Beyrut'ta "Direnişi destekleme belgesi: Direnişin silahı, ümmetin onurudur

Beyrut'ta "Direnişi destekleme belgesi: Direnişin silahı, ümmetin onurudur
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta düzenlenen dayanışma toplantısında "Filistin halkının haklarını ve direnişi destekleme belgesi" kamuoyuna duyuruldu. Katılımcılar, siyonist rejimin ve ABD'nin direniş silahını hedef alan planlarına karşı birlik ve direniş çağrısı yaptı.

Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta, Arap Genel Konferansı ve Lübnan Ulusal Partiler Buluşması tarafından düzenlenen toplantıda "Direnişi ve Filistin halkının haklarını destekleme belgesi" yayımlandı. Toplantı, işgalcilerin ve ABD'nin, Gazze'nin yeniden inşasını direnişin silahsızlandırılmasıyla ilişkilendirmeye çalıştığı bir dönemde gerçekleştirildi.

Toplantı, Lübnan ve Filistin milli marşlarıyla başladı. Arap Genel Konferansı Takip Komitesi Üyesi Kasım Salih, konuşmasında Filistin ve Lübnan'da direnişin yüz bini aşkın şehit vererek ümmetin düşmanlarının planlarını boşa çıkardığını belirtti. Salih, "Bu, varoluşsal bir mücadeledir. Direnişin silahsızlandırılması yönündeki tüm söylemleri reddediyor, Filistinli direniş gruplarıyla Lübnan halkı arasındaki birliği güçlendirmeye çağırıyoruz" dedi.

Salih ayrıca, Arap dünyasının birliği ve ortak direniş iradesinin, ABD ve siyonist projelere karşı en güçlü siper olduğunu vurguladı.

Ulusal Partiler Buluşması adına konuşan Arap Akımı Başkanı Şakir Berjavi, Filistin davasının "bu çağın son işgali" olduğunu belirterek, "Bu savaş henüz bitmedi, nesiller sürecek bir mücadeleyle karşı karşıyayız. Filistin davası etrafında birleşmezsek bölünme ve dağılma sürecek" dedi.

Hizbullah Siyasi Konseyi Başkan Yardımcısı Mahmud Kımatı ise direnişin meşru bir hak olduğunu vurguladı. "Direniş silahı hem insani hem ahlaki hem de uluslararası hukuk açısından meşrudur. Hiçbir hükümet kararı veya parlamento yasası, işgale karşı bu hakkı geçersiz kılamaz" ifadelerini kullandı.

Kımatı, siyonist rejimin "bölgeyi yabancı güçlerin denetimi altına sokma" planlarını kınayarak, "Filistin ve Lübnan'da silah bırakmak mümkün değildir. Bu silah, topraklarımızın ve onurumuzun tek güvencesidir" dedi.

HAMAS'ın Lübnan temsilcisi Ahmed Abdülhadi de konuşmasında, askeri saldırıların bitmesinin direniş savaşının sona erdiği anlamına gelmediğini belirtti. Abdülhadi, "Siyonist düşman, şimdi güvenlik ve siyasi alanda yeni bir savaş yürütüyor. Gazze'nin geleceğiyle ilgili her karar yalnızca Filistinliler tarafından verilmelidir" dedi.

Abdülhadi, direnişin silahından vazgeçmeyeceğini vurgulayarak, "Topraklarımız işgal altındayken, kimse aklı başında olup da direnişin silah bırakmasını bekleyemez" ifadelerini kullandı.

Toplantının sonunda Kudüs Uluslararası Kurumu Genel Müdürü Yasir Hammud, "Direnişi ve Filistin halkının haklarını destekleme belgesi"ni okudu. Belge, işgale karşı mücadelenin insanlığın en yüce değerlerini temsil ettiğini vurguladı ve "direnişi tasfiye etmeye değil, işgalcileri yargılamaya odaklanılması gerektiğini" belirtti.

Belgede ayrıca, Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen ve İran halklarına yönelik işgal ve saldırıların "ortak bir sömürgeci zincirin halkaları" olduğu ifade edilerek, ümmetin bu saldırılara karşı tek cephede durması gerektiği vurgulandı.

Katılımcılar, belgenin tüm Arap ve İslam ülkelerinde desteklenmesi için çağrı yaptı ve "direnişin silahı, ümmetin onuru ve özgürlüğünün sembolüdür" mesajını yineledi.

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.