Veysi DEMİR

Veysi DEMİR

Hoş geldin! Kâinatın Nuru!

Hoş geldin! Kâinatın Nuru!

Rebi’ul-evvel ayının 12.gecesi ile alemleri şereflendiren Peygamber Efendimizin Hicri takvime göre dünyaya teşrifini tekrardan sevinç, heyecan, mutluluk ve hazzını yaşıyoruz.  

Alemlere rahmet olarak gönderilen, tek önder ve örneğimiz, iki cihan rehberimiz Hz.Muhammed (S.A.V)’in doğum (mevlidi) yıl dönümünü idrak etmenin mutluluğunu, bölgemizin, ülkemizin ve ümmetin içinde bulunduğu sıkıntılı duruma rağmen sevinçle karşıladık.

Kâinatın, karanlıklar içinde kaldığı bir zamanda insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkaran bir hidayet güneşi ve kurtuluş önderi olan rehberimiz Hz.Muhammed'in (S.A.V.) doğumu ve Peygamber olarak gönderilmesi ALLAH’ın bütün insanlara sunduğu en büyük nimetlerinden birisidir. Bu nimetin değerini anlamak, şükrünü eda etmek ve efendimizin bizlere getirmiş olduğu bu yüce dine sahip çıkmak ve yaşamak bizlerin en temel görevidir.

Günümüz insanının O’nun ahlak ve sünnetine, örneklik ve rehberliğine, manevi önderliğine her zamandan fazla ihtiyacı vardır. Kan, şiddet, terör ve savaşların pençesinde kıvranan insanlık; kin nefret ve intikamı, sevgi, muhabbet ve rahmete dönüştüren sevgili Peygamberimizin sıcak soluğuna, rahmet yüklü mesajına her zamankinden daha çok ihtiyacı vardır.

Kainatın nuru olan Peygamber efendimizi kamil anlamda anlamadığımız ve özümsemediğimiz müddetçe kurtuluşa eremeyeceğiz. Yine insanlığın, zulmün karanlığından kurtulmasının tek çaresi Hz.Muhammed (sav)'in getirdiği ilahi mesaja sarılmak olduğunu ve bu mesaja sarılmadığımız müddetçe İslam ümmeti ve insanlık olarak zulüm altında kıvranmaya devam edeceğimizi unutmayalım.

Alemlere rahmet olarak gönderilen -Enbiya Suresi: 107- Peygamberimizin doğumunu anarken, mevlid okumak, ilahiler söylemek ve kandil simitleri dağıtmanın yanında; O'nun doğumunu anmaktan asıl gaye; insanlık ve merhametini, insaf ve adaletini, sabır ve sebatını, kerem ve cömertliğini, fazilet ve cesaretini kısaca insanlığa sunduğu fazilet, erdem ve hayat metodunu anlamak ve yaşamak olmalıdır.

Yüce Allah’ın sevgisine, hoşnutluğuna ve bağışlanmasına ermenin tek yolu, Peygamberimizin (S.A.V.) yolundan gitmektir. O'nun bütünüyle örneklik teşkil eden ahlâk ve fazilet dolu hayatını öğrenmek ve kendimize örnek almak asli amaç ve görevlerimizdendir. Asıl o zaman O'nun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmış oluruz.

Kutlu doğumun sevinci ve bereketi ile bayram misali çocuklarımızdan ve ailemizden başlayarak yetim, fakir, kimsesiz ve muhtaçları sevindirelim. Dargın olanların O’nun doğumu sevinciyle barışması ve mevlidi sevinciyle yakınlarımıza ve sevdiklerimize hediyeler vermeliyiz. Nasıl ki; aileler son yıllarda çocuklarının doğum günlerini kutlayıp hediyeleşiyorsa, bizlerde en değerli varlığımız ve en çok sevgi duyduğumuz Peygamberimiz için bunu fazlasıyla yapmalıyız.

Mevlid gününün sevinç günü olduğu gerekçesiyle 8.Asırda özellikle Bağdat yöresinde bazı tasavvuf erbabının Ramazan ve Kurban Bayramında olduğu gibi; mevlid gü­nünde de oruç tutmadıkları, yani mevlid günü bir bayram olarak kabul edildiği nakledilir.

Son olarak, Peygamberimizi tanımak ve getirdiği yüce mesajı anlamak amacıyla yapılacak olan Kutlu Doğum Siyer Sınavının 29 Ocak’ta yapılacağını hatırlatalım.

Yazımızı Ahzab 56 ayetiyle sonlandıralım: “Gerçekten Allah ve Melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona teslimiyetle salât ve selâm edin.” Allahume Salli A'la Seyyidina Muhammed ve a'la âli Muhammed…

Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysi DEMİR Arşivi