Türkiye'den Afgan depremzedelerin yardımına ulaşan ilk ekip: En büyük ihtiyaç barınma ve sıcak yemek

Türkiye'den Afgan depremzedelerin yardımına ulaşan ilk ekip: En büyük ihtiyaç barınma ve sıcak yemek
Depremin en çok vurduğu Afganistan’ın dağ köylerinde halk, evsiz ve yiyeceksiz kaldı. Türkiye'den bölgeye ilk ulaşan "Verdiğin Senindir" Derneğinin arama kurtarma ekibi, izlenimlerini ve halkın ihtiyaçlarını anlattı.

Afganistan'ın doğusunu Pazar gecesi vuran 6,0 büyüklüğündeki depremin ardından Türkiye'den Verdiğin Senindir İnsani Yardım Derneği, bölgeye ulaşan ilk ekip oldu.

Derneğin Yönetimi Kurulu Başkanı Uğur Toğrul, Afganistan’da meydana gelen büyük depremin ardından bölgeye ulaştıklarında karşılaştıkları manzarayı anlattı.

Yıkımın en çok dağ yamaçlarında kerpiç ve taş evlerde yaşandığını belirten Toğrul, insanların çoğunun kayaların altında kalarak hayatını kaybettiğini ifade etti.

Depremden 32 saat sonra bölgeye ulaştıklarını ifade eden Toğrul, “Çadır, battaniye yok. İnsanlar ‘Her şeyimiz evin altında kaldı. Dışarıdan ne gelirse karnımız onunla doyacak’ diyorlar.” sözleriyle durumun vahametini aktardı. Toğrul, sıcak yemek ve temel ihtiyaçların da hayati önem taşıdığını vurguladı.

"Bölgeye geldiğimizde ciddi manada yıkım vardı"

Deprem olduğunu haber alınca hızlı bir şekilde koordine olduklarını aktaran Toğrul, "Deprem merkezine 3 saat kara yoluyla geldik. Sonra helikopterle buraya geldik. 5 saat sürdü. Helikopterler yaralıları taşıyordu. Bölgeye geldiğimizde ciddi manada yıkım vardı. Dağdan kayalar yuvarlanmış evleri biçe biçe ilerlemiş. İnsanlar, evlerin yıkılmasından öte kayaların altında kalarak can verdi." dedi.

Bölgedeki evlerin hepsinin dağ yamaçlarında kurulduğunu, bu nedenle depremle birlikte oluşan heyelanın da çok can aldığını söyleyen Toğrul, "Evler kerpiçten ve taştan yapılmış. Toprak olduğu gibi göçmüş, toprak altında havasızlıktan hayatlarını kaybetmişler." ifadelerini kullandı.

Toğrul, depremden 32 saat sonra bölgeye ulaştıklarını, ilk ulaşan yardım kuruluşunun kendileri olduğunu kaydetti.

Depremzedelere yardım için köylerden İslam Emirliğine bağlı askerlerin talep edildiğini söyleyen Toğrul, yardım sürecinde en çok askerlerin yorulduğunu ifade etti.

"Her şeyimiz evin altında kaldı"

Toğrul, "Afganistan deyince akla yokluk geliyor. Bu yokluk üzerine depremin vurduğunu hayal edin. Zaten kerpiçten, taştan üst üste koyarak yaptıkları bir ev vardı artık o da yok. 'Her şeyimiz evin altında kaldı. Dışardan ne gelirse karnımız onunla doyacak" diyorlar. Çadır, battaniye yok." diye konuştu.

Depremzedelerin öncelikli ihtiyaçlarına dikkat çeken Toğrul, "Barınma çok ciddi bir sıkıntı. Askeri helikopterler günlük yiyecek taşıyorlar. Bir taraftan yaralıları bir taraftan yiyecek taşıyorlar. Yemeklerin taşındığı köylerde izzeti de gördük. Helikopter, yiyecekleri getirip dizdi. Herkes oturdu bekliyordu. Helikopter kalkıp gittikten sonra sorumlular tertip yapana kadar kimse yemeklere dokunmadı. Buna da şahitlik ettik."

Yakınlarını kaybeden yaşlı amca ve ekip arasındaki diyalog

Arama kurtarma çalışmaları esnasında yaşadıkları bir anı aktaran Toğrul, şöyle devam etti:

"Bizim gittiğimiz bölgede herkesin enkaz altından çıkarıldığı söylendi. Sorumlulardan biri yukarıdaki tepede bir evde cesedin olduğunu söyledi. Bakmamızı istedi. Biz de oraya doğru yola çıktık.

Yaklaşık bir yarım saatlik yürümeden sonra oraya vardık. Yol boyunca zaten kayalar düşmüş, yollar kapanmış, evler yollara akmış.

Bize tarif edilen eve vardık. Orada yaşlı bir amca karşıladı bizi. Evi boydan boya kaplayan misafirhaneyi işaret etti. 'Burada benim misafirlerim var. 6 kişi misafirimdi, buradaydı. Birinin cesedi çıktı, 5'inin çıkmadı henüz' dedi.

Amcanın tarif ettiği yer, aslında ceset olma ihtimali olmayan bir yer. Oradaki arkadaşlar bize, amcanın çok fazla kaybının olduğunu, sağlıklı düşünemediğini, amcanın dediği yerde ceset olmadığını bildiklerini söylediler.

Amcaya, 'Seni gönlünü ne ferahlatır' dedik. Bize, 'Şurayı açarsanız rahatlarım' dedi. Biz de amcanın gösterdiği yeri tamamen açtık. Ta ki zemindeki halıya kadar ulaştık. Halıyı, yastıkları amcaya gösterdik. Zemin dümdüz kaldı. Döndük amcaya sorduk, gönlün rahatladı mı diye. O da ikna olduğunu söyledi."

Dağın eteklerinde bulunan köylere helikopter haricinde yardım ulaştırmanın çok zor olduğuna dikkat çeken Toğrul, "Dönüşte helikopterde yer kalmadı. Yaralılar var, biz varız. Köyden gelmek isteyen yaralı yakınları var. Biz orada ısrar ettik. Çantalarımız siz götürün bir yürüyerek geliriz, diye. Yaklaşık 3 saatlik bir mesafe yürüyecektik. Kabul etmediler, köylülerden bir kısmını indirdiler. Ondan sonra bizi buraya ulaştırdılar." ifadelerini kullandı.

"Bu coğrafya Allah'ın şeriatını benmsemiş bir yer"

Depremin bir kader ve imtihan olduğunu vurgulayan Toğrul, "Bu coğrafya Allah'ın şeriatını benimsemiş bir yer. İşgale karşı 40 yıllık bir mücadele vermişler. Birçok dünya devletini devirmişler ve bugünlere gelmişler. İzzet, Afgan halkının paçalarından dökülüyor. Hazreti Ömer döneminde de Allah, Müslümanları bir kıtlıkla sınadı. Afgan kardeşlerimiz de doğru yoldalar. Rabbimiz de onları depremle imtihan ederek günahlarından arındırıyor diyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

Şu an en önemli ihtiyacın barınma ve sıcak aş olduğunu yineleyen Toğrul, "Çünkü barınmayı ulaştırdıktan sonra yemek yapacakları ekipmanları yok. Belki bir hafta 10 gün kadar sıcak aş vermek gerekiyor. Ondan sonrası işler inşallah yoluna girer." dedi.

Derneğin diğer yetkilileri ise yaptıkları açıklamada, Afgan halkının dünya kamuoyunda görmezden gelindiğini vurguladı.

Yetkililer, halkın nakit ihtiyacının da olduğunu ifade ederek Türkiye halkının Afgan depremzedelere sahip çıkmayı sürdüreceğini kaydetti.

Yetkililer ayrıca, yaşanan ölüm ve yıkımlara rağmen Afgan halkının bu musibeti, büyük bir sabır ve metanetle karşıladığına dikkat çekti.

Türkiye'den Afgan depremzedelerin yardımına ulaşan ilk ekip: En büyük ihtiyaç barınma ve sıcak yemek

Türkiye'den Afgan depremzedelerin yardımına ulaşan ilk ekip: En büyük ihtiyaç barınma ve sıcak yemek

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.