“Yok Olan Köyler: Modernist Kader mi?”
ÜNİDAP Sosyal Kalkınma Konferansı'nda sunun yapan Sosyolog Prof. Dr. Ferhat Kentel, köy nüfusunda düşüş yaşadığını belirterek, köylerin sadece yaşlıların yaşadığı mekânlar haline geldiğini söyledi.
Muş Alparslan Üniversitesinde gerçekleşen ÜNİDAP Uluslararası Sosyal Kalkınma Konferansında, “Yok Olan Köyler: Modernist Kader mi?” temalı bir sunum yapan Sosyolog Prof. Dr. Ferhat Kentel, köylerin yaşlıların ancak son nüfusu teşkil ettiği bir takım mekânlar haline geldiğini ifade etti.
Köylülerin kentte yaşamayı tercih etmeye başlamasıyla beraber köy nüfuslarında yüzde 70'e yakın bir düşüşün yaşandığını ifade eden Kentel, “Türkiye'deki köylere istatistik olarak baktığımız zaman yüzde yetmişe yakın nüfusu düzenli olarak düşüyor. Köyler yaşlıların ancak son nüfusu teşkil ettiği bir takım mekânlar haline geliyor.” dedi.
Köylülerin gereken desteği görmediğini için yaşam şartlarının zorlaştığından dolayı köyde gençlerin köyde ikamet etmek istemediklerini belirten Kentel, "Köylerin kaybolması gerekmiyor aslında başka bir alternatif modelle yola çıkabiliriz. Evet, yüzde 70'e yakın köyler boşaltılmış, işte köylere verilen destekler yetersiz, gübre fiyatları, mazot fiyatları yüksek dolayısıyla köylü geçinemiyor. Ne var ne yok satmak zorunda kalıyor çocuklarını okutmaya çalışıyor, kızlar köyde yaşamak istemiyorlar. Köy yaşanmaz bir yer, ahır ve hayvanların bakımı derken zor geliyor. Kızlar köyden birisiyle evlenmek istemiyor. Kız, 'Nişan yaptığı damada hadi şehre gidelim orda kapıcılık yapsak bile buradan iyidir.' diyor." ifadelerini kullandı.
Modern toplulukların tahammül edemediği farklı kültürlere sahip çıkılması gerektiğini söyleyen Kentel, "Bizde bir kent kavramı var yani kent kavramı şöyle bir şey modern bir mekân, orada ehlileşmiş insanlar, yaşam kentler bizim için modeldir. Vatandaşın aklında örgütlenme, sendika, sigorta, hastane vs. bütün bunlar bizim kafamızda bir kalkınma ileri giden değişen bir toplum resmine tekabül ediyor. 'Kent ilerilik köy ise gerilik, yani köyden çıkmamız gerekiyor' diyorlar. Asıl var olan hayat içinde köylü, meyvesiyle, tohumu, domatesin tadı, oranın hayvanı, Tekirdağ’ın kıvırcık koyunu ve Karaman’nın koyunu bunların hepsinin farklı kültürlerde anlam bütünlüğü içerisinde yerleri var. Tadı, dili, rengi bunların hepsi bir bütündür. Modern toplulukların tahammül edemediği şeylerden biride bunlardır." şeklinde konuştu.
Ulus devletin köy yaşamını ve kültürel farklılıkları yok etmek istediğini söyleyen Kertel, son olarak şöyle konuştu:
"Ulus devleti bunları yok etmeye çalışıyor. Edirne’den Kars’a kadar geliyor ve ne kadar kültürel farklılık varsa bunların hepsini yok ediyor, yok etmeye çalışıyor. Diyanet bir tür din öğretisi veriyor, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı şehirlerde Kürtçe’den anlamayan bir takım imamlar gönderiliyor. Bunları tezime dayanarak söylüyorum. Her yerde aynı şeyleri söyleyen ziraat mühendisleri, ulus mühendisleri, TOKİ mühendisleri her yerde aynı şeyleri söylüyorlar." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.