Ne Kaldı?
Yaşlı adam, oğluna hasta olduğunu anlatır. Oğlu onu pek ciddiye almaz. Oğluna derdini anlatamayan baba, gelinine, “Kızım, gerçekten hastayım; bir doktora görünmem gerekir” der. Gelini, “Aman baba, maşallahın var. Sen bizden çok daha sağlamsın, evham yapma” der. Çaresiz baba, son çare olarak torununa, “Bak oğlum! Annen ve baban inanmıyorlar ama gerçekten hastayım, biran önce hastaneye gitmem gerekir” dediğinde torun, “ Dedeciğim inan koşarsak, beni geride bırakırsın” der.
Kısa bir zaman sonra ölen yaşlı adamın vasiyeti üzerine mezar taşında şu yazı dikkatleri çeker: “Hastayum deydiydum, inanmaydunuz. Aha gördiniz ne oldi.”
Evet inanmıyoruz! Yaşanan bunca acı ve katliamlardan ders almıyoruz. Çeçenistan, Bosna, Afganistan, Pakistan, Sudan, Somali, Çad, Cezayir, Tunus, Libya, Yemen, Mısır, Irak ve Suriye’de oynanan şeytani oyunlardan ve yaşanan katliamlardan ders almıyoruz.
Emperyalist güçlerin senaryosu, silahları, teşvik ve işbirlikçileriyle bizim topraklarımızda çıkardığı fitne ateşinde on milyondan fazla insanımız can verdi. On milyonlarcası toprağını, memleketini terk etmek durumunda kaldı. Amerikalı bayan bir yetkili “ Irak’ta 500 bin çocuk öldü, ama bu gerekliydi” şeklinde bir açıklamada bulunmuştu. Yüz binlerce kadının namusuna kirli eller uzatıldı. Ebu Gurayb gibi cezaevlerinde en iğrenç işkenceler yapıldı. Toplumsal yapımıza kanser hücreleri yerleştirildi. Irkçılık, mezhepçilik, ideolojik, particilik, bölgecilik, rüşvet ve iktidar sözü, makam ve çıkar beklentisiyle, algı operasyonlarıyla bölünebileceğimiz kadar bizi parçalara böldüler. Komşu ve hemşerilerimizle düşman edildik. Düne kadar bir arada yaşadığımız kardeşlerimizle kanlı – bıçaklı olur bir vaziyette emperyalistlerden yardım dilenir bir hale getirildik.
Oysa bütün bu savaş ve katliamlar emperyalistlerin teşvik ve desteğiyle oluyor. Avrupalı korsan ve sömürgecilerin milyonlarca yerli halkı- Kızılderilileri katlederek ele geçirdikleri Amerika, baş şeytan rolünü oynamaktadır. İnsansızlaştırdıkları Amerika kıtasında çalıştırmak için Afrika kıtasından on milyonlarca zenciyi, vahşi hayvan gibi avlayarak köle olarak Amerika kıtasına götürenler Avrupalı korsanlardı. Dünyanın en büyük sömürge imparatorluğunu kuranlar İngilizlerdir. Binlerce KM uzaklıkta bulunan Amerika, Afrika, Asya kıtalarını işgal edenler Avrupalılardır. Hala da onlarca Afrika ülkesinde Fransızca resmi dil olarak kullandırılmaktadır. Vietnam ve Japonya’ya saldıranlar Amerikalılardı. Hindistan, Avusturalya ve Güney Afrika’yı işgal edenler İngilizlerden başkası değildi. 50 milyondan fazla insanın katledilmesine sebep olan 1. Ve 2. Dünya savaşlarının sebebi, dünya sömürüsünden pay almak isteyen faşist Almanların hırslarıydı.
Silah sanayi bunların elinde, savaş ve barışa karar verenler bunlar. Savaşlarda kullanılan bütün silahları onlar üretmekte ve satmaktadırlar. NATO, BM gibi bütün güç merkezleri onların elinde. Ama savaş bizim topraklarımızda ve bizim aramızda. Ölen de öldürülen de bu toprakların yerli halkı ve suçlananlar Müslümanlar!
Yıllardır yüksek sesle bağırıyoruz, “Kendi anlaşmazlıklarımızı kendi aramızda adaletle çözelim. Kâfir ve şeytani emperyalist güçlerin insanlık namına bize bir faydaları olmaz. Onlar ancak kendi menfaatleri ve şeytanlık peşindedirler. Şimdiye kadar girdikleri hiçbir yere huzur ve emniyet getirmemişler, bilakis girdikleri her yeri tahrip etmişler ve yerli halk arasında fitne tohumları ekmişlerdir.”
1980’lerde süper güç SSCB- bugünkü Rusya’ya diz çöktüren ve Afganistan’da iktidar olan Mücahit gruplara, Suudi üzerinden temasa geçen Amerika şeytanı, Mücahit gruplar arasında çıkardığı fitne ateşiyle hepsini dağıttı ve kendi işbirlikçilerini iktidara getirerek bir daha da Afganistan’dan çıkmadı. Irak, Suriye, Mısır, Yemen gözümüzün önündedir.
ABD, Rus ve Avrupa’ya bel bağlayarak, komşu ve hemşerileriyle savaşanlar gaflet ve ihanet içindedirler. Kullanıldıklarını ve yanlış yaptıklarını er geç anlayacaklardır.
İnandığınız değerler adına! Dininiz, mezhebiniz, ideolojiniz, ırkınız, partiniz ne olursa olsun. Biran önce bu kavgadan vazgeçin ve aranızda diyalog yollarını zorlayın. Hiçbir çıkar elde edemeyeceğimiz bu savaş bizim aleyhimize olmaktadır.
Bakın! İnsanlarımız ölüyor, çocuklarımız enkaz altında can veriyor. Din, İman, namus, güven, kardeşlik ayaklar altında çiğneniyor. Şehirlerimiz tahrip oldu. İnsanlarımız ev ve topraklarını terk ederek mülteci durumuna düştü. Halepli küçücük çocuk mahcup bir edayla “ amca utanıyorum ama 3 gündür açız” diyor.
Peki, bütün bu değerler gittikten sonra, geriye ne kalıyor. İktidar ve ideolojilerinizi insan cesetlerinin üzerine mi inşa edeceksiniz. Yoksa ölüm sizi yakalamadan bu şeytanların oyunlarının farkına varmayacak mısınız?
Herkes şunu çok iyi bilmelidir ki, siz kendi vatandaşlarınız aleyhine, ABD ve AB’nin sömürü emellerine ve ideolojilerine hizmet etmedikçe asla size yardım etmezler. Eğer size yardım ediyor ve gülümsüyorlarsa, mutlaka sizi kullanıyor veya kullanmak istiyorlar demektir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.