HÜDA PAR: Şeyh Said ve yarenlerini rahmetle yâd ediyoruz
HÜDA PAR Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada, Şeyh Said ve dava arkadaşlarının şehadetlerinin üzerinden bir asır geçtiği hatırlatılarak mezar yerinin açıklanması çağrısında bulunuldu.
Cumhuriyetin ilk yıllarında İslam'a karşı aleni bir savaş yürütüldü
Yapılan açıklamada Şeyh Said hakkında yapılan tarihsel çarpıtmaların devam ettiği ve bu durumun Türkiye'nin normalleşmesinin önünde engel teşkil ettiğine değinildi.
Açıklamada, cumhuriyetin ilk yıllarında İslam'a karşı aleni bir savaş yürütüldüğü belirtilerek Hilafetin ilga edildiğine vurgu yapıldı.
Ret, inkâr ve asimilasyon politikaları sorgulanmalı
Şeyh Said'in cumhuriyete karşı değil dinsizlik dayatmasına karşı tepki gösterdiği ifade edilen açıklamada, Türk ve Kürt ulusalcıların aynı tezlerle Şeyh Said'e saldırdığına değinildi.
Açıklamada, Türkiye'nin geçmişte yaşanan bu acılarla yüzleşilmesi gerektiği belirtilirken ret, inkâr ve asimilasyon politikalarının da sorgulanması gerektiği ifade edildi.
HÜDA PAR'ın Şeyh Said'in katledilişinin yüzüncü yılında yaptığı açıklamanın tam metni şu şekilde:
"ŞEYH SAİD VE YARENLERİNİ RAHMETLE ANIYORUZ
Şeyh Said Efendi ve arkadaşlarının zulmen şehit edilmelerinin üzerinden tam bir asır geçti. Aradan geçen 100 yıla rağmen hem haklarında yapılan tarihsel çarpıtmalar sürmekte hem de mezar yerleri gizli tutulmaktadır. Bu durum, Türkiye'de gerçek bir normalleşmenin henüz sağlanamadığını göstermektedir.
Müslüman Kürtler ve Müslüman Türkler, Malazgirt'ten Çanakkale'ye kadar asırlar boyunca İslam ortak paydasında küfre karşı birlikte mücadele etmişlerdir. Ancak Tanzimat'tan itibaren ümmetçi yapı tasfiye edilmiş, Batıcı ve ulusalcı bir rejimin temelleri atılmıştır. Cumhuriyet'in ilk yıllarında ise bizi biz yapan ve kardeşliğimizin temel harcı olan İslam'a karşı aleni bir savaş yürütülmüş; Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla bütün Müslümanların derin bir saygı ve bağlılık duyduğu 13 asırlık Hilafet kurumu başta olmak üzere İslami müesseseler kapatılmıştır. Medreselerin kapatılmasıyla birlikte İslami eğitim yasaklanmıştır. Camiler kapatılmakla kalmamış bazıları ahıra çevrilmiştir. Bu politikalarla İslami kimlik dışlanmış, halkın inancı açıkça hedef alınmıştır.
Şeyh Said Kıyamı, bu inkârcı ve dayatmacı politikalara karşı halkın inancını ve kimliğini savunma refleksi olarak doğmuştur. Şeyh Said Kıyamı, Piran provokasyonuyla farklı bir mecraya kaymışsa da özünde devlete ya da cumhuriyete karşı değil, devleti yöneten seçkinci azınlık bir güruhun dinsizlik dayatmalarına karşı bir tepki ve başkaldırıdır. Bugün Şeyh Said'e İngiliz ajanlığı isnadıyla iftira atanların, aslında kendi Batıcı kimliklerini perdelemeye çalıştıkları açıktır. Gerçek ihanetse, hakikatin üzerini örtmek ve toplumu gerçeğin bilgisinden mahrum bırakmaktır.
Tek parti döneminin vesayetçi anlayışıyla şekillenen bu sistem, Türküyle, Kürdüyle Müslüman halkımızı asli kimliğinden uzaklaştırmış, inanç temelli birlik zedelenmiştir. Ne hazindir ki bugün hem kimi Türk ulusalcıları hem de bazı Kürt ulusalcıları, Şeyh Said düşmanlığında aynı dili kullanmakta, bu halkın inancına karşı aynı cephede buluşmaktadır.
Türkiye ikinci yüzyıla girerken, önceki yüzyılın yanlışlarıyla yüzleşilmeli; halkın inancına, kimliğine ve değerlerine karşı uygulanan ret, inkâr ve asimilasyon politikaları açıkça sorgulanmalıdır.
Bu vesileyle şehadetlerinin 100. yıldönümünde, Şeyh Said Efendi ve yarenlerini rahmetle yâd ediyor; mezar yerlerinin açıklanması çağrımızı bir kez daha yineliyoruz."
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.