Van’da "Bir Kıyam Önderi Şeyh Said" programı düzenlendi
Şeyh Said Hazretlerinin şehadetinin 92’nci yıl dönümü münasebetiyle Mustazaflar Cemiyeti Van Şubesi tarafından bir program düzenlendi.
Mehmet Emin Demir’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda, Şeyh Said için bestelenen ezgiler seslendirilirken, Mehmet Ali Ortaç da bir konuşma yaptı.
Şeyh Said ve arkadaşlarının mücadele sebebinin iyi anlaşılması gerektiğini belirten Ortaç, o günkü süreci kısaca özetleyerek, "İlk anayasa değiştirilmiş yerine ırkçı faşist laik bir anayasa getirilmiş, ardından saltanatlık kaldırılmış. Ona bizim de diyecek bir şeyimiz yok. O günün dindar Müslümanlarının da dediği bir şey yok, ama ardından halifelik kaldırılmış, medreseler kapatılmış 10 binlerce medrese öğrencisi ortada kalmıştır. İslami eğitim veren kurumlar kapatılmış, yeni nesle dinden uzak bir eğitim verilmiş, toplu bir şekilde İslam’a ve İslami nesillere savaş açılmıştır. Bir ülkede yaşayan bütün Müslümanlar bir gecede cahil durumuna düşürülmüşler. Dolayısıyla Müslüman halk bir depremi, Müslüman halk aslında bir ihaneti yaşamış. O günü bilir ve anlarsak Şeyh Said ve arkadaşlarının bu mücadelesini de daha iyi anlamış olacağız." dedi.
Şeyh Said’in, davasının özünü idam sehpasına çıkarken dile getirdiğini anlatan Ortaç, sözlerine şöyle devam etti: “Şeyh Said Efendi’nin ip boynuna geçirildiğinde son isteği soruluyor. Şeyh Said Efendi çok rahat bir şekilde, Rabbine başı dik bir şekilde ulaşacağının gönül rahatlığıyla; bana bir kâğıt ve kalem getirin son isteğimi yazayım, diyor. O kağıda Arapça ‘Benim bu değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki, mücadelem Allah ve dini içindir.’ yazmış ve idama tekbirle gitmiştir. Arkadaşları da tekbirle idama gidiyor. Ve hepsi varisi oldukları Hz. Resulullah’a başı dik bir şekilde ulaşıyor. Ama hainler, onlara ihanet edenler ise onlardan sonra gün yüzü görmüyor. Kemalistler Şeyh Said Efendi’den sonra Doğu ve Güneydoğu'dan yarım milyon insanı sürgün ediyor. Tabi bunların içinde Şeyh Said'e ihanet edenlerde var.”
Bazı kesimlerin Şeyh Said ve Bediüzzaman'a iftira atarak onlara ve davalarına zarar vermek istediğini belirten Ortaç, “Üstad Bediüzzaman’a ‘İngiliz ajanı’ diye iftiralar atanlar var. Bunu söyleyenler İngiliz ajanı değil miydi? Musul, Kerkük topraklarını İngilizlere verenler değiller miydi? Bunu söyleyenler kendilerine baksınlar. Ve bölgemizdeki marksist-sosyalist hareket de Şeyh Said Efendi ile ilgili aynı ifadeleri kullanmışlar. O sosyalist hareketin lideri Şeyh Said Efendi için ‘İngiliz ajanı’ demiştir. Müslüman Kürtler ile Müslüman Türkler ne kadar da birbirlerine muhtaçtılar. İslam'ın ortak paydasında bir araya geldiklerinde ne kadar da izzetli olmuşlar ve ne kadar zaferler elde etmişler. Nasıl 600 sene İslam sancağını ellerinde tutmuşlar değil mi? İşte yine bu memlekette huzur için ve yine işgalcilere, emperyalistlere hadlerini bildirmek ve bildirecek güce ulaşmak için yine Müslüman Kürtlerin ve Türklerin İslam paydasında birleşmesine ve birbirine destek olmasına ihtiyaç vardır.” ifadelerini kullandı.
Program, sinevizyon gösterimi ve ardından yapılan dua ile son buldu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.