Tufan'ın komutanı Yahya Sinvar, şehadet yıldönümünde minnetle anılıyor
Hücre hapislerinden HAMAS hareketinin liderliğinde karar mercii konumuna, İslami Üniversitesi'ndeki öğrenci sıralarından saha operasyonlarının planlanmasına uzanan bir yolda ilerleyen Yahya Sinvar, azim ve köklü bir direniş inancıyla yolunu çizdi ve koşullar değişse de sarsılmaz bir projeyi omuzlarında taşıdı; nihayetinde çatışma içinde bir şehit olarak dar-ı bekaya irtihal etti.
Bugün, 16 Ekim, Komutan Sinvar'ın şehadetinin birinci yıldönümü. Bu anma gününde şehit komutanın hikayesi, bir mülteci kampı çocuğunun Filistin'in çağdaş tarihindeki en önemli direniş sembollerinden birine nasıl dönüştüğünü, halkını ateşin ortasından özgürlük ve onuru elde etmeye ve Filistin davasını tüm dünyanın gündemine dayatmaya nasıl öncülük ettiğini tekrar ortaya koyuyor.
Doğumu ve Yetişmesi
29 Ekim 1962'de Yahya İbrahim Sinvar, siyonistlerin, ailesini 1948'de Mecdel Askalan kentinden sürdükten sonra, Gazze'nin güneyindeki Han Yunus Mülteci Kampı'nda doğdu.
Direniş ruhu ve kaybedilen vatana özlemle dolu bir ortamda, yoksulluk ve meydan okumalarla yaşayan bir mülteci topluluğunun içinde dünyaya geldi, ancak çocukluğundan itibaren aidiyetin anlamına dair erken bir kavrayışa sahipti.
Sinvar, eğitimini Han Yunus'taki okullarda aldı ve erkek lisesinden mezun olduktan sonra Gazze İslam Üniversitesi'ne kaydoldu. Arap Dili eğitimi gördüğü bu dönemde siyasi ve örgütsel kişiliği şekillenmeye başladı.
Üniversite koridorlarında İslami Bloğun en öne çıkan sesi ve farklı bloklar arasındaki öğrenci tartışmalarının en önemli teorisyeniydi. 1982'den 1987'ye kadar Öğrenci Meclisi'ndeki liderlik pozisyonları arasında geçiş yaptı ve sonunda başkanlığa seçildi. Şehit İmam Şeyh Ahmed Yasin'in gözetiminde, kültürel bir direniş aracı olarak sanatı kullanma girişimi olan "İslami Sanata Dönenler" adlı sanat grubunun kurucularından biriydi.
Örgütsel Faaliyet
80'li yılların başında Sinvar, öğrenci faaliyetlerinden silahlı örgütsel faaliyete geçti. 1983 yılında, daha sonra HAMAS'ın Genel Güvenlik Servisine dönüşecek olan ilk çekirdeği oluşturan "Davanın Güvenliği" birimini Şeyh Ahmed Yasin ile birlikte kurdu. Üç yıl sonra, işbirlikçileri takip etmek ve işgal güçleriyle işbirliği yapanları ifşa etmekle görevli güvenlik örgütü olan "Mecd" örgütünün kurulmasına katkıda bulundu.
Esaret
Sinvar birkaç kez tutuklandı; ilki 1982'de Faria Hapishanesi'nde altı ay olmak üzere, ardından 1988'de işgal güçleri tarafından dört müebbet hapse çarptırıldı ve bunun 23 yılını aralıksız, yaklaşık dört yılını da hücre hapsinde olmak üzere zindanda geçirdi.
Esaret altındayken örgütsel ve entelektüel faaliyetlerine ara vermedi; HAMAS mahkumlarının üst düzey yönetim kuruluna liderlik etti ve bir dizi büyük açlık grevine nezaret etti.
Ayrıca İbranice dilini öğrendi ve yıllarını araştırma ve yazmaya adadı; "İsrail" güvenliği ve siyaseti üzerine, en dikkat çekici olanları "Şin Bet: Enkazlar Arasında", "İsrail Partileri", "Mecd" ve "Deneyim ve Hata" olan kitaplar yazdı ve çevirdi. 1967 sonrası Filistin mücadelesinin aşamalarını belgeleyen edebi romanı "Diken ve Karanfil"i de yazdı.
Özgürlük
Yahya Sinvar, 2011 yılında "Vefa el-Ahrar" takasıyla özgürlüğüne kavuştu ve hapisten çıktı. Sinvar, bu anlaşmanın temel mimarlarından biriydi.
Serbest bırakılmasından bir yıl sonra evlendi ve İbrahim, Abdullah ve Rıza adında üç çocuk sahibi oldu. Hemen ardından hareketin siyasi ve örgütsel çalışmalarına katıldı; Siyasi Büro'ya üye seçildi, 2012'de güvenlik dosyasını, ardından 2013'te askeri dosyayı devraldı.
2015 yılında ABD onu "Uluslararası Teröristler" listesine ekledi; aynı yıl Kassam Tugayları'ndaki siyonist esirler dosyasını yönetmekle görevlendirildi.
HAMAS liderliği
2017 yılında Sinvar, Gazze Şeridi'ndeki HAMAS Siyasi Bürosu Başkanlığı'na seçildi ve 2021'de ikinci bir dönem için yeniden seçildi. 2023 yılında Gazze'ye yönelik soykırım savaşı sırasında hareketin en hassas dönemlerinden birinde, Komutan İsmail Heniyye'nin şehadetinin ardından hareketin liderliğini yürüttü.
6 Ağustos 2024'te, Tahran'da şehit edilen İsmail Heniyye'nin yerine HAMAS Siyasi Büro Başkanlığı'na seçildi. Bu, Sinvar'ın düşünce, örgütlenme ve sahayı, hapis ve liderliği bir araya getirdiği kırk yılı aşkın bir serüvenin taçlandığı bir anı temsil etti.
İşgal kuvvetleri onu hedef listesine aldı ve daha önce 1989, 2014 ve 2021 yıllarındaki savaşlarda hedef alınan evini dördüncü kez yıktı.
Şehadeti
Askeri yeleğini giymiş, çatışma halinde, ilerleyen ve geri çekilmeyen... Şehit Komutan Yahya Sinvar Ebu İbrahim, 16 Ekim 2024'te Rabbine işte böyle şehit olarak kavuştu. Kahramanlık ve gururla dolu bir sonuçla, adaletin dürüst sahipleri ile suçlu düşmanları arasındaki yüzleşmede ileriye giden yolu çizdi.
Aksa Tufanı'nın 377. gününde, çatışma içindeki komutanın şehadeti açıklandı. Bu savaş, bölgenin çehresini değiştirmek üzere olduğu, tüm büyük küresel güçlerin askeri ve istihbarat desteğiyle katıldığı, modern çağdaki en vahşi soykırım suçları karşısında halkın kahramanlık ve direnişiyle dolu bir savaştı.
Efsanevi bir finalde, ki bu aynı zamanda yeni bir başlangıçtır, Sinvar, askeri yeleği, maskesi, cesareti, soğukkanlılığı ve direnciyle görünür. Elinden yaralanır, yarasını bir tel parçasıyla sarar ve son nefesine kadar direnir; direnişçi halkı ve Gazze'nin köklü dağları gibi yüce bir şekilde, cesur bir kahramanın imajıyla aramızdan ayrılır.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.