Selman URUK

Selman URUK

Hz. Muhammed (asm) Filmi!

Hz. Muhammed (asm) Filmi!

Daha sahnelenmeden büyük bir tartışma başlatan Macidi’nin Hz. Muhammed(asm) adlı filmi, gösterime girdikten sonra da bir hayli tartışma yarattı. Hatta bu konu o kadar tartışıldı ki Diyanet İşleri Başkanı ve bazı bilinen muteber âlimler bu film hakkında görüşlerini beyan etmek durumunda kaldılar.

Kanaatimce bu film üzerinden yürütülen tartışmalar, İslam kültür ve medeniyeti açısından ve de Müslümanlar açısından hiçbir fayda sağlamayan bir bağlamda yürütülmektedir. Tartışma daha çok mezhebi saiklerle ve taasubane bir eda ile devam ettirilmekte.  Ülkemiz insanının ortalama hafızasının mezhebi hassasiyetlerini dikkate alan bazı gazeteci yazarlar da konuyu bu bağlamda ele almakta ve tabiri caizse tribüne oynamaktan başka bir katkı sağlamamakta. Yani çoğu yazar ve gazeteci Macidi’yi ve onun filmini mezhepçilik vurgusu ile itham edip ama aynı zamanda eleştirilerini de kendi mezhebi taassupları minvalinde yapıyorlar. Macidi’ye mezhepçi diyenlerin çoğu, mezhebi bir taassupla filmin izlenmemesi gerektiğini vurguluyorlar.

Konuyu daha somut halde ele alarak şu noktaları madde madde değerlendirelim:

Ehlisünnet dünyası olarak hangi filmi çekiyoruz da yapılan filmlerin mezhebiliğinden şikâyet ediyoruz. Daha lokal bir değerlendirmeyle; biz Türkiye sineması olarak İran sineması ile hangi boyutlarda yarışıyoruz da İran sinemasının mezhepçi tutumundan şikâyet ediyoruz? Yani mesele biz kendi Sünni bakış açımızla Hz. Yusuf, Hz. Meryem veya Ashab-ı Kehf filmlerini çekmek istiyoruz da Şia buna mezhepçilik yapıyoruz diye karşı mı çıkıyor? Bu filmleri kendi akidevi ufkumuzla çekmemize Şia müsaade etmiyor mu?
Filme yönetilen eleştirilerin bence en acımasız olanı da Ebu Talib meselesi. Filmde odak noktası Ebu Talib. Ve Macidi Şii akideye uygun olarak Ebu Talib’i hem çok işliyor ve hem de işlerken onu Müslüman biri olarak canlandırıyor. Bu duruma özellikle bazı gazeteci ve yazarlar çok sert bir şekilde karşı çıkıyor. Efendim Ebu Talib aslında iman etmemiş ama filmde iman etmiş gibi lanse ediliyor. Şimdi ben her vicdan sahibi Sünni kardeşime soruyorum: Peygamberimizi o kadar koruyup kollayan Ebu Talib’in Müslüman olması çok mu kötü bir şey. Yani Ebu Talib Müslüman olmuş olsa daha iyi olmaz mı? Ya da tüm Sünni akidemiz Ebu Talib’in Müslüman olması ile yıkılacak mı? Kendi şahsım adına beyan ediyorum,  keşke Ebu Talib Müslüman olmuş ise de cennete girmiş ise. Peygamberimizin amcası ve iyi yürekli bir adamın cehenneme girmesine gerçekten üzülürüm.
Teknik anlamda Hz. Muhammed’in resmedilmesine tüm Ehlisünnet gibi ben de karşıyım. Ve bu konuda genel görüşe bende katılıyorum. Yani keşke yönetmen Peygamber’i gölgelerde bile olsa göstermese idi. Bu konudaki cüretkârlığının kötü niyetli olmadığını düşünsem de böyle yapılmamasının daha muteber olduğunu düşünüyorum.
İran sinemasına yapılan genel eleştiriler ise başka bir mesele. İran sineması İslam akidesini yıkmaya çalışıyor diyecek kadar ileri giden bazı tartışmalar yapıldı. Şimdi durup bir kendimize soralım. Hz. Yusuf dizisi mi akidemizi bozar yoksa onlarca evlendirme programı yürüten bizim kendi televizyon programlarımız mı? Hz. Meryem dizisi mi akidemizi bozar yoksa “Aşk-ı Memnu” dizsi mi? Ashab-ı Kehf mi akidemizi bozar yoksa “Ben Bilmem Eşim Bilir” mi? “Survivor” denen çıplaklar kampı, “O Ses Türkiye” denen yarışmalar da herhalde birinci elden İslam ilmihali dersleri vermiyor bize.
Son olarak; Batı sinemasının ahlaktan yoksun o kadar film ve dizisine karşın kendi içimizdeki bir yorum farkından doğan değişikliğe verdiğimiz tepki aslında bizim ne kadar feraset ve ihlâstan yoksun olduğumuzu gösteriyor.

Yahudi düşüncesine bina edilmiş "On Emir" Filminde Hz. Musa (as) kadınlarla alenen öpüştürülüyor, başka bir filmde Müslümanlar terörist ve canavar gösteriliyor, başka bir filmde Müslümanlar aşağılanıp kötüleniyor, Yeşilçam sinemasında en pis ve aşağılık roller İslami kurum ve kişilere atfediliyor, imamlar tecavüzcü ve rüşvetçi lanse ediliyor, hemen hemen tüm batı filmlerinde İslam'a hareket ediliyor da biz bunları görmüyoruz ama Macidi’yi hemen topun ağzına koyuyoruz.

 

Elbette Macidi'nin filminde eleştirilecek şeyler var. Ama eleştirilerimiz yapıcılıktan uzak. Eleştirilerimiz birbirine küs olan iki kardeşin küslüğünü artırmaktan başka bir şeye yaramıyor. Gücümüzü ve motivasyonumuzu birbirimizi tüketmeye amade kılmışız. Düşman ise kıs kıs gülüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selman URUK Arşivi