‘Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin içeriği hakkında bilgilendirmelerde bulunmak ve bu konuda yapılan eleştirilere yanıt vermek için basın toplantısı düzenleyen AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, CHP Genel Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’li çok sayıda milletvekilinin referandum kampanyası yürütürken yalandan da öte iddialarla halkın zihinini bulandırdığını söyledi.
Gaziantep Basın Cemiyeti tarafından düzenlenen "Cemiyet Sohbetleri"ne katılarak 'Yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni anlatan Tayyar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bazı milletvekillerine eleştirilerde bulundu.
"50 milletvekiline ödenecek aylık maaş CHP milletvekilinin yıllık iletişim giderinden daha az"
Kılıçdaroğlu’nun yeni anayasa düzenlemesinde milletvekili sayısının 600'e çıkarılmasına yönelik eleştirilerine cevap veren Tayyar, CHP Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen’in geçtiğimiz aylarda meclise çıkardığı bir milyon 200 bin TL’lik telefon faturasını hatırlatarak şöyle konuştu:
"Kılıçdaroğlu meydanlarda milletvekili sayısının artışını eleştirirken ilave 50 milletvekilinin maaşının haram olduğunu, haram olacağını ifade etmişti. Eğer CHP Genel Başkanı bu konuda bu kadar hassas ise kendi milletvekillerine bir ayar çekse zannediyorum ki memlekete daha çok hizmet etmiş olur. 50 milletvekiline ödenecek aylık maaş tutarı CHP adına milletvekilinin yıllık iletişim giderinden daha az. Yani Kılıçdaroğlu kendi milletvekiline tasarruf etmesi gerektiğini söylese devlet çok daha fazla tasarruf etmiş olur. Bu hakkın nasıl kullanıldığına bağlı. Milletvekillerinin bir yıl boyunca iki maaş tutarı kadar iletişim gideri ücretsiz. Son olarak sorduğumda bu giderin 31 bin TL olduğu söylendi. Benim devlete 2016 yılında iletişim masrafım meclisteki kullandığım sabit hat da dâhil 9 bin TL. Ben devlete yılda 22 bin TL tasarruf ettiriyorum. Şimdi siz milletvekillerine imkân sağlarsınız ama onu nasıl kullanacağına milletvekilinin kendisi karar verir. Birisi de kalkar 1 trilyondan fazla SMS ve telefon giderine harcama yapabilir. Demek ki hak doğru kullanıldığında bir problem yok demektir."
"Amaçları zihinleri bulandırmak"
CHP Genel Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’li çok sayıda milletvekilinin referandum kampanyası yürütürken yalandan da öte iddialarla vatandaşların zihinleri bulandırdığını söyleyen Tayyar, "Bazılarını bilgisizlik ve cehaletle ifade etmek mümkün ama önemli bir kısmının da cehaletle bile açıklamak mümkün değil, çünkü orada kasıt var. CHP’li Muharrem İnce ‘Cumhurbaşkanı’na biz o kadar çok yetkiler veriyoruz ki kararname yetkisi ile her şeyi yapabilir’ Peki ne yapabilir? Bir beyaz kâğıt çıkarıyor, kâğıdın üzerinde de ‘Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başkenti Yalova’dır, altına da Recep Tayyip Erdoğan imzası var. Tayyip Erdoğan isterse bir boş kâğıda bunu yazıp altını da imzaladığı zaman al sana bir kararname ile devletin başkenti bile değişir’ anayasayı bilmeyenler veya konu ile ilgili olmayanlar bunu çok anlamayabilirler. İyi-kötü orta derecede bilgisi olan herkes bilir ki ‘Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başkenti Ankara’dır’ ibaresi değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen anayasanın ilk dört maddesi arasında. Bırakın kararname ile anayasa değişikliliği ile bile bunu yapamazsınız. Peki, yıllardır CHP’de grup başkan vekilliği yapan biri bunu bilmez mi, bilir. Ama amaç zihinleri bulandırmaktır." ifadelerini kullandı.
Tayyar, "Ya da ‘Cumhurbaşkanı’na öyle o kadar yetkiler veriliyor ki asgari ücret kaldırılacak, emeklinin maaşları yarı yarıya düşürülecek’ gibi çok sayıda iddia var. Bunların hiç birisi anayasanın konusu değil. Yarın olur ki böyle bir şeye ihtiyaç duyulsa bile bunun kararname ile yapılması mümkün değil. Zira 18 maddelik anayasa değişikliği içerisinde Cumhurbaşkanı’nın kararname yetkisi sınırlıdır. Temel hak ve hürriyetlerle alakalı, temel siyasi haklarla ilgili Cumhurbaşkanı’nın kararname çıkarma yetkisi yoktur. Eğer bizim elimizde Cumhurbaşkanlığı kararnamesine dair böylesi sihirli bir formül olsaydı, biz önce Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve arkadaşlarını yalan makinesine bağlardık. Yalan makinesine bağlayınca da o makineni ömrü ne kadar olur bilmiyorum. Muhtemelen 24 saati geçmezdi. Çünkü bunca yalan başka türlü nasıl söylenir bunu anlamış değilim." şeklinde konuştu.
"Hiçbir Suriyeliye devletin maaş bağlaması asla söz konusu değil"
CHP’nin referandum kampanyasında referanduma sunulacak metnin dışında başka konuları ön plana çıkarttığını ve özellikle de Suriyelilerin yoğunlukta olduğu illerde ‘Suriyelilere ayda bin 219 TL maaş bağlanmış’ iddiaları dikkat çeken Tayyar, şöyle devam etti:
"Özellikle CHP’nin dağıttığı bir bildiri vardı. O bildiri de tamamen hepsi Suriyelilerle alakalıydı. Orada da yalan ve yanlış çok sayıda iddia var. Şimdi deniliyor ki ‘Suriyelilere ayda bin 219 TL maaş bağlanmış’ külliyen yalan! Hiçbir Suriyeliye devletin bir maaş bağlaması asla söz konusu değil. Sadece kamplarda kalan Suriyelilere ayda 100 TL kişi başına bir ödeme yapılmaktadır. O da nakdi olarak değil, Suriyelilere dağıtılan kartlar ile temel ihtiyaçlarını gidermek üzere yükleme yapılmaktadır. Suriyeliler, kamplardaki marketlerden alış-veriş yaparlar. Kamplarda 40 bin civarında kalan Suriyeli var. Kamp dışında da 350 bin Suriyeli var. Onlara da bu manada tek kuruş bir ödeme yapılması söz konusu değil. Ama Avrupa Birliği fonlarında veya farklı fonlarda STK’ların yaptığı yardımlar var. Bizim buna da zaten karışmamız mümkün değil. İsteyen yapar, istemeyen yapmaz."
Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tayyar, bir gazetecinin "FETÖ soruşturmaları ve operasyonlarında haksızlıkların yapıldığı belirtiliyor." demesi üzerine verdiği yanıtta, "Aslında FETÖ soruşturmalarında karar vericiler temizlenmeliydi." dedi.
"FETÖ soruşturmaları sulandırıldı ve doğru yapılmadı"
Şu anda hak etmediği halde açığa alınmış, görevden uzaklaştırılmış kamu görevlilerinin olduğunu, cezaevinde olması gerekenlerin de önemli koltuklarda oturduğunu vurgulayan Tayyar, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
"Aslında FETÖ soruşturmalarında karar vericiler temizlenmeliydi. Ama bu yapılamadı. Temizlenmeyen kurumlarını koruyan karar vericiler, FETÖ soruşturmalarında rol aldılar, işi sulandırdılar. Geçenlerde Sakarya’da FETÖ soruşturmalarından sorumlu vali yardımcısından ‘ByLock’ çıktı ve tutuklandı. Onun belirlediği listeyle de bazı operasyonlar yapıldı. Dolayısıyla haklı olarak bu operasyonlarda gözaltına alınanlar diyor ki ‘bu listeyi hazırlayan FETÖ’cüydü, burada bir mağduriyet var’ birçok ilimizde böyle sıkıntılar yaşandı. Hâlâ kripto FETÖ’cülerin çok yerde iş başında olduğunu biliyoruz. Hukuken bunların ispat edilebilmesi lazım. İspat edildikçe bunlar tasfiye ediliyor. Keşke önce karar vericiler temizlense sonra operasyonlar aşağı doğru ilerleseydi, daha sağlıklı olurdu. Şu ana kadar toplam 120 bin civarında kamudan açığa alınmalar var. 40 bin civarında ise tutuklamalar var. Kanaatim FETÖ soruşturmalarının sulandırıldığı ve doğru yapılmadığı yönünde. Bu da ister istemez bazı mağduriyetlere de yol açmıştır. Şu anda hak etmediği halde açığa alınmış, görevden uzaklaştırılmış kamu görevlileri var. Hak etmediği halde bugün cezaevinde olması gereken ama önemli koltuklarda oturanlar var." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.