. Her Müslüman bunun farkında olmalı. Tehdit altında olan İslam'ın kendisidir. İslam Medeniyeti bağrından çıkartılan teröristlerin tehditi altındadır. Harici sebepleri ne olursa olsun eğer birileri rahmet dini İslam'ı referans alarak mübarek Ramazan günlerinde mukaddes Kadir Gecesi arifesinde masum insanları hunharca katletmeyi meşru görüyorsa bunun sebeplerini herhangi bir ilahi dinde aramak beyhude olur.
Önce şiddet ve savaşların gölgesinde kaos teolojileri üretildi. Bugün kaos teolojileri cinnet üretiyor. İnsanlığın merhametsizliği dinleri dönüştürüyor. Bu sadece terör değildir. Çağın en büyük hastalığı olan nihilizmi din haline getirme teşebbüsüdür. Hayatın manasını, varoluşun gayesini kaybetmiş nihilist cinnet hareketleridir.
Hep birlikte terör şebekeleri marifetiyle dinin nasıl evrildiğinin ve nasıl dönüştürüldüğünün farkında olmalıyız. Dinin safiyetini kaybedip masum insanlara kasteden bir ideolojiye dönüşmemesi için ilmen, fikren, ahlaken gereken önlemler alınmalıdır. Yaşanan bütün vahşetler birer sonuçtur. Sebep değildir. Asıl sebep bölgenin şiddet ve vahşet üreten bir bataklığa dönüştürülmesidir.”
Yoldan saptılar
İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman:
“Amaç ile ilgili eskiden beri meşhur olan yanlış bir uygulama vardır. 'Amaç aracı meşru kılar' diye; bu birçok masumun kanının dökülmesine sebep olmuştur. Amaç aracı meşru kılarmış, hayır kılmaz. Amaç meşruysa aracınız da meşru olacaktır. İslam neyi hangi yoldan elde edeceğinizi de ortaya koymuş. Bir tane masum insanın kanını akıtamazsınız. Efendimiz ve ondan sonra onun halifeleri, valiler, komutanlar vazife alıp giderken, hep onlara şu talimatı verdiler: Savaşa gidiyorsunuz, askerle savaşın, size kılıç çekenle savaşın ama mabedinde ibadediyle meşgul olan işinde gücünde zanaatkar, çoluk çocuk, halk, kadına sakın dokunmayın. Öldürmeyin, yaralamayın, korkutmayın, meyveleri, zirai mahsulleri yakmayın. Orası dış hatlar terminalinin önü. Her milletten insan var. Gözünü yumup insanlara silahtan ateş püskürtüyorsunuz. Bunu tasvip edecek bir ahlak öğretisi, bir din, bir vicdan olamaz. İslam hiç olamaz. İslam'la hiç alakası yok. Bunları meşru gösteren şahıslar, kuruluşlar, fırkalar tamamen yanlış yoldadır. Eğer bir hareketin lideri, insanları topluyor, 'haydi kuşanın bombaları, gidin en çok insan neredeyse orayı patlatın, ölen ölsün kalan kalsın' diyorsa, 'bu meşrudur' diyorsa, bilsinler ki bu kişi doğrudan sapmıştır. İslam'la alakası yoktur.”
Okumuyoruz
İlahiyatçı yazar Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma:
“Kuran-ı Kerim'de Allah-u Teala Peygamberimize diyor ki mealen “Sizin aranızda kim öldükten sonra bana gelmek istiyorsa peygamberi örnek alın” bu kendilerine Müslüman diyenler nerede olursa olsun peygamberi tanımadıkları için İslamı yanlış anlıyorlar. Kendi başlarına hareket ediyorlar. Kuran'ı da bilmiyorlar. Ondan sonra bir cahil onları hareket ettiriyor. Kendilerini de mahvediyorlar. Dünyaları da bitiyor ahiretleri de bitiyor. Çünkü bizim dinimizde asla intihara yer yoktur. Hiç kimse bir şey için bu şey ne olursa olsun intihar edemez. Bütün bunlar cehaletten kaynaklanıyor. Cahil olunca sadece kendilerine söylenene uyuyorlar. Halbuki Peygamberimizin hayatını okusalar, her şey çok farklı olur. Bir Müslümanı taammüden öldüren Müslüman değildir. Biz Müslümanların en büyük sorunu okumamak. Cahillik en büyük sorunumuz.”
Nefret ettirmek için planlanmış
İlahiyat Profesörü Süleyman Ateş: “Bunlar insanları ürkütüyor, nefret ettiriyor. İnsan öldürmenin hiçbir dinde yeri olamaz. Masumları katletmek Allah katında en menfur şeydir. Cinayet en büyük suçtur. IŞİD adeta insanları İslam'dan nefret ettirmek için planlanmış, kurgulanmış bir teşkilattır. Müslümanlar bunlardan uzak durmalı. Memleketimiz İslam'ı en güzel şekilde temsil ediyor. Gençlerimize bu tür aşırı hareketlerinden uzak durmalarını tavsiye ederim.”
Tel'ine mahkum
Mevlevi Şeyhi Mehmet Safiyüddin Erhan:
“Nebii Muhterem (s.a.v.) Efendimiz Hazretlerinin, 'Müslüman, mü'min elinden, dilinden ve sair azâ ve imkânlarından zarar gelmeyendir' şeklindeki tariflerine ve 'selâmünaleyküm' ifadesi ile 'bizden size zarar gelmez' manasına rağmen; İslam dünyasındaki otorite boşluğunun neticesi gaflet, irfan, edep ve mana mahrumu haktan hakikattan gayriye satılanların indî fetvalarınca dava veya cihat sandıkları caniyane teşebbüsleri ma'şeri vicdanlarda her zaman tel'ine mahkümdurlar.”
YENİŞAFAK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.