HAMAS: Halkımıza yönelik yeni bir Nekbe ya da sürgüne izin verilmeyecek!
HAMAS, yaptığı yazılı açıklamada, Filistin halkının yaşadığı büyük felaketin yani "Nekbe"nin 77. yıl dönümü olduğunu hatırlattı.
Nekbe'nin yıl dönümünün işgalci faşist işgal hükümetinin Gazze Şeridi, Batı Şeria ve işgal altındaki Kudüs’te halka yönelik yaklaşık iki yıldır sürdürdüğü vahşi saldırıların ve soykırımın ortasında geldiğini belirten HAMAS, işgalin bu süre zarfında iki milyondan fazla insanın yaşadığı Gazze’de korkunç katliamlar ve açlık gibi insanlık dışı suçlar işlediğini kaydetti.
Ancak bütün bu vahşetlerin, Filistin halkının iradesini ve direnişin cesaretini kıramadığını bildiren HAMAS, "Halkımızın topraklarına olan efsanevi bağlılığı ve direnişiyle olan birlikteliği, düşmanın tüm planlarını boşa çıkarmış ve işgale karşı verilen mesajı çok net hale getirmiştir: Ne işgali ne de halkımızın haklarını yok sayan komploları kabul ediyoruz." dedi.
Nekbe’nin 77. yıl dönümünde, işgal boyunca şehit düşen halkın, liderlerin ve Gazze, Batı Şeria, Kudüs ve İslam ümmetindeki şehitlerin ruhlarını rahmetle yad eden HAMAS, "Kanları bu kutlu savaşta birbirine karışan bu kahramanların mücadelesi, tüm özgürlük sevdalıları için bir meşale ve halkımızın işgale karşı mücadelesinde tükenmeyen bir yakıttır." diye belirtti.
"Halkımız, bağımsız bir Filistin devleti kurulana kadar her alanda direnişine devam edecektir"
HAMAS, mesajında devamında şunları vurguladı:
"1. İşgalin, vatanımızın herhangi bir karış toprağı üzerindeki varlığının ne meşruiyeti ne de egemenliği vardır. Halkımız, Filistin’in tamamını özgürleştirip başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurulana kadar her alanda direnişine devam edecektir.
2. Ulusal safların birleştirilmesi ve tüm Filistinlileri kapsayan ortak bir direniş stratejisi üzerinde uzlaşılması, içinde bulunduğumuz zor dönemin en büyük gereğidir. Bu aynı zamanda halkımızın direnişe gösterdiği büyük desteği ve 'Aksa Tufan’ında ortaya çıkan küresel dayanışma ruhunu en iyi şekilde değerlendirmektir.
3. 77 yıldır süren siyonist işgalin ve özellikle son iki yılda Gazze’de halkımıza karşı uygulanan soykırımın, ABD ve Batı’nın çifte standardını ve açık desteğini gözler önüne serdiği ortadadır. Bu durum, sessiz kalan ve bu cinayetleri kınamaktan geri duran herkesin alnına kazınmış bir utanç vesikasıdır.
"Kudüs ve Mescid-i Aksa, düşmanla olan mücadelenin özüdür"
4. Kudüs ve Mescid-i Aksa, düşmanla olan mücadelenin özüdür. Siyonist rejimin bu mukaddes yerler üzerindeki hiçbir egemenliği veya meşruiyeti yoktur. Mescid-i Aksa, dün olduğu gibi bugün de tamamen İslam’a aittir. Kudüs ise Filistin’in ebedî başkentidir. Halkımız, bu iki kutsal değeri korumaya ve kimliklerini silmeye yönelik tüm girişimlere karşı dimdik duracaktır.
5. Yurt içinde ve diasporada milyonlarca Filistinli mültecinin çektiği acılardan doğrudan işgal rejimi sorumludur. Mültecilerin, zorla çıkarıldıkları yurtlarına geri dönme hakkı kutsaldır ve bu haktan asla vazgeçilmeyecektir. Bu çerçevede UNRWA’yı (Filistinli mültecilere yardım ajansı) hedef alan saldırıları reddediyor, BM ve tüm uluslararası kurumları mültecilerin haklarını korumaya, insani ihtiyaçlarını karşılamaya ve onurlu bir yaşam sağlamak için harekete geçmeye çağırıyoruz.
"Kahraman esirlerimize olan vefamızı sürdüreceğiz"
6. Kahraman esirlerimize olan vefamızı sürdüreceğiz. İşgalin cezaevlerinde 7 Ekim’den bu yana süren suçlarını kınıyor ve bu ihlallerin tüm sorumluluğunun işgal rejimine ait olduğunu ilan ediyoruz. Birleşmiş Milletleri ve insan hakları kuruluşlarını bu sistematik suçları durdurmak için acilen harekete geçmeye davet ediyoruz.
7. Arap ve İslam ülkelerinin birliği, güvenliği ve istikrarı, Filistin davasının stratejik derinliğidir. Bu ülkelerdeki birlik, Filistin'le olan dayanışmayı güçlendirir. Bazı ülkelerin siyonist işgalciyle normalleşme adımları, bu devletlerin güvenliğini zayıflatmakta, ulusal çıkarlarını tehdit etmektedir. Bu ülkeleri, bu hatalı yoldan dönmeye ve işgalcinin ümmetimiz içinde meşrulaştırılmasına izin vermemeye davet ediyoruz.
8. Filistin halkına ve direnişine destek veren Lübnan, Yemen ve Irak’taki ümmet güçlerini selamlıyoruz. Gazze’ye yönelik saldırılara karşı çıkan tüm resmi ve sivil tutumları kıymetle anıyoruz. Ayrıca dünyanın dört bir yanında Filistin’le dayanışma içinde olan halkları ve etkinlikleri takdir ediyor, bu dayanışmanın daha da artarak sürmesini ve işgale destek veren hükümetler üzerinde baskı kurulmasını istiyoruz. Böylece, Gazze’ye yönelik saldırılar son bulacaktır."
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.