İşgalci ABD Büyükelçiliği önünde Gazze'ye destek gösterisi

İşgalci ABD Büyükelçiliği önünde Gazze'ye destek gösterisi
Ankara Filistin Dayanışma Platformu öncülüğünde düzenlenen yürüyüş sonrası, işgalci ABD Büyükelçiliği önünde Gazze'ye destek gösterisi yapıldı.

Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), Gazze’de süren soykırım ve abluka karşısında sessiz kalmamak adına işgalci ABD Büyükelçiliği önünde protesto gösterisi düzenledi.

Tuğba Altınok Camii'nde toplanan topluluk, “Gazze için ayaktayız” ve “Gazze için sessiz kalma” sloganları ile işgalci ABD elçilik binasına yürüdü.

Yürüyüşün ardından Filistin Öğrenci Derneği Ankara Temsilcisi Abdurrahman İssa ile ANFİDAP Dönem Sözcüsü ve Kudüs ve Hukuk Platformu Başkanı Av. Mustafa Eminoğlu'nun yaptığı konuşmaların ardından, ANFİDAP adına Cihannüma Yönetiminden Ayhan Çetinkaya tarafından basın açıklaması okundu.

"Seri katil Netenyahu’nun başlattığı soykırımın üzerinden 554 gün geçti"

Allah’a hamd ederek konuşmasına başlayan Abdurrahman İssa, “Salât ve selâm, Bedir’de cihad eden, Uhud’da sebat eden, Mekke’yi fetheden Peygamberimiz Muhammed’e; onun ailesine, ashabına ve yolunda giderek cihadını sürdüren tüm mücahitlere olsun. 554 gün geçti. Faşist bir hükümetin başında, seri katil Netenyahu’nun başlattığı soykırımın üzerinden 554 gün geçti. İşgalciler, halkımızdan yaklaşık 60 bin şehit verdirerek; Irak, Yemen, Suriye ve Lübnan’daki kardeşlerimize saldırarak, binlerce insanımızı zorla yerinden etmeye çalışarak; direnişi, Şehit İsmail Heniye, Şehit Muhammed Dayf, Şehit Yahya Sinvar ve binlerce komutanı alçakça şehit ederek bastırmak istediler. Ancak bu işgalciler, bu aptallar bilmiyorlar ki, dökülen bu temiz kanlar, zalimlerin ateşi için saf bir yakıttır, inşallah.” dedi.

"Kelimeler kifayetsiz Gazze’de bütün kırmızı çizgiler aşıldı"

Av. Mustafa Eminoğlu, "Evet, sözler bitti. Kelimeler kifayetsiz Gazze’de bütün kırmızı çizgiler aşıldı ancak direniş bitmedi. O kırmızı çizgiler, bundan 80 yıl önce Deir Yasin Katliamı’nda da aşılmıştı. Çocuklar katledildi, ancak direniş bitmedi. 40 yıl önce Sabra ve Şatilla’da en acımasız suçları siyonistler işledi, ancak direniş yine bitmedi. 20 yıl önce Cenin’de 100 bin Filistinli katledildi, ancak direniş bitmedi. 10 yıl önce Gazze’de yine fosfor bombaları atıldı. En acımasız suçlar işlendi, hastaneler bombalandı, ancak direniş bitmedi. Tam aksine, direniş katlanarak büyüdü, umutlar yükseldi. 50 sene önce direnişin adı taşlardı. Sonra bıçaklar, sonra tabancalar, sonra füzeler direniş oldu. 2021 yılında, Seyfü’l-Kudüs Savaşında Gazze’den kimsenin ummadığı şekilde Tel Aviv’in başına füzeler yağdı. Ve son olarak, 7 Ekim Aksa Tufanı’nda israil öylesine bir darbe aldı ki, kendisi bile yıkılış gününü tahmin edememekte, sonunu beklemektedir." ifadelerine yer verdi.

"Gazze soykırımında kaybedenler Gazzeliler değil, insanlık kaybetti"

Siyonist işgalcilerin tüm propaganda aygıtları yerle yeksan olduğunu aktaran Eminoğlu, "Tüm gücüne rağmen israil, henüz Gazze’deki direnişin sadece yüzde 25’ine imha ettiğini açıklamakta; yüzde 75’ine dokunmadığını ise kendisi itiraf etmektedir. Amerika’nın tüm desteğine rağmen Gazze’de yalnızca bebekler katledilmekte, yalnızca hastaneler bombalanmakta, yalnızca savunmasız çadırlar zarar görmektedir. İşte bu, acziyetin ta kendisidir. Evet, Gazze tarumar oldu. Evet, Gazze hiç görmediği kadar zarar gördü. Ancak şunu unutmamalıyız ki ortada orantısız bir güç vardır. Gazze’de yapayalnız Müslümanlar; karşı tarafta ise israilin yanında tüm kâfirler ve tüm Batı vardır. Orantısızca desteklemekte, ancak hâlâ bir avuç Gazze’de hüküm sahibi olamamaktadırlar. Gazze soykırımında kaybedenler Gazzelilerin değil, insanlığın kaybettiği bir soykırımdır. İnsanlık ideali yerle yeksan olmuştur. Müslümanlar kaybetmiştir. Bizler Gazzelilere üzülmemeli, kendimize üzülmeli, kendimize acımalıyız. Onlar onurun timsalidir. Filistin yalnızca Filistin değildir. israil de yalnızca israil değil; tüm Batı, tüm şer odakları israilin yanındayken bizler nasıl olur da Gazze’yi yapayalnız bırakabiliriz?" ifadelerini kullandı.

"Boykot, imanî ve insanî bir meseledir"

Konuşmasının devamında boykotun önemine değinen Eminoğlu, şunları aktardı: "Siyonizim ırkçı, haydut bir düşüncedir. Boykot; yalnızca siyonizmi desteklememek değil, tüm insanlığı, sağlığı, beşeriyeti mahvetmeye karşı bir direniştir. Boykot… Boykot… Boykot… Boykot; imanî bir meseledir, insanî bir meseledir. Boykot bir mecburiyettir. Boykot, esaretten çıkışın tek yoludur. Boykot yalnızca almamak değil, söylemek, talep etmek, baskı kurmak ve üretmektir. Gazze’de günde 100 çocuk öldürülüyor. Allah aşkına sorarım sizlere: Hangimiz Gazze için günde 100 kez bir eylem icra ediyoruz? Hangimiz Gazze için günde 100 kez tweet atıyoruz? Hangimiz 100 kez Gazze için boykot talebinde bulunuyoruz? Hangimiz 100 kez Gazze'yi zikrediyoruz. Zihni hazırlık mecburiyettir. Zihni hazırlık yapmalıyız. Eylemler, zihni hazırlığın bir yansımasıdır. Bu rezil hayatı kabul etmiyorsak tek çıkış yolumuz eylemlerdir. Zihni hazırlık ise bu eylemlerin en önemli kısmıdır. Beytülmakdis’i anlamak, siyonizmi lanetlemek ve gerçek düşmanı, siyonizmi tanımak mecburiyetindeyiz."

"Eylemlerin nihai amacı Gazze’deki soykırımı durdurmaktır"

"Neden eylemler yapıyoruz?" sorusunu sorup cevabını veren Eminoğlu, "Hiçbir amaca ulaşamıyoruz. 554 gündür buradayız, diyoruz ya… Neden eylem yapıyoruz? Evet, dünyanın her yerinde eylemler oluyor. Evet, Gazze soykırımı durmadı. Dünya israilin karşısına az ya da çok dikildi, eylemleri yükseltti. Siyonizme karşı mesafe aldı. Ancak eylemlerin nihai amacı Gazze’deki soykırımı durdurmak olduğu gibi aynı zamanda kendi dirilişimize vesile kılmaktır. Eylemlerden kastımız kendimizi uyandırmaktır. Eylemlerden kastımız, ahiret gününde kendi şahitliğimizi yapmaktır. Siyonistlerden ayrılmaktır. Kendi direnişimizi, kendi şuurumuzu çelikleştirmek için buradayız. ANFİDAP olarak şunun farkındayız eylemler, kısır bir döngüden çıkartılarak nitelikli hâle gelmesi için çalışmalar icra etmekteyiz." diye konuştu.

"Siyonizmi durdurmanın tek yolu, etkin ve caydırıcı bir güçtür"

Konuşmasının devamına Eminoğlu, "Sırf bu hafta bile 3 ayrı toplantıya, dörder beşer saatlik istişareler görüşmeler yapıldı. Sizlerden talebimiz: Bu eylemleri basit ve değersiz görmeyin. Onlara katkı verin. Onlarca farklı kalemde Gazzeli hastalarla, Gazzeli insanlarla, buradaki şuurla, boykotla, her yönden, çifte vatandaşlarla ve her yönüyle çalışmalar icra edilmekte. Bunları hafife almayın, katkı verin, görüş bildirin, destek olun, içinde yer alın. 'Artık biz de yapabiliriz.' demeyin, bir şeyler yapın. İçinde olun, tefekkür edin, zihni olarak hazırlanın. Unutmamalıyız: Dünyanın hiçbir krizi kanamayla ve müzakereyle çözülmez. Siyonizmi durdurmanın tek yolu, etkin ve caydırıcı bir güçtür. Ne yazık ki bu sistem, tüm dünya siyonizminin eseridir. Esaret altındayız. Bunu kabul ederek topyekûn bir çaba, topyekûn bir çıkış arıyoruz. Tüm bunlar değerlidir: Basın açıklamaları, eylemler, yürüyüşler, sınırlarda beklemeler… Hepsi değerlidir. Hukuk, ekonomi ve en önemlisi askeri olarak hazırlanmalı ve günü geldiğinde gereken tepki verilmelidir. Biliyoruz, düşmanımız bizim dağınıklığımızdan aldığı cesaretiyle soykırımını icra etmektedir. Eylemlerimiz arttıkça, şuurlarımız çelikleşecek ve zalime karşı sesimiz güçlenecektir." diye belirtti.

"Askerî gücünü ortaya koyamayan sözde Müslüman ülkelere yuh olsun!"

Son olarak hepimizin sorumlulukları olduğunu hatırlatan Eminoğlu, "Öncelikle hepimiz az ya da çok Filistin davası için eylemlere katkı sunmalı ve kendimizi kurtarmalıyız. Bu eylemlere gelerek yalnızca vicdani-duygusal bir rahatlamayı değil, aynı zamanda bir sorumluluğu hissetmeli, onun üzerine inşa etmeliyiz. Herkes Gazze için amelini ortaya koysun. Başını iki elinin arasına alsın, tefekkür etsin, ne yapacağını bulsun. Herkes boykot uygulamalarını indirsin. Herkes ANFİDAP gibi tüm STK'ları desteklesin. Sosyal medyadan takip etsin. Ve son olarak… Özellikle yuhlatmak istediğimiz tüm bu katliama rağmen direnişi hafife alanlara yuh olsun! Boykota destek olmayanlara yuh olsun! Umre’de, Mekke ve Medine’de boykot mağazalarını dolduranlara yuh olsun! Askerî gücünü ortaya koyamayan sözde Müslüman ülkelere yuh olsun!" ifadelerine yer verdi.

"Gazze'de devam eden soykırıma karşı iman ve vicdan sahibi Ankaralılar olarak aylardır yürüyoruz"

Yapılan konuşmaların ardından ANFİDAP adına, Cihannüma Yönetiminden Ayhan Çetinkaya tarafından basın açıklaması okundu.

Çetinkaya, "Gazze'de devam eden soykırıma karşı iman ve vicdan sahibi Ankaralılar olarak aylardır yürüyoruz. Kocatepe'den Sıhhiye'ye, Kurtuluş'tan Anadolu Meydanı'na, Tuğba Altınok Camii'nden bu katil yuvası ABD Elçiliği'ne yürüyoruz defalardır. Bazen içimiz daralıyor, 'boşa mı bu yürüyüşlerimiz?' diyor içimizden umudu yaralayan bir ses. Katledilen çocuklardan önümüze düşen bir kare, kulağımızda yankılanan bir anne feryadı, gözümüzün önünden gitmeyen alevler, aciz tepkilerimizi sorgulatıyor bize. Nereye kadar yürüyeceğiz? Nereye kadar sabır? Nereye kadar kahır? Bu yolun sonu nereye varır? Ama sonra, evet sonra, her defasında umudu kuşanıp bir daha ayağa kalkan mücahit Gazzeliler gibi, yeniden yükseliyor içimizdeki umut. Yüce Rabbimizin ayetleri yetişiyor imdadımıza. 'De ki Ey kafirler, ey zalimler, yenileceksiniz ve cehenneme sürüleceksiniz!' diyen Rabbimizin buyruğuyla yeşeriyor umudumuz." dedi.

"Günü geldiğinde özgür Kudüs'te Mescid-i Aksa'da saf tutmak istiyoruz"

Açıklamanın devamında Çetinkaya, şunları aktardı: "Biz kısık sesleriz' diyen şairin duası geliyor aklımıza. Hani diyor ya Arif Nihad Asya: 'Bize güç ver... cihad meydanını, Pehlivansız bırakma Allah’ım! Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah’ım! Bilelim hasma karşı koymasını, Bizi cansız bırakma Allah’ım!' 'Amin' diyerek canlanıyoruz! Öfkemiz bileniyor, boşa yürümüyoruz, içimizdeki öfkenin antremanıdır bu… Bir askerin talim yapması gibi, Uçmaya hazırlanan yavru kuşun yerinde kanat çırpması gibi, Yayda gerilen okun, geri çekildikçe hedefe hırslanması gibi… Boşa değil bu yürüyüşlerimiz, bu dikilişlerimiz kapı önlerinde. Bir öfke büyütüyoruz biz, masum küçük çocuk mezarlarına baktıkça… Yürüyoruz ve kan yürüyor damarlarımıza… 'Yürü kardeşim! Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin!' demişti ya şair, Kudüs şairi Nuri Pakdil. Yürüyoruz işte! Ayaklarımıza bir Kudüs gücü gelsin diye yürüyoruz. Bir gün Kudüs'e, Gazze'ye, Ramallah'a, Beyt Hanun'a, El Halil'e, Askalan'a ulaşmak için, şimdi, burada, yürüyoruz. Şimdi burada saf tutuyoruz, günü geldiğinde özgür Kudüs'te Mescid-i Aksa'da saf tutmak için ayaklarımız alışsın diye, kollarımız kenetlensin diye..."

"Zulme karşı yükselen vicdan tufanı"

Çetinkaya, "Zalimlere şunu söylemek istiyoruz: Dünyanın farklı caddelerinde akan bu yürüyüşlerin sonu, Aksa Tufanı'na kardeş bir tufan olacak ve yutacak sizi. 'Zulüm bizdense ben bizden değilim' diyen vicdanlı Amerikan vatandaşı Rachel Kori’nin ruhuyla bir gün ta içinizden bir tufan kopacak ey Amerika Birleşik Zalimleri! 'Artık soykırım suçuna iştirak etmeyeceğim' diyerek kendini yakan Amerikan askeri Aaron Buşnel gibi binlercesi, bir gün sizi de yakan bir ateş ordusu olacak kapınızda! Ey bu sefil elçilik binası içinde binlerce suçun diplomasisini yapan insan müsvetteleri, kendinize benzetmek için üniversitelerinize davet ettiğiniz Ayşenurlar, Rümeysalar ve daha niceleri, bir gün sizin evlatlarınızı uyandıracak ve yıkılacak yalana dayalı düzenleriniz!" dedi.

"Şehit ettiğiniz Ayşenur Ezgi Eygi ve esir ettiğiniz Rümeysa Öztürk, bu korkunuzun nişanesidir"

Konuşmasının devamında Çetinkaya, şunları aktardı: "Yıkılma korkusuyla çocuk katleden Firavun gibisiniz! Oysa Musalar, sizin bağrınızda büyüyor! Korkunuz budur biliyoruz, size derin korkular diliyoruz! Şehit ettiğiniz Ayşenur Ezgi Eygi ve esir ettiğiniz Rümeysa Öztürk, bu korkunuzun nişanesidir. Korkunuzu yüzünüze vurmaya geldik! Zulmünüzün hesabını sormaya geldik! Katil sizsiniz! Haykırmaya geldik! Boşuna değil kapınıza dayandığımız! Evinde oturamayan, yerinde duramayan, zulme karşı içinde öfkesini büyüten vicdan sahipleri! Bir hususa dikkatlerinizi çekmek istiyoruz: Terör çetesi israil ve suç ortağı ABD bizden itaat bekliyor! Firavun gibi diyorlar ki 'biz dilersek öldürürüz, biz izin verirsek yaşarsınız!' Tüm istedikleri, buna iman etmemizdir. Tüm propagandalarının özü budur! Oysa dünyanın en büyük askeri gücü ABD ve onun köpeği israil terör çetesi, karşılarında bir ordu bile olmamasına rağmen ve tüm güçleriyle sivil katliamı yaparken bile, 1,5 yılda Gazze’deki nüfusun sadece yüzde 2’sini şehit edebildiler. Gazzeli kardeşlerimiz destansı mücadeleleriyle diyorlar ki 'size itaat etmeyeceğiz!' Bugün en büyük cihad, 'yıkılsak da ayaktayız' mesajı veren kardeşlerimizin mümin ve mütevekkil duruşudur. Onlar imanın gereğini yerine getirerek direniyorlar! Onların yok olduğuna veya yenileceğine inanmamızı isteyen soykırım heveslisi siyonist propaganda makinası karşısında, Gazzeliler gibi direnmeli, imanımızı kuşanmalıyız!"

"Şimdi vakit, korkulara esir olmuş İslam alemini uyandırma vaktidir"

Tevbe suresi 51. ve 52. Ayetlerinin anlamını okuduktan sonra son olarak Çetinkaya, "Şimdi tüm Müslümanlar için vakit, bu şuuru kuşanarak direnme vaktidir. Şimdi vakit hükümetleri ve örgütleri bu propagandadan azad etme vaktidir. Şimdi vakit, korkulara esir olmuş İslam alemini uyandırma vaktidir. İslam alemi, askeri seçenek dahil olmak üzere fiili tedbirleri harekete geçirecek bir kımıldanmaya ihtiyaç duymaktadır. israil adını kullanan siyonist soykırımcı terör çetesi, aslında kendi korkularının esiri olacak kadar zayıftır. Bu azgın terör çetesi, Suriye’deki devrimden sonra ilk defa ciddi bir tehdit algısıyla sarsılmış ve Amerika’nın yardımını talep etmiştir. İslam aleminde birliğin nüvesi olmasını temenni ettiğimiz Suriye-Türkiye dayanışması, Şam’daki zalim diktatörü yıkmakla kalmamış, zalim israilin korkularını da uyandırmıştır. İslam aleminde birlik, Siyonist oyunların sonu olacak; birkaç ülkenin ortak açıklama yapması bile, zalimleri titretecektir. Bu doğrultuda, tüm imkanların birleştirilmesi suretiyle zulme karşı harekete geçilmesi, en önemli gündem maddemiz olmalıdır. Öfkemizi diri tutalım ve gayreti sönmüş Müslümanları zulme karşı tutuşturacak meşaleler yakalım! Rabbimiz zulme karşı öfkemizi diri tutmayı ve mazlumların intikamını almayı nasip etsin." dedi.

Programda, işgalci siyonistlerin sözde bayrağını yakmak isteyen bir gence bazı sivil polisler müdahale edip gözaltına almak istedi. Ancak ANFİDAP yöneticilerinin araya girmesiyle polisin gence müdahalesi engellendi. Daha sonra ise işgalcilerin paçavrası, başka bir genç tarafından yakıldı.

Gazzeli Muhammed Şahvan hocanın Arapça ve Ömer Faruk Özcan hocanın Türkçe yaptığı dualarla program, nihayete erdi.

İşgalci ABD Büyükelçiliği önünde Gazze'ye destek gösterisi

İşgalci ABD Büyükelçiliği önünde Gazze'ye destek gösterisi

Kaynak:İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.