TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Kuraklık nedeniyle zarar yüzde 100’lere dayanmış durumda. Çiftçi destek bekliyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Şırnak’a gelerek İdil’e bağlı Çığır Köyü'nde çiftçilerle bir araya geldi.
Kuraklıktan etkilenen tarlaları yerinde inceleyen Bayraktar, çiftçilerin sorun ve taleplerini dinledi.
İlçe ziraat odaları başkanları ve çok sayıda çiftçinin eşlik ettiği programda basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bayraktar, kuraklığın ciddi boyutlara ulaştığını belirterek çiftçilere destek yapılması çağrısında bulundu.
“Kuraklık tehlikesi, ürünlerin üretimini fevkalade olumsuz etkiledi”
Bölgenin özellikle buğday ve arpa üretimi açısından önemli olduğunu belirten Bayraktar, Türkiye’de buğday üretiminin yüzde 20'sini, arpa üretiminin yüzde 15'ini ve mercimek üretiminin yüzde 90'ını tek başına sağladığını ifade ederek, "Bu ürünler açısından bu bölgedeki üretim çok önemli. Ancak gördüğümüz ve edindiğimiz bilgi ve tespitlere göre bu ürünlerde yüzde yüze varan zarar var. Dolayısıyla bu bölgedeki kuraklık tehlikesi, ürünlerin üretimini fevkalade olumsuz etkiledi." dedi.
Gençlerin tarımdan uzaklaştığına da dikkat çeken Bayraktar, "Tarımda yaş 59'a geldi. Önümüzdeki yıl bu 60'a gelecek. Artık gençlerimizi tarımda tutamıyoruz. 18-32 yaş arasındaki gençlerimizin oranı yüzde 5'lere kadar düştü. Gönderdiğimiz gençler bir daha geri dönmüyor. Yapmamız gereken, çiftçilerimizi ve gençlerimizi muhakkak süreçle tarımda tutmamız lazım," ifadelerini kullandı.
“Afet sayısının artmasından çok daha önemli olan bir şey var: Afetin şiddeti artıyor”
Bu afetlerin tarihin en büyük afetleri olduğunu belirten Bayraktar, "Geçen yıl 1257 afet gördük. 2025’e de hızlı başladık ve bu afet sayısı artacak. Afet sayısının artmasından çok daha önemli olan bir şey var: Afetin şiddeti artıyor. Yani en büyük tehlike bu. Kuraklık yaşıyorsak şiddetli bir kuraklık yaşıyoruz ve ürünlerimiz yüzde yüz zarar görüyor. Don olayı yaşıyorsak eksi on beş, yirmi dereceleri görüyoruz, şiddetli bir don olayı yaşıyoruz ve bütün ürünlerimiz yüzde yüz oranında kaybolup gidiyor. Dolayısıyla afetin şiddeti büyük. Belli ki bu önümüzdeki yıllarda başta kuraklık olmak üzere bu afetler bizi yormaya devam edecek. Bunun tedbirlerini de şimdiden almamız lazım. Bizim don olayında üreticiler için istediğimiz yardımların, sizin beklediğiniz yardımların bir şekilde kuraklık afeti gören çiftçilerimize de verilmesini istiyoruz. Bu önemli çünkü bu da bir afet," diye konuştu.
Enerji maliyetlerinde de çiftçilerin destek alması gerektiğine vurgu yapan Bayraktar, "Elektrik fiyatları bizim yaptığımız çalışmalarda bir yılda en fazla görülen girdi olarak görülüyor. Artan sulama ücretleri nedeniyle çiftçiler sulama ücretini ödeyemez duruma geldi. Bu anlamda da sulama ücretlerinde destek ve indirim yapılmasını istiyoruz," dedi.
“Dicle Elektrik Dağıtım ile ilgili çok ciddi şikâyetler var”
İki üç sene öncesine kadar sosyal güvenlik kurumunda bir milyon olarak kayıtlı olan çiftçi sayısının 419 bine kadar düştüğünü ve bu sayının daha da düşeceğini ifade eden Bayraktar, "Onun için Sayın Cumhurbaşkanımız ve bakanlarımızdan sosyal güvenlik primleri konusunda destek istedik. Bunların aşağı düşürülmesi lazım dedik. Yüksek tutarlı elektrik faturaları konusunda Dicle Elektrik Dağıtım ile ilgili çok ciddi şikâyetler var. Bu şikâyetleri Güneydoğu Anadolu bölgesinde alıyoruz. Şanlıurfa’nın bir ilçesinde 5 bin kişi Dicle Elektrik Dağıtım ile mahkemelik olmuş. Bir de yapılan ve doğru olmayan bir şey var! Bir çiftçiye tarımsal üretim yaptığı için destekleme ödenir ve bunu alıp cebine koymak zorunda. Senin Dicle Elektrik Dağıtıma borcun var diye senin desteklerine bloke koyuyorum diyemezsiniz. Bu doğru değil, bu fevkalade yanlış bir hareket. Yani Dicle Elektrik Dağıtım bu destekleri bloke edip el koyuyor. Bunu da bilhassa gündeme taşıyıp DEDAŞ ile ilgili şikâyetleri arkadaşlarımız ile birlikte Ankara’da masaya yatıracağız," diye belirtti.
Son olarak Türkiye’de çiftçinin görmediği afet kalmadığını belirten Bayraktar, "Bu çiftçinin hangi koşullarda, şartlarda üretim yaptığını herkesin iyi anlaması gerektiğini belirterek, yani biz bu insanları nasıl doyuruyoruz? İşte böyle doyuruyoruz, afetlere rağmen doyuruyoruz. Maliyetlere rağmen doyuruyoruz. Bazen ürünümüz para etmiyor ama üretmeye devam ediyoruz. Yani herkesin bu ülkede bizi iyi anlaması ve teşekkür etmesi lazım. Toplumdan ve Türkiye’de yaşayan insanlardan bunu bekliyoruz," ifadelerini kullandı.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.