Yunanistan'dan Türkiye'ye ortak göçmen kararı verilecek
Türkiye ile AB arasında varılan mutabakat doğrultusunda Yunanistan'a giden göçmenlerin iadesinin 4 Nisan'da başlaması beklenirken, Suriyeli göçmenlerin iadesi konusunda karmaşık bir süreç işleyecek.
Konuyla ilgili bilgi veren üst düzey bir Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, ilk aşamada mültecilerden ‘arındırılan' Ege'deki beş Yunan adasına Türkiye Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nden 25 yetkilinin gönderildiğini ve hafta sonu itibariyle göreve başladıklarını belirtti.
AB Sınır Güvenliği Birimi Frontex yetkililerinin de bu adalarda bulunduğunu bildiren yetkili, Yunanistan'dan Türkiye'ye göçmen iadesi sürecinde Türk ve Yunan makamları ile Frontex yetkililerinin belirlenen ortak ilke çerçevesinde birlikte çalışacaklarını ifade etti.
'SİYASİ GÖÇMENSE GERİ GÖNDERİLMEYECEK'
AB ile Türkiye arasında 18 Mart'ta varılan mutabakat konusunda gazetecilere bilgi veren üst düzey Dışişleri yetkilisi, Yunanistan'a kaçak yollarla geçen göçmenlerin geri gönderilmesinde uluslararası hukuk kurallarına saygı gösterileceğini ifade ederken, "Bir kişinin iltica etme hakkı varsa onu zorla geri gönderemezsiniz. Bu da hukuken Yunanistan'da değerlendirilecek. Bu değerlendirme yapılırken Yunanistan makamları, Türk makamları, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) yetkilileri olacak. Göçmenlerle yapılan mülakatlar sonucunda eğer gerçekten kişi ekonomik göçmen değil siyasi göçmense, ülkesindeki iç savaştan kaçarak gelmişse, bu değerlendirilerek Türkiye'ye geri vermeyecekler" dedi.
AB ile Türkiye'nin mutabakatında "Türkiye zorla geri göndermeme ilkesine saygı gösterecektir" şeklinde bir ifade bulunduğunu, Türkiye'nin iç savaş veya siyasi istikrarsızlık yaşanan ülkelerden gelen göçmenleri geri göndermemeyi taahhüt ettiğini vurgulayan yetkili, "Dolayısıyla Türkiye'ye geldiği zaman bunun ilgili ülkeye gönderilmeme ilkesi olduğu için problem yaşanmayacaktır" dedi.
Türkiye, coğrafi kısıtlama ilkesi nedeniyle Türkiye'nin doğusundan gelen göçmenlere mülteci hakkı tanımıyor. Türkiye'de bulunan Suriyeliler de yasal olarak mülteci değil geçici koruma statüsündeki yabancılar kapsamında değerlendirdiği için uluslararası hukuktaki iltica hakkı uyarınca bir Suriyeli göçmenin Türkiye'ye iadesi konusundaki sürecin nasıl işleyeceği belirsizliğini koruyor.
'UMARIZ KÖTÜ GÖRÜNTÜLER OLMAZ'
Bir gazetecinin bazı Avrupa ülkelerinin sınır polislerinin göçmenlere yönelik sert müdahalelerini hatırlatarak bu görüntülerin Yunan adalarında da yaşanabileceği endişelerini anımsatması üzerine yetkili, "Bunlar bir şekilde görüşülecek, hukuken ne yapılması gerekiyorsa yapılacak. Bizim sınırlarımıza getirilinceye kadar bizim bir müdahalede bulunmamız söz konusu değil. Umarız böyle görüntüleri görmeyiz" dedi.
'BEŞ YUNAN ADASINA 20 MART'A KADAR 790 BİN KAÇAK GÖÇMEN GEÇİŞİ OLDU'
Yetkilinin verdiği bilgiye göre, Yunanistan'ın ilk aşamada mültecileri ülke anakarasına götürdüğü beş ada olan Midilli, Sakız, Sisam, İleryoz ve İstanköy adalarına 20 Mart itibarıyla Türkiye üzerinden geçen göçmen sayısı 790 bin oldu. Bunların yüzde 56'sını Suriyeliler oluşturuyor. Bu göçmenler Türkiye'ye iade edilmeyecek. 20 Mart'tan sonra Türkiye üzerinden Yunanistan'a geçen tüm göçmenler Türkiye'ye iade edilecek. Yunanistan'dan Türkiye'ye iade süreci 4 Nisan'da başlayacak. Bu kapsamda yarın Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'ndan bir heyet Ankara'ya gelecek, Türkiye ile Yunanistan arasındaki mutabakatın ayrıntıları belirlenecek.
'KAÇAK GÖÇMENLER BİRE BİR SÜRECİNE DAHİL EDİLMEYECEK'
Türkiye ile AB arasında varılan mutabakatın en önemli ilkelerinden birinin Suriyeli göçmenler için "bire bir" ilkesinin uygulanması olduğunu, Yunan adalarından iade edilen her bir Suriyeli için Türkiye'de bulunan bir Suriyeli göçmenin bir AB ülkesine gönderileceğini belirten yetkili şöyle konuştu:
"Örneğin bir hafta içinde bin Suriyeli Türkiye'ye alındıysa bin Suriyeli AB ülkelerine gönderilecek. Düzensiz göçmen olarak Yunanistan'a gittikten sonra Türkiye'ye gönderilenler bu bire bir sürecine dahil edilmeyecek. Bu program çerçevesinde AB ülkelerine bugüne kadar Türkiye'ye gelen, kaydolan ve uluslararası koruma altında olan göçmenler gönderilecek. Bire bir ilkesi sadece Suriyeliler için geçerli olacak, diğer ülke vatandaşları için uygulanmayacak."
Yetkili, bu yolla Türkiye üzerinden yasadışı bir şekilde AB ülkelerine geçişin durdurulmasını sağlamayı hedeflediklerini bildirdi.
'TÜRKİYE, AB ÜLKELERİNE GÖNDERİLECEK SURİYELİ SAYISININ 72 BİNİ GEÇMESİNİ BEKLEMİYOR'
Yetkili, mutabakat kapsamında AB'nin Türkiye'den alacağı Suriyeli sayısını 72 bin olarak belirlediği haberleriyle ilgili olarak bu kotanın dolmasını beklemediğini ifade ederek, "Bu kota değişmez değil, değiştirebilirler. Mutabakatımız şu: 72 bin doluncaya kadar bu uygulama devam edecek. Bir şekilde adalardan aldığımız Suriyeli sayısı 72 bini geçerse alımı durduracağız veya AB bu kotayı yeniden belirleyecek. Fakat 72 binlik kotanın doldurulmasını beklemiyoruz" dedi.
'AB ÜLKELERİ ‘ŞU MÜLTECİYİ KABUL EDERİM, BUNU ETMEM' DİYEMEYECEK'
Türkiye'den AB ülkelerine gönderilecek Suriyeli mültecilerin BM'nin kırılganlık kriterine göre gönderileceğini, zor durumda, hasta, engelli veya aile birleşimine giden kişilerin öncelikle gönderilmek zorunda olduğunu ifade eden yetkili, BMMYK ilkelerine göre hareket edileceğini ve bir AB ülkesinin "Ben şu kritere göre mülteci istiyorum, erkek mülteci kabul ederim, kadın kabul etmem, Hıristiyan olanları kabul ederim, Müslüman olanları kabul etmem" şeklinde bir istekte bulunmasının söz konusu olamayacağını ifade etti.
'3 MİLYAR EUROUNUN BİR KISMI KIZILAY, BİR KISMI BM ÜZERİNDEN GELEBİLİR'
Yetkili, AB'nin Suriyeli mülteciler için tahsis edeceği ek 3 milyar euronun 2018 yıl sonuna kadar sağlayacağını belirtirken 3 milyar euronun nasıl kullanılacağıyla ilgili olarak "Bir kısmı proje olabilir, bir kısmı örneğin Kızılay üzerinden gelebilir, bir kısmı BM kuruluşları üzerinden gelebilir. Ama amaç bir an önce o paranın kullanılmaya başlanması" dedi.
'VİZE SERBESTİSİ İÇİN 37 KRİTERİN DAHA TAMAMLANMASI GEREKİYOR'
AB'nin Türkiye vatandaşlarına sağlayacağı vize muafiyeti de Türkiye ile AB arasındaki mutabakatın ana unsurlarından birini oluşturuyor. Vize muafiyetinin Haziran sonunda uygulanabilmesi için karşılanması gereken 72 kriterden henüz 35'inin yerine getirildiğini, 37'sinin ise henüz karşılanamadığını anlatan yetkili, kriterlerden biri olan ve Meclis'teki görüşmeleri devam eden kişisel verilerin korunması kanunu ile ilgili olarak ise "AB'nin istediği şekilde kişisel verilerin korunması ile ilgili kanunun çıkacağını düşünüyorum" dedi.
4 Mayıs'ta AB Komisyonu'nun vize serbestisi konusunda AB Konseyi'ne karar önerilerini içeren rapor sunacağını belirten yetkiliye göre, 72 kriterden tamamlanmayan 37'sinin 4 Mayıs'a kadar yerine getirilmesi gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.