İktisatçı Özçelik: SMS veya mail yoluyla gelen sahte linklere ve kredi kartı dolandırıcılığına dikkat edilmeli
İktisatçı İbrahim Özçelik, İLKHA mikrofonuna kredi kartı dolandırıcılığı yöntemleri ve Türkiye’de kredi kartı kullanım ve faiz oranı hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Bankaların vatandaşı daha çok faiz sarmalına düşürmek için gelirlerinin çok üzerinde kredi limitleri verdiğini aktaran Özçelik, bu döngünün vatandaşı finans sektörlerinin bağımlısı haline getirdiğini belirtti.
Özçelik, bu yıl tüm sektörlerde kredi kartı harcamalarının toplam, bir milyar 960 milyon 584 bin 190 TL olduğunu ifade etti. Ayrıca Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre, 2025 yılı Ocak–Ağustos döneminde bireysel kredi kartı borcundan yasal takibe intikal eden kişi sayısının, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24 artarak bir milyon 506 bine ulaştığını kaydetti.
Son dönemde kredi kartı dolandırıcılığı vakalarında yaygın olarak kullanılan yöntemlere değinen Özçelik, "Bankalardan veya resmi kuruluşlardan geliyormuş gibi görünen SMS veya mail yoluyla gelen sahte linkler tıklandığında açılan siteler, kişilerin kredi kart bilgilerine ve internet/mobil bankacılık şifrelerine ulaşılmasına sebep olur. Dolandırıcılar, dolandıracakları kişiyi genellikle telefonla arayıp kendilerini banka çalışanı veya güvenilir bir kurum personeli olarak tanıtırlar. Daha sonra kredi kartın kopyalandığını hesabın ele geçirildiğini söyleyerek, kredi kartın geçici olarak kullanıma kapatılması için telefona kod göndereceklerini ve bu kodun kendileri ile paylaşılmasını isterler. Hattaki kişi telefonuna gelen kodu söylediğinde dolandırma işlemi gerçekleşir. Başka bir dolandırma yöntem şekli ise, cep telefonu ve bilgisayarlara yüklenen zararlı yazılımlar aracılığıyla klavye vuruşları ve ekran görüntüleri alınır ve kişinin banka bilgilerine erişirler. Sosyal medya kullanıcılarının şunlara dikkat etmesinde fayda vardır: Var olmayan veya çok düşük fiyatlı siteler aracılığıyla kart bilgilerinin ele geçirilmesi ve sosyal medya aracılığıyla yapılan sahte kampanyalara tıklama yoluyla bilgilerin çalınması… Fiziksel yöntemlerle de dolandırma işlemi yapılabilir. Kartın kaybolması veya çalınması sonucu kimlik kontrolü yapılmayan iş yerlerinde veya sanal ortamlarda kartın kullanılması…" şeklinde aktardı.
"Mümkün oldukça güvenli ödeme sistemi zorunlu olan siteler tercih edilmeli"
Online alışverişlerde veya POS cihazlarında dikkat edilmesi gereken güvenlik önlemlerini aktaran Özçelik, "Online alışverişlerde site adres çubuğunun başında 'Https://' ile başladığından ve kilit simgesi bulunduğundan emin olunmalı. Bu verilerin işlendiğini ve güvenilir bir bağlantı olduğu anlamına gelir. Sitenin iletişim bilgileri iade koşulları kurumsal yapısı gibi detayların öğrenilmeli. Bilinmeyen ve şüpheli sitelerden uzak durulmalı. Mümkün oldukça güvenli ödeme sistemi zorunlu olan siteler tercih edilmeli. Bu kart bilgileri çalınsa da şifre olmadan işlem yapılmamasını sağlar. Vatandaşlarımıza internet alışverişleri için sanal kart kullanmalarını tavsiye edebiliriz. Zira sanal kart, kullanıcının kendisinin harcama limiti ve kullanım süresini belirlediği geçici kartlardır. Böylece kullanıcı sanal kartı ihtiyaç duyduğu limitte açıp kullandıktan sonra limitini sıfırlayabilir. Bu da dolandırılma riskini azaltır. Yine alışveriş yaparken herkese açık olan Wİ-Fi ağlarını kullanmaktan kaçınılmalı, kart bilgileri web tarayıcısına veya herhangi bir yere kaydedilmemelidir. Banka çalışanları genellikle müşterilerinden kart bilgilerinin tamamını istemez. Bu nedenle telefon veya e-posta yoluyla kart numarasının tamamını veya kartın arkasında bulunan 'CVV' kodu istenildiğinde dikkat edilmeli ve güvenilir olmayan kimselerle paylaşılmamalıdır. Pos cihazlarında ise temassız limit de ara ara kontrol edilmeli. Pos cihazları, genellikle yüksek tutarlı işlemlerde kart sahibinden şifre ister. Ancak düşük tutarlı işlemler için kartınızın cüzdanda korumalı bir şekilde durması temassız okumalara karşı koruma sağlar. Aynı şekilde ödeme yaparken gözün kartın üzerinde olması kartın başka cihazlara takılıp kopyalanmasını önler." ifadelerine yer verdi.
"Bankacılık sisteminin en zayıf halkası insandır"

Özçelik, bankaların ve ödeme sistemlerinin dolandırıcılığı önleme konusunda bilgilendirmede bulunarak, "Bankaların ve ödeme sistemlerinin riski en aza indirme çabaları güvenli ödeme sistemlerini kullanması, yüksek limitli işlemlerde teyit için müşterinin aranması, müşterinin normalde alışıveriş yapmadığı saatlerde bankanın işlemi reddedebilmesi gibi önlemler alınsa da ancak bu önlemler tek başına yeterli değildir. Bankacılık sisteminin en zayıf halkası insandır. Dolandırıcılar teknik güvenlik sistemlerini kırmak yerine kullanıcıyı kandırarak bilgileri doğrudan ele geçirmeyi hedefler. Güvenlik önemleri ne kadar yüksek olursa olsun kullanıcının kendi kart bilgilerini ve şifrelerini dolandırıcılara paylaşsa bankaların ve kurumların güvenlik önlemleri devre dışı kalır. En etkili güvenlik önlemi, kullanıcıların dikkatli ve bilinçli olmasında yatar." şeklinde belirtti.
Vatandaşın şüpheli işlemleri fark ettiğinde izlemesi gereken adımlara değinen Özçelik, "Bu tür durumlarda ilk ve acil bir şekilde ilgili bankanın müşteri hizmetlerini arayarak kartın kapatılmasını talep etmelidir. Ardından mobil internet bankacılığından kartı kullanıma kapatmalı, izinsiz işlem olduğunu dile getirilerek, bankada itiraz kaydı oluşturmalıdır. İzinsiz yapılan işlemin kayıtları tutulup SMS, e-posta veya farklı bir şekildeki şüpheli işlemleri kayıt altına alarak, hukuki süreç başlatılmalıdır." dedi.
"Bu yıl tüm sektörlerde kredi kartı harcama tutarı, bir milyar 960 milyon 584 bin 190 TL olmuştur"
Türkiye’de kredi kartı kullanma oranı ve vatandaşlar üzerindeki ekonomik etkisine de değinen Özçelik, "Bankalar arası kart merkezi (BKM) verilerine göre eylül ayına ait yerli kartların yurtiçi kullanım adedi toplam 991 milyon 405 bin 765 adet olup işlem tutarı bir milyar 868 milyon 904 bin 16 TL’dir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın verilerine göre 2024 yılının aralık ayında tüm sektörlerde kredi kartı harcama tutarı bir milyar 358 milyon 328 bin 557 TL iken 2025 yılının eylül ayında bu tutar bir milyar 960 milyon 584 bin 190 TL olmuştur. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre 2025 yılı Ocak-Ağustos döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre bireysel kredi veya bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı yüzde 24 artarak bir milyon 506 bin kişi olmuştur. Bu tablo ile bankaların vatandaşın gelirinin çok üstünde limit verdiği ve bu verilen yüksek limitin aşırı tüketime neden olduğu ve vatandaşı borç sarmalına düşürdüğü hepimizin malumudur. Vatandaş yüksek enflasyon ve yetersiz gelir artışından dolayı kredi ve kredi kartına başvurarak faize düşmekte ve borç sarmalına sürüklenmektedir. Bu döngü vatandaşı finans sektörlerinin bağımlısı haline getirmiştir." şeklinde aktardı.
Özçelik, ifadelerini şöyle sürdürdü: "Bankalar, vatandaşı daha çok bağımlı hale getirmek, daha çok faiz sarmalına düşürmek için gelirlerinin çok üzerinde kredi limitleri vermektedir. Yukarıdaki verilen istatistiklerden de anlaşılacağı üzere vatandaşa verilen yüksek limitler geri ödemeyi zorlaştırmaktadır. Bu durumun tüketim toplumu yarattığı aşikârdır. Bu nedenle finans kurumlarının kredi politikaları denetlenmeli faize dayalı bir ekonomik sistem değil üretime dayalı bir düzen inşa edilmelidir. Adil bir ekonomik sistem toplumu borç ile değil üretim ile güçlendirir."


Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.