Yunus Emre Yalçın

Yunus Emre Yalçın

Hakimiyet Allah’ındır!

Hakimiyet Allah’ındır!

Hakimiyet kontrol altına almak, hüküm koymak ve tek yetkili olmak anlamına gelmektedir. Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de hüküm koyanın yalnız Allah olduğu, Allah’tan başka hüküm koyucunun olmadığına dair birçok ayet vardır.

“Hüküm sadece Allah’a aittir. O size kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Yûsuf, 40)

“Hüküm O’nundur ve O’na döndürüleceksiniz.” (Kasas, 70)

 “Hüküm ancak Allah’ındır. O hakkı anlatır ve O, doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır.” (En’âm, 57)

Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Muhakkak ki gerçek hâkim Allah’tır. Hüküm O’na döner.” (Ebu Davud)

Allah’tan ve Allah tarafından hüküm koyma konusunda yetkilendirilen Peygamber Efendimiz (s.a.v.) den başka hüküm koyma yetkisine sahip kimse yoktur.

“Allah ve Resulü, bir işte hüküm verince, artık inanmış kadın ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre, tercih, seçme hakkı kalmaz.” (Ahzab, 36)

“Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.” (Haşr, 7)

“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ülü’l-emre de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir.” (Nisa, 59)

“Koltuğuna kurulup, “Allah, Kur’an’dakilerden başka hiçbir şeyi yasaklamadı” diyen bilsin ki, Allahü teâlâya yemin ederek söylüyorum ki, ben de bazı şeyleri emrettim, bazı şeyleri de yasakladım. Bunların miktarı, Kur’an kadar veya sayıca daha fazladır.” (Ebu Davud, Tirmizî)

Bir Müslüman için hiç şüphe yoktur ki hakimiyet yalnız Allah’a aittir. Allah’ın birliğine inan birisi, Allah’ın dışından gelen hükümleri reddetmesi gerekir çünkü insanlar için en iyi-en doğru ve en hayırlı hüküm veren ve yol gösterici olan Allah’tır. Allah bütün zaman ve mekanların hakimidir.

“Hüküm ancak Allah’ındır. O hakkı anlatır ve O, doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır.” (En’âm, 57)

“Allah, hüküm verenlerin en üstünü değil midir?” (Tîn, 8)

Allah, bizi ve kainattaki her şeyi yarattığı için hükmetme yetkisine sahiptir. Bizler için kanun ve yasalar koymuş ve doğru yolu göstermiştir. Daha bir dakika sonrasını bilemeyen insanoğlunun kainatın yaratıcısı olan Allah’ın egemenliğine karşı gelerek kanun koymaya kalkışması, Allah’ın şeriatına karşı gelmesi demektir. Allah’ın kanunlarına karşı gelerek Allah’ın kanunları dışında bir insanın hüküm ve kanunları ile yönetilenlerde Allah’ın şeriatına karşı gelmektedir. Bu insanlar kulun, kullar için koyduğu kanunları benimsemekte, kula kul olmaktadırlar.

"Onlar, Allah'ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rabler (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar, tek olan bir ilaha ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O'ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yücedir." (Tevbe, 31)

Seyyid Kutub şöyle demiştir: “Hükümranlıkta hak iddia eden kimse, uluhiyetin ilk şartında Allah’la mücadeleye girişmiş olur. Bu kimse ister fert, ister insanların bir tabakası, ister bir parti veya grup, ister bir millet, isterse bütün dünyanın meydana getirdiği alemşümul bir insan kitlesi olsun. Uluhiyetin ilk şartı olan hükümranlık üzerinde Allah’la mücadeleye giren ve kendine hükümranlık izafe etmeye çalışan kimse küfre girmiştir, apaçık bir kafirdir.”

Kendilerine Müslümanım deyip de dini sadece ibadet noktasında gören insanlar günlük yaşantılarında, hayatlarında Allah’ın hayatımızı yönlendirmek için hayatın tüm alanında koyduğu kanunları yok sayarak başkalarının koyduğu kanunlara göre yaşamaktalar. Bu insanlar günlük yaşamda -İslami hayatı- reddetmektedir ve dini sadece ibadet noktasında -Namaz kılmak, Oruç tutmak, Hacca gitmek, Zekat vermek- olarak algılamaktalar. Dinimiz ise günlük yaşantıda, hayatın her alanında kanun\hüküm koymuştur.

“Onlar, hâlâ cahiliyye devrinin hükmünü mü istiyorlar? İyi bilen bir topluluk için Allah’tan daha güzel hüküm veren kim vardır?” (Mâide, 50)

Bu kimseler dini hükümleri hayatın dışında görmekteler. Sosyal, hukuki, ekonomik alanlar başta olmak üzere tüm alanlarda Allah’ın hükümlerinin bu çağa uymadığını söylerler. Allah’ın egemenliğine karşı, kendi hükümleriyle, kendi egemenliğini oluşturanlar ve onlara uyanlar Allah’ın egemenliğine karşı gelmişlerdir. Rab’lik iddia etmiş tağutlaşmışlardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yunus Emre Yalçın Arşivi