Türkiye Gazetesine tepkiler büyüyor
Türkiye gazetesinin, "Diyanet neden hâlâ sahip Çıkıyor? Kutlu Doğum Bir FETÖ Projesi" başlıklı manşetine İttihad-ul Ulema ve Peygamber Sevdalıları Platformundan tepki geldi.
Türkiye Gazetesi'nden Abdülhakim Arvas'ın imzasıyla yayımlanan haberde, her yıl yüzbinlerin katılımıyla düzenlenen Kutlu Doğum etkinlikleri görmezden gelinerek etkinliklerin "FETÖ Projesi" ve "garabet" olarak nitelendirilmesine İttihad-ul Ulema ve Peygamber Sevdalıları Platformundan da tepkiler geldi.
Peygamber Sevdalıları Platformu, Türkiye Gazetesinin Kutlu Doğum etkinlikleri hakkındaki ithamlarını İslam düşmanlığı ve bağnazlık olarak nitelerken, Âlimler ve Medreseler Birliği Başkan Yardımcısı (İttihad-ul Ulema) Mehmet Şenlik Hoca ise söz konusu "haberi" Peygamberi anlamanın ve öğrenmenin engellemesine yönelik olarak atılan bilinçli bir adım olarak değerlendirdi.
Peygamber Sevdalıları Platformunun, Kutlu Doğum etkinliklerinin asırlardır birçok İslam ülkesinde, Müslüman halklar tarafından kutlandığının belirtildiği açıklamada, Hz Muhammed'in Kutlu Doğumunu ve Mevlid-i Şerif'i kirli bir yapılanmaya mal etmenin, gaflet ve cehaletten öte art niyet olduğuna dikkat çekildi.
“Kutlu Doğumu polemik konusu yapmak ya İslam düşmanlığından ya da cehalet ve bağnazlıktan ötürüdür”
Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından yapılan açıklamada, “Mevlit Kandili, günümüzün ifadesiyle Kutlu Doğum, İslam ülkelerinin bazılarında Hicri Takvime göre Rebiul-Evvel ayında, bazılarında ise Miladi Takvime göre Nisan ayında kutlanmaktadır. Peygamberi topluma tanıtıp sevdirmek amaçlı bu tür etkinlikleri polemik konusu yapmak ya İslam düşmanlığından ya da cehalet ve bağnazlıktan ötürüdür.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın sonunda, “Peygamberimiz tüm ümmetin, tüm Müslümanların ortak değeridir. Onu tanıtıp sevdirmek herkesin görevidir. Bu tür etkinlikleri sadece bir guruba, camiaya veya kuruma has kılmak kesinlikle yanlıştır. Peygamber Sevdalıları olarak bu tür yaklaşımları doğru bulmuyor, tüm İslami kesimleri bu tür etkinlikleri düzenlemeye çağırıyoruz.” denildi.
Türkiye gazetesinin Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri hakkındaki ithamları hakkında açıklamalarda bulunan Âlimler ve Medreseler Birliği Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik Hoca da Kutlu Doğum’un yeni bir gelenek olmadığını ifade ederek Hicri 3’üncü asırdan sonra başlayıp devam etmiş olan bir hareket olduğunu söyledi.
“Kutlu Doğum etkinlikleri Selahattin Eyyubi ve Nurettin Zengi’nin geleneğidir”
Kutlu Doğum etkinliklerinin Selahattin Eyyubi ve Nurettin Zengi zamanında yapılan merasimler olduğunu dile getiren Şenlik, “Onlar o zaman büyük merasimler yapmıştır. Başka bölgelerden, eyaletlerden âlimleri toplar, mütedeyyin insanları toplar ve onlara yemekler yedirilirdi. Rivayetlere göre bu merasimlerin yapıldığı yer Nusaybin olarak belirtiliyor. O zamandan başlayıp günümüze kadar Kutlu Doğum programları yapılıyor. Cumhuriyet döneminden itibaren bu olay geriletilmeye başladı. Kimi zamanlar mevlid etkinlikleriyle, belayı def etmek veya bir adak için insanlara yemek yedirilirdi. Bu yemek yedirme de Selahattin Eyyubi ve Nurettin Zengi’nin geleneğidir.” dedi.
Kutlu Doğum etkinliklerinin toplu olarak büyük kalabalık ve kitlelere mesaj vermek için Nurettin Zengi ve Selahattin Eyyubi ile başladığını belirten Şenlik, bu geleneğin günümüzde Diyanet İşleri Başkanlığı, Peygamber Sevdalıları Platformu, Mustazaflar Cemiyeti ve farklı sivil toplum kuruluşları tarafından sürdürüldüğünü belirtti.
“Kutlu Doğum merasimlerde Hz Peygamber ve onun ilahi mesajı anlatılıyor”
Peygamberleri anmanın Müslümanın üzerindeki bir görev olduğunu söyleyen Şenlik, bidat ya da hurafe olduğuna yönelik söylemlerin boş sözlerden ibaret olduğunu belirtti.
Şenlik, “Bunlar Hz Muhammed’i insanlara unutturmak, İslam kültürünün kaybettirilmesi için bilinçli olarak dayatılan bir takım sistematik uygulamalardır. Müslümanların bunların etkisinde kalmaması gerekiyor. Kendi dinlerini güzel bir şekilde yaşamak ve Peygamberini güzel bir şekilde anlamak ve öğrenmek için bu merasimlere ihtiyaç vardır. Bu merasimlerde Hz. Peygamber ve onun ilahi mesajı anlatılıyor. Her bir sene onun önemli hasletlerinden bir iki tanesi öne çıkarılıyor. Bu yıl, Hz Peygamber’in ‘Emniyet ve Adalet’ vasfı daha çok öne çıktı. Her tarafta onun adaleti anlatılıyor. Bu bidat değildir. Bu gibi merasimler bir fırsattır, bu fırsat ile Hz Peygamberin bu özelliklerine haiz olabiliyor ve topluma inebiliyoruz. Topluma bu mesajı verebiliyoruz. İslam’ı camilerin içine mahkûm etmişler. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in dediği gibi ‘Her bir imam mihrabı sırtına alıp sokağa çıkması gerekiyor’ İslam’ın sokakta, pazarda ve bu gibi etkinliklerde anlatılması gerekiyor. Bu tür merasimler ile insanlar İslam’a yöneliyorlar. Birileri bilinçli olarak bu güzel merasimi toplumda kötü olarak anlatılan, tecrit edilen kimselere mal etmeye çalışıyorlar. Bu planı bozmak gerekiyor.” dedi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.