Kara Tilki’nin Hikâyesi veya Musul Meselesi!
Bir masal...
Yüzyıllardır birbirine küs iki kardeş varmış. Küs kardeşler kendi tarihlerinin başından beri küslermiş. 1300 yıl boyunca çeşitli coğrafyalarda, çeşitli ülke hâkimiyetleri altında savaşıp durmuşlar. Birbirlerini hiç dinlememiş, dinlemek ve anlamak için bir masa etrafında bir araya gelmemişler. Bir kardeş diğer kardeşini en acımasız bir şekilde en kutsal mekânlarında kâfirlikle itham etmiş. Diğer kardeşte aynısını yapmış. En güzel günlerinde en güzel elbiselerini giyip cem oldukları Cuma minberlerinde bir diğerine küfür etmeyi ibadet addetmişler. Bu durum süregelip dururken birbirlerine olan nefret ve kinleri her geçen gün daha da artmış ve birbirlerinden nefret etmek dinlerinin bir gereği olmuş.
Yıllar böylece gelip geçmiş. Bazen kardeşlerin yakınlaştığı görülmüş. Birbirlerini anlar gibi olmuşlar. Birbirlerine çeşitli şekillerde yaklaşır olmuşlar. Ama o zaman da kara bir tilki karanlık kıtasından gelip iki kardeşin yakınlaşmasına müsaade etmemiş. Aralarına nifak tohumları serpiştirip durmuş. Zaten tarihsel bir nefret birikimine sahip olan kardeşler Kara Tilki’nin oyunlarına çabucak aldanmış. Ve yine birbirlerinden nefret etmeye devam etmişler.
Kardeşlerin küskünlüğü Kara Tilki’nin doymak bilmez iştahını adeta besleyen yegâne unsurmuş. Karanlık getiren karanlık yüzlü tilki hep aynı ninniyi söyleyip küs kardeşleri uyuturmuş.
Demokrasi…
Demokrasi….
Demokrasi…
Uyu yavrum nenni..
Neni yavrum nenni…
Ve karanlık kıtasının umursamaz, karanlık tipli insanlarının rahatlığı için küs kardeşlerin coğrafyasına akın akın savaş taşırmış Kara Tilki.
Küs kardeşlerin kardeşlerini kesermiş. Ama kardeşler bir diğer kardeşini suçlu görürmüş.
Küs kardeşlerin kadınlarına tecavüz edermiş ama kardeşler bir diğer kardeşinin namusu için kılını kıpırdatmazmış.
Küs kardeşlerin çocuklarını yakarmış ama küs kardeşler bir diğer kardeşinin çocuğu için zaten zındık olacaktı diye içten içe sırıtırmış.
Küs kardeşler böylece azalıp durmuş. Güçsüzleşip durmuş. Parça parça olup, Kara Tilki’nin meze sofrasında küçücük peynir dilimleri olmuş. Karanlık tilki oyununu oynamaya devam etmiş.
Yıllar geçmiş. Küs kardeşlerin içinden adları âlim olan bazı adamlar Tilki’yi görünmez ormanın ağaçları arasında görmüş. Ve onu kardeşlere ifşa etmiş.
-Kardeşler! Demiş:
-Gelin barış olun. Siz ki barış olan kutsalın çocuklarısınız. Bakın, işte burada aranıza nifak sokan sinsi.
Kardeşler yüksek ve sert bir ses ile bir diğer kardeşine kükremiş.
-Asıl sinsi sensin.
Yıllar geçmiş. Küs kardeşlerin içinde adları şehit olan bazı adamlar çıkmış. Canları pahasına Kara Tilki ile savaşmışlar. Bazen galip gelmiş, bazen mağlup olmuşlar. Ama zaten iki durumda da muzafferlermiş. Bu muzafferliğin verdiği cesaret ile bağırmışlar. Ama nafile! Yere düşerken kanlarıyla asıl düşmanın adını yazmışlar: Kara Tilki
Ama Kara Tilki’nin karanlık oyunlarına şahitlik eden şehitler de yetmemiş küskünlüklerini yok etmeye küs kardeşlerin.
Yıllar geçmiş böylece.
Kitaplar yazılmış. Konuşmalar, toplantılar yapılmış. Ama nafile, küs kardeşler birbirlerini anlamamış. Belki de anlamak istememiş. Biz böyle mutluyuz demişler içten içe.
Şimdi gene bir karanlık zaman gelmiş. Bir kardeşin topraklarında karanlık işler çevirmeye yeltenmiş bazı karanlık adamlar. Ama o ülkenin aydınlık insanları bu oyunu bozmuş. Bozmuşlar bozmasına da oyunu ama Kara Tilki bunu hazmedememiş. Ve başlamış başka bir oyun planlamaya. Musul denen bir diyarda, adına petrol denen bir ürünün çok olduğu bir toprakta, evvelden kendisini üretip oraya koyduğu bir zakkum ağacı varmış. Karanlık bayraklı ve karanlık giyimli bir ağaç. Bu ağaç her iki küs kardeşin de binlerce insanını öldürmüş, yakmış ve kaybetmiş. Tilki, şimdi bu ağacı ben kesecem diyen bir kardeşin işine çomak sokmak için
-olmaz o ağacı ben kesecem, demiş.
Çünkü eğer o ağacı küs kardeşlerden biri keserse iki küs kardeş belki birbirlerini yakından görme fırsatı ele geçirecekmiş. Birbirlerini Kara Tilki’nin masal anlatan kutularından değil de bizzat kendi ağızlarından duyma fırsatı doğabilecekmiş. Bu nedenle Kara Tilki oraya kendi başka karanlık ağaçlarını ekmek için eski ağacını kesmeye başlamış.
….
Bir gerçek.
Doğduklarından beri küs olan iki kardeş: Şia ve Ehlisünnet.
Karanlık Tilki: Başkanlıklarını Amerika’nın çektiği Batılı Emperyalist Devletler.
Şimdi hikâyeyi tekrar okuyabilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.