İhsan Pınar

İhsan Pınar

Kur’an anlaşılır mı?

Kur’an anlaşılır mı?

Toptan soru ve cevaplar, sağlıklı olmaz. Üniversite imtihanlarında bile her soru için ayrı bir cevap hakkınız var. Kur’an basit bir roman veya tarih kitabı değildir ki, ‘anlaşılır’ veya ‘anlaşılmaz’ gibi basit bir soru gibi cevaplayabilesiniz.

        Öncelikle şunu belirtelim ki Allah, bizi sorumlu tutacağı İmanı konuları apaçık bir şekilde anlatmıştır. Ama Kur’an sadece, bize sorulacak hesapla sınırlı değil ki. Bizim için hayat rehberi olan Kur’an; geçmiş peygamber ve kavimlerin kıssalarını anlaşılır bir şekilde anlatır. İnsan ve dünyanın yaradılışına değinir. Güneşi, yıldızları anlatır. Edebi yönü tartışılmaz. El Kehf 109. Ayette Allah (cc) şöyle buyurmaktadır: "De ki; Rabbimin sözleri için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar mürekkep ilâve etseydik dahi Rabbimin sözleri bitmeden önce mutlaka deniz tükenirdi."

          Evet Tevhit ve şirk mevzuları apaçık şekilde anlatılır. Birçok yerde geçen “ Dosdoğru olunuz” emri açık olduğu halde, çoğu insan bunu anlamamazlıktan geliyor. 70 yerden fazla yerde geçen Namazı, Peygamberi örnek almadan öğrenemezsiniz. Ama peygamberimizi bırakıp; peygamberlerini öldüren, Kitaplarını tahrif eden ‘Ehli Kitaptan öğrenmişiz’ derseniz, o başka! Bir de günümüzde bile anlaşılmayan İlmi konulara temas eden bazı ayetler var. İlim o seviyeye gelmedikçe anlaşılmıyorlar. Dünyanın yuvarlaklığına, ay ve dünyanın belirli yörüngelerde döndüğüne, yerçekimi kanununa, rüzgârların aşı özelliğine, aynı denizde birbirlerine karışmayan tatlı ve tuzlu suyun varlığına işaret eden ayetleri, ancak ilim o seviyeye geldikten sonra doğru bir şekilde anlayabildik.

        Bir de Kur’an’ın herkesin liyakat ve niyetine göre insana hitap etme gibi mucizevi bir yönü var. Yani Kur’an’ı nasıl anlamak istersen, onu sana verir. Daha doğrusu iç âlemine ayna tutar. Eğer özün temiz ve dürüstsen, sana doğruyu gösterir. Ama eğer niyetin ve için bozuksa, seni taşkınlığın içinde bırakır.

        Çokbilmiş biri, Er Rad 13 “Gök gürültüsü O’nu Hamd ile tesbih ederler, Melekler de O’nun korkusundan. Yıldırımlar gönderir de onunla dilediğini çarpar (isabet ettirir). Böyle iken o kâfirler Allah hakkında mücadele ediyorlar. Oysa O, kuvveti çetin olandır.” Ayetini delil göstererek “İlim, İlahları tek tek yok ediyor” diye bir paylaşımda bulunmuş. Kendinden o kadar emin ve kelimelerini üzerine basa basa, bu ayetle Allah’ın olmadığını kanıtladığını sanıyor zavallı! Tabi ayetteki ‘çarpar’ sözünü ‘öldürür’ şeklinde çevirerek. İlmi ve mantığı delili de: Bangladeş’te bir camiye düşen yıldırımdan dolayı insanların öldüğünü, oysa Eyfel Kulesine isabet eden yıldırımdan (paratoner takıldığından) dolayı can kaybının olmadığını gösteriyor.

 Zavallı! Kâfir, Müslüman bütün kâinatı ‘Rahman ve Rahim’ sıfatlarıyla kuşatan Allah’ı tanımıyor; ‘O’nu kendi lider ve ilahlarıyla karıştırarak insanlarla kavgalı sanıyor. İşte siz Kur’an’ı basitleştirmeye çalışırsanız, cahillerin Kur’an ayetlerini böyle saptırmalarına ve kendileri gibilerinin kafalarını karıştırmalarına zemin hazırlarsınız. Oysa Ayet, Allah’ın güç ve kuvvetini, varlığını gösteren bir delildir; İlim ehli, bu ayet hakkında çok daha farklı ve uzun açıklamalarda bulunabilir.

        Allah (cc) El Bakara 26. Ayette “Şüphesiz ki Allah, sivrisineği ve ondan üstününü misal vermekten çekinmez. İman edenler bunun Rablerinden gelen bir hak olduğunu bilirler. Kâfirlerse, “ Allah, bu misal ile ne murat etmiştir?” derler. O misal ile Allah birçoklarını saptırır; birçoklarını da yola getirir. Ama onunla ancak fasıklar sapar.” Buyurmaktadır. Evet, Kur’an’a nasıl bakarsan, kendini görürsün. Peygamber (sav) bir hadislerinde “Kur’an kimilerini yüceltir, kimilerini de alçaltır” buyurarak bu gerçeğe dikkat çekmiştir. Yıllarca evrim teorisini savunmuş bir İlim adamı, ömrünün sonunda İman ediyor ve “ Allah yok, diye ileri sürdüğüm bütün delillerin, Aslında beni Allah’a götürdüğünü gördüm” demişti.    

        Bu beyefendinin “Allah yok” diye delil getirdiği ayetten de, yine Allah’ın varlığını ve hikmetini görüyoruz. Ayetin sonuna bakalım! “… Dilediğini çarpar. Böyle iken o kâfirler, Allah hakkında mücadele ederler…” Bir insan için çarpılmanın, zarar görmenin en büyüğü Allah’ın huzuruna inkârcı ve müflis olarak çıkmasıdır. Şimdi bu adam, inkâr ettiği ayetle çarpıldığını fark etmeden Allah hakkında bilgiçlik taslayarak mücadeleye devam ediyor ve ayetin bir anlamı da bu adamda açığa çıkıyor.

        Herkes layığına koşuyor. Batının okumuş dürüst insanları Hidayete koşarken; Bizim çürükler de inkâr ve küfre doğru son sürat koşuyorlar. Hidayete tabi olanlara selam olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İhsan Pınar Arşivi