Yaşlılar mukabele halkalarına renk katıyor
İlerlemiş yaşlarına rağmen mukabele halkalarına katılanlar, Hz. Peygamber'in miras bıraktığı Kur'an-ı Kerim ve sünnetin yolundan gidilmesi gerektiğini belirttiler.
Rahmet, bereket ve mağfiret iklimi olan Ramazan ayı dolayısıyla camiler mukabele halkalarıyla doldu. Hz. Muhammed'in her Ramazan ayında Cebrail ile mukabele adı verilen Kur'an-ı Kerim'i karşılıklı okuma sünneti her yaştan rağbet görüyor.
İlerlemiş yaşlarına rağmen gençler gibi mukabele halkalarına katılım gösteren yaşlılar, Hz. Peygamber'in Kur'an-ı Kerim'i ve sünnetini ümmetine miras bıraktığını söyleyerek, bu yoldan gidilmesi gerektiğini belirttiler.
Sur ilçesinde bulunan İslam'ın 5'inci Haremi Ulu Camii'de mukabeleye katılan Feyzi İçten (78), sabah, öğle ve ikindi vakitlerinde Kur'an-ı Kerim mukabelesine katılıyor.
7 yaşında Kur'an-ı Kerim okumayı öğrendiğini dile getiren İçten, 62 yıldır Ulu Camii'de mukabele halkasına katıldığını söyledi.
İçten, "Bu Ramazan ayında sabah, öğle, ikindi vakitlerinde sürekli mukabeleye katılıyoruz. Hocalarımız mukabele okuyorlar, onlardan razıyız. Ben 7-8 yaşlarında Kur'an-ı Kerim okumayı öğrendim. Bizim zamanımızda Kur'an-ı Kerim'de 2'nci sure olan Bakara'dan başlıyorduk. Şimdi ise elifbadan derse başlanıyor. 1955 yılından beri burada, Ulu Camii'de mukabeleye katılıyorum." dedi.
"Aşkla gelip, mukabeleyi dinliyorum"
İnsanlığın kurtuluşuna giden yolun Kur'an'dan geçtiğine vurgu yapan İçten, şunları söyledi: "Şimdiki gençler Kur'an'ın anlamını öğrense ne mutlu onlara. Bugün öğrenmek için her türlü imkân var ama gençlerde bu bilinç yok. İnsanların kurtuluşu Kur'an'dadır. Bizim her şeyimiz Kur'an'dan gelir. Bunu anlatmaya gerek yok, herkes biliyor. Mukabeleye katılmak çok güzel bir şey. Evden çıktım, buraya gelene kadar 20-25 dakikalık bir yolum var. Severek, aşkla buraya gelip, mukabeleyi dinliyorum. Bunu aşkla yapıyorum. İstiyorum ki senenin 12 ayında da böyle olsun."
Kur'an-ı Kerim'i okumanın insanı rahatlattığını dile getiren Ali Karaşi (73) de askerde okumayı öğrendiği Kur'an ile hayatını anlamlandırdığını söyledi.
Geçmişte Kur'an-ı Kerim'i okumayı öğrenmenin zor olduğunu ifade eden Karaşi, "Ben 25 yaşından sonra Kur'an okumaya başladım. Askere gidip geldim, o zaman başladım. Bizim zamanımızda hocalar pek yoktu. Biz köydeydik, köyde de hoca yoktu. Ben askere gittim. O zaman bir arkadaşım vardı, Allah ondan razı olsun, o bana gösterdi. Şu an Kur'an'ı Arapça okuyabiliyorum ama mealini anlamıyorum." şeklinde konuştu.
"Kur'an'ı anlamadığın zaman tesir etmiyor"
Kur'an-ı Kerim okumanın çok güzel olduğuna değinen Karaşi, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kur'an okumayı o kadar çok seviyorum ki bilemezsiniz. Günde en azından 4-5 defa Kur'an okuyorum. Kur'an okuduğunda anlamalısın. Anlamadığın zaman tesir etmiyor ama anladığın zaman hangi ayette ne dediğini anlıyorsun. Mesela hocanın verdiği vaazı dinlediğimde dayanamayıp ağlıyorum. Ne yapayım? Bu yaştan sonra ancak böyle Arapça okuyabiliyorum. Şimdi göz kalmamış, yaşlanmışım. Ben şimdi 60 yaşında da olsaydım meal ya da tefsir dersi alabilirdim ama yaşım geçti. Her şey Kur'an'dadır. Kur'an bu ayda inmiş. Peygamber Efendimiz bize Kur'an'ı ve sünneti miras bırakmıştır."
Yenişehir ilçesinde bulunan Ofis Camisi'nde mukabele halkasına katılan Saliha Kuytu (65) ise 5 yıldır Kur'an-ı Kerim okumayı öğrendiğini belirtti.
Kur'an okuduğunda çok heyecanlandığını ve feyz aldığını dile getiren Kuytu, "Ben Çocuk Esirgeme Kurumundan emekli oldum. Allah nasip etti, buraya geldim. Çok şükür, 5 sene önce Kur'an'ı okumayı öğrendim. Aynı zamanda umreye ve hacca da gittim. Orucumuzu ve namazımızı da kılıyoruz. Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine buraya geldim. Mukabeleye katılmak çok güzel bir şeydir. Kur'an okumasını bilmeyenlere söylüyorum. Gelin, bu güzel şeyi öğrenelim. Bu, Allah'ın bizlere verdiği bir ibadettir. Kur'an okumak çok güzel, bundan daha güzel bir şey var mı?" ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.