Yapıcıoğlu:Yönümüzü onlara döndük bu hale geldik
Siirt'te bulunan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Siirt Kültür Merkezinde düzenlenen halkla buluşma programında konuştu.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda halka hitap eden Yapıcıoğlu, Hollanda'ya "Hani dosttuk" diye sitemde bulunan Başbakan'a göndermede bulunarak; "Sen onların milletine tabi olmadıkça onlar seni dost olarak kabul etmeyeceklerdir." dedi.
Yapıcıoğlu, İslam âleminin bugünkü durumunun sebebi olarak ferdi çıkarların ümmetin çıkarlarının üstünde tutulmasından kaynaklandığını belirterek, "Bunun için birer birer düştük, kaybolduk." dedi.
Yapıcıoğlu, "Değerli kardeşlerim! Biz nerede kaybettiysek bulmaya da oradan başlayacağız. Gücümüzü nerede kaybettik, izzetimizi nerede kaybettik, kardeşliğimizi nerede kaybettik ise bu değerlerimizi kaybettiğimiz yerde arayacağız. Nefislerinin hevasına tabi olmuş insanların peşinden gitmeyi, kutlu elçilerin bizim için açmış olduğu kutlu yolda yürümeye tercih ettiğimiz için bizler bugün kaybetmeye mahkûm olduk. Ümmetin yaşadığı bu karanlık gecenin elbette bir sabahı vardır. Biz, ümmetin vahdetini temin eder, kardeşliğimizi tesis eder ve ittihadımızı yeniden gerçekleştirebilirsek o zaman kaybettiğimiz değerlerimizi bulacak ve yeniden düze çıkabileceğiz inşallah. O zaman hiç kimse bize zulmetmeyi aklının ucundan dahi geçiremez. Evet, biz bunu yapabiliriz. Hatta şunu söyleyeyim; biz bunu yapmak zorundayız. Bunun gerçekleşmesi için de öncelikle bütün Müslümanların gündeminin birinci sırasında ittihad ve uhuvvet olmalıdır." ifadelerini kullandı.
"Söz konusu İslam olunca özgürlükleri rahatça kaldırabiliyorlar"
Avrupa'nın topyekûn olarak İslam âlemini hedefine oturttuğunu ve Hollanda da sergilenen tavır ile Türkiye'nin şahsında İslam'a saldırıldığını ifade eden Yapıcıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Fuhşun her türlüsünün alenen yapıldığı, uyuşturucunun açıkça satıldığı Hollanda bu mel'anetler üzerinden özgürlükler ülkesi olarak anılıyor. Ancak söz konusu İslam olunca bu özgürlükleri rahatça kaldırabiliyorlar. Çünkü onlar, nefislerine gem vuracak ve hayvani şehvetlerini sınırlayacak olan İslam'dan korkuyorlar. Biz ise onların bu özgürlük anlayışını tanımıyoruz ve bize göre gerçek anlamda hürriyet Allah'a kul olmaktır."
"Dünyanın neresine bakıyorsanız bakın, akan kan hep Müslümanların kanı"
Siirt esnafına yönelik yaptıkları ziyareti de değerlendiren Yapıcıoğlu, esnafta gördükleri kanaat ve sağduyunun örnek alınması gerektiğinin altını çizdi.
Yapıcıoğlu, "Bugün Siirt esnafını ziyaret ederken 'sizin ne derdiniz var?' diye sorduğum bir kardeşimiz ibretlik bir cevap verdi. Şöyle dedi bu kardeşimiz: 'Dünyanın neresine bakıyorsanız bakın, akan kanlar hep Müslümanların kanı. Hep Müslümanlar mı ölecek? Yeter artık, biz huzur istiyoruz.' Peki, niçin bugün hep İslam beldelerinde bombalar patlıyor? Niçin bu ümmetin evlatları konuştuğu dil dolayı zulme maruz kalıyor? Ve ya farklı mezheplerden, meşreplerden olduğu için bir birlerine silah doğrultmak zorunda kalıyor? Niçin bir biriyle kavga ediyor? Evet, bizi bu halde düşürdüler, bir birimize kırdırdılar. Bundan dolayı 17 milyon nüfusu ile Hollanda tam yüz katı olan İslam âlemine, 1 milyar 700 milyona meydan okuyor." şeklinde konuştu.
Avrupa'nın sergilediği tavrın altında yatan önemli nedenlerin olduğunu ve bu tavrından dolayı da Avrupa'ya kızılmaması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, Müslümanların kendilerine kızmalarının daha doğru bir tavır olacağını söyledi.
"Kıblemizi Londra'ya Paris'e Brüksel'e döndük ve bu hale düştük!"
"Çünkü biz Allah'ın bizim için çizdiği sınırları bıraktık, terk ettik. Haddimizi aşarak adeta bu sınırları paspas haline getirdik." diyerek, ümmetin içerisine düştüğü durumun sebeplerine işaret eden Yapıcıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Elin gâvuruna şirin görüneceğiz diye kardeşlerimizin hakkını çiğnedik. Yönümüzü onlara döndük, tabiri caizse kıblemizi Londra'ya, Paris'e, Brüksel'e döndük. Durmadan onların verdiği ev ödevlerini yerine getirmek için bir gayret içerisinde olduk. Ne adına? Tabi ki Avrupa Birliği adına. Oysa biz, okuyup ezberlememiz gereken kitabı dikkate almadık. O kitap ki bizlere 'Sen onların milletine tabi olmadıkça Yahudiler ve Hristiyanlar senden razı olmayacaklardır.' buyuruyor. Öyle ise biz, şu an içinde bulunduğumuz halimizden şikâyetçi olacak ve bu hale düştük diye kendimize kızacağız. Bu halimizi değiştirmek için de bir gayret içerisinde olacağız."
"Sadece makinisti değil makası da değiştirmeliyiz"
Başbakan Binali Yıldırım'ın Hollanda'ya yönelik sarf ettiği "Hollanda'nın yaptığı dostluğa sığar mı?" açıklamasını da değerlendiren Yapıcıoğlu, başbakana seslenerek; "Eğer halen onları dost olarak görüyorsanız işiniz zor. O zaman içinde bulunduğunuz bu haliniz hiç değişmez." dedi.
Yapıcıoğlu, "Ben buradan hükümeti, Avrupa'ya 'dostuz' diyen Başbakan'ı da uyarıyorum; Siz onların milletine tabi olmadıkça asla onlar sizin dostunuz olmayacaklardır. Ama onların dostu olma adına milletlerine tabi olursanız ve bu milleti de peşinizden bu ateşe sürüklerseniz, o zaman bu veballe yarın Allah'ın huzuruna çıkar, bunun hesabını verirsiniz. Bu hususta sadece makinisti değil, makası da değiştirmeliyiz. Eğer makas değiştirmezsek bu yol yol değil, varacağımız menzil de selamet değildir." ifadelerini kullandı.
"Yeni bir siyaset tarzını bu memleket bizimle görecek"
HÜDA PAR olarak neyi, niçin ve nerede kaybettiklerini iyi bildiklerini ve siyasetlerini de yitik olan bu değerlerini yeniden inşa etmek adına yaptıklarını belirten Yapıcıoğlu, HÜDA PAR'ın yeni bir siyaset tarzı ortaya koyduğunun altını çizdi.
Yapıcıoğlu konuşmasını şöyle bitirdi: "Siyaset yapmak, üst perdeden insanlarla alay edercesine her yapılana karşı çıkmaktan ibaret olmadığını iyi biliyoruz. Siyaset demek; siyasi rakibin her ne yaparsa yapsın doğru veya yanlışı ayırmadan karşı çıkmak demek te değildir. Siyaset demek; birilerini bazı koltuklara taşımak demek de değildir. Yola çıktığımız gün söyledik: Yeni bir siyaset tarzını bu memleket bizimle görecek. Biz bunu yaşayarak göstereceğiz. Kim siyasetle ulaşılacak makamları, kendisi için bir amaç haline getirmişse o aldanmıştır, kaybetmiştir. Kendini kaybetmiş biri memlekete ne fayda sağlayacak ki? Kendisine faydası olmayandan medet umanın ise aklına şaşılır. Onun için biz diyoruz ki siyaset bir araçtır. Neyin aracı derseniz; Hizmet için bir araçtır. Hizmet de nihai amaç değil, sadece rıza-i İlahiye giden bir araçtır. Bizim siyaset anlayışımız budur."
Siirt Kültür Merkezinde düzenlenen halkla buluşma programı, Zekeriya Yapıcıoğlu'nun yapmış olduğu konuşmadan sonra yapılan duanın ardından sona erdi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.