Erbaş: Filistin'e barışın gelmesi için yapmamız gerekenler yaptıklarımızdan daha fazladır"
Kudüs ve Filistin Komisyonu ve Dünya Müslüman Âlimleri Birliği tarafından organize edilen "Gazze'nin Minarelerinden Yükselen Çağrı" başlığı ile "Birinci Türkiye Âlimler Birliği Konferansı" dünyanın birçok ülkesinde ilmi heyet temsilcilerinin katılımı ile İstanbul'da başladı.
"Bu vahşet karşısında dinimizin bize yüklediği sorumlulukla hareket etmeliyiz"
Programda bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Gazze ve Kudüs, müminler için bir iman ve izzet meselesidir. İnsanlık için de bir ahlak ve vicdan meselesidir. Gazze'de yaşananlar, yıllarca göz yumulan zalim bir terör devletinin insanlık için nasıl bir musibete dönüştüğünü gösteriyor. Şunu önemle ifade etmek isterim ki, işgalcilerin Filistin'de uyguladıkları vahşetin ardında kirletilmiş bir din anlayışı vardır. Kendilerini seçilmiş gören sapkın bir güruh, kendilerine vaat edildiğini zannettikleri topraklarda cennet hayali kurarak ahlaksızca cinayetler işlemektedir. Dolayısıyla onlar için hukuk ve ahlak adına söylenen hiçbir sözün önemi ve etkisi olmayacaktır. Bu vahşet karşısında bizlere düşen, yüce dinimiz İslam'ın omuzlarımıza yüklediği vahdet sorumluluğuyla hareket etmektir. Rabbimizin 'Allah'ın ipine sımsıkı sarılın' ilahî fermanına kulak vererek, ortak bir hareket kabiliyeti geliştirmektir." diye konuştu.
"Güçlerimizi birleştirdiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur"
Erbaş, "Gazze ve Kudüs bizi vahdete ve her alanda birlikte çalışmaya davet ediyor. Bunun için tüm dünyada bütün mümin yürekleri birleştirecek çalışmalara hız vermeliyiz. Filistin'in işgalden kurtulması, ancak İslam ümmetinin ortak tavır almasıyla, somut ve kararlı adımlar atmasıyla mümkündür. Müslümanlar bir araya gelerek zulme ve işgale engel olmak zorundadır. İslam coğrafyası olarak güçlerimizi birleştirdiğimizde, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur. Tüm kurum ve kuruluşlarımızın büyük bir özveriyle çalıştığını görüyoruz. Ancak, bilmeliyiz ki Kudüs özgür oluncaya kadar hiçbir çalışma yeterli değildir. Filistin'e barışın gelmesi için yapmamız gerekenler, yaptıklarımızdan daha fazladır. Bu anlayışla çalışmalarımızı daha da artırmalıyız. Âlimlerimize, hocalarımıza, sivil toplum kuruluşlarımıza önemli görevler düşmektedir. Bu bağlamda Müslüman ülke ve toplumların harekete geçmesi için daha güçlü inisiyatifler kullanılmalıdır. Zalimleri ve destekçilerini durdurmak için diplomatik, ekonomik ve siyasi alanlarda baskı kurulmalıdır. Tüm dünyada vicdan sahibi herkesi hareket geçirecek daha güçlü, daha sistematik tepkiler geliştirilmelidir." şeklinde konuştu.
"Filistin'de masum insanlar, kadınlar, çocuklar öldürülürken sesiniz niye çıkmıyor?"
Filistin'de yaşanan zulme karşı insanlığa seslenen Erbaş, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Vicdanın ırkı, rengi ve coğrafyası olmaz. İnsan vicdanıyla insandır. Gözlerinizi gerçeklere kapatmayın, yaşananları görmemek için kendinizi karanlığa mahkûm etmeyin. Vicdanınızın sesini dinleyerek insanlık düşmanı zalimlere karşı harekete geçin. Buradan kendilerini evrensel insan haklarının, hukukun teminatı olarak gören uluslararası kurum ve örgütlere sesleniyorum! Filistin'de masum insanlar, kadınlar, çocuklar öldürülürken sesiniz niye çıkmıyor? Sizleri bu duruma kayıtsız kılan, ölenlerin Müslüman olması mıdır? Buradan zalimlere, çocuk katillerine, işgalcilere sesleniyorum. Bugün arkasına saklandığınız güç odaklarından aldığınız cesaretle uzak görseniz de bir gün mutlaka hesap vereceksiniz. Yüreklerinizdeki kin ve nefretin mahkûmu olacaksınız. Masumların kan ve gözyaşında boğulacaksınız. Son olarak buradan Gazze'nin izzetli halkına sesleniyorum! Dünyanın en vahşi ve ahlaksız saldırıları karşısında büyük bir direniş gösteren kardeşlerim! Sizler sarsılmaz imanınızla dünyanın en özgür insanlarısınız. Sizleri hürmet ve muhabbetle selamlıyorum."
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.