Veysi DEMİR

Veysi DEMİR

Asıl Direniş Şimdi Başlıyor!

Asıl Direniş Şimdi Başlıyor!

Geçen hafta Mısır’da yapılan dolaylı müzakereler sonucunda Gazze’de ateşkes anlaşması sağlandı ve anlaşmanın ilk aşamasına geçilerek Gazze’ye yardım TIR’ları girmeye başladı ve karşılıklı esir takası yapıldı.

Yazıyı yazdığımız saatlerde ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil 20 ülke lideri “Gazze Barış Zirvesi” imza törenine katılmak üzere Mısır’a gittiler. (Tabi Trump önce terör rejimine uğradı.)

9 Ekim'de Mısır'da yürütülen müzakereler sonucunda siyonist işgal rejimi ve HAMAS, ateşkes planının ilk aşamasını kabul etmişti. İşgal rejiminin sözde ordusu Gazze'den çekilmeye başlamış ve 10 Ekim'de saat 12.00 itibarıyla Gazze'de ateşkes uygulamaya konulmuştu.

Ateşkes ve esir takası anlaşması resmen imzalandıktan sonra asıl savaş ve mücadele yeni başlıyor. Siyonist işgalci rejim ile daha önce defalarca ateşkes ve barış anlaşmaları yapıldı. Ancak hiçbir kırmızıçizgisi ve hukuku olmayan terör rejimi her defasında anlaşmayı bozdu ve saldırılarına devam etti. Bu defa da anlaşmayı bozmayacağının bir garantisi yoktur.

Terör rejimi ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024’te yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasına rağmen işgal rejimi bugüne kadar 4 bin 500’ü aşkın kez ateşkesi ihlal etti. Bu saldırılarda en az 283 kişi şehit oldu, 630 kişi de yaralandı.

Yine Ocak ayında Gazze’de yapılan ateşkesin 2’nci aşamasına giremeden anlaşmayı bozup saldırılarına yeniden başladı.

Onun için nasıl olsa artık ateşkes ve barış sağlandı diye kimse rehavete kapılmasın. HAMAS ve Filistin direnişi zaten bunun bilincinde terör rejiminin yeniden saldırmayacağı konusunda garanti istiyor. Defalarca yazdığımız gibi terör rejimi ancak güçten anlar, başka dilden anlamıyor. Karşısında caydırıcı bir güç görmediği sürece saldırı ve katliamlarına devam edecek. Yapılan anlaşmada Türkiye, Mısır, Katar gibi ülkelerin “Garantör ülke” olarak anlaşmada yer alması bu açıdan avantajdır. İnşallah özellikle Türkiye yeri geldiğinde tıpkı Kıbrıs’ta olduğu gibi garantörlük görevini hakkıyla yerine getirir.

Terör rejimi Gazze (Filistin) dahil 7 ülkeye saldırısı, vahşi katliamları ve soykırım sonucu dünya vicdanının ayağa kalkması ve terör rejiminin önce Katar saldırısı, sonra Sumud ve Özgürlük Filolarına saldırması sonucu uluslararası arenada yalnızlaştı. Vaziyeti kurtarmak için ABD eliyle yapılan anlaşma sonucu Netanyahu’ya “onurlu bir çıkış” kapısı açtılar.

Ateşkes ve kalıcı barış sağlansa bile bu vahşi soykırımın hesabı sorulana kadar insanlık vicdanı ve halklar olarak mücadeleye devam edeceğiz, etmeliyiz. Hiçbir zaman Gazze’yi ve direnişi hiçbir safhada yalnız bırakmamalıyız. Gazze ayağa kalkana kadar, soykırımcı katiller insanlığa hesap verene kadar Gazze’yi gündemde tutmaya devam edeceğiz.

Aynı şekilde soykırımı destekleyen kişi ve kurumların da hesap vermesini sağlamalı ve soykırıma katılan çifte vatandaşların hesap vermesi için mücadeleyi büyütmeliyiz.

Soykırıma destek veren kişi ve kurumları da afişe etmeli, sosyal ve ekonomik boykotu ileri aşamaya taşımalı ve siyonistlerin şah damarını kesmeliyiz. Direniş ve boykota devam edip dünya ve insanlık “mutlak kötülük” olan siyonizm illetinden kurtulana kadar direniş sancağını düşürmemeliyiz.

Trump’ın Gazze planında yer alan 20 madde zahirde Gazze halkı ve direnişin aleyhinde görünebilir. Bu konuda HAMAS’a ve direniş gruplarına güvenmeliyiz. Nihayetinde bu anlaşmayı “Hudeybiye Barış Anlaşması” gibi değerlendirelim. Hudeybiye’nin maddeleri zahirde Müslümanların aleyhine görünmesine rağmen Peygamber efendimiz (S.A.V.) anlaşmayı imzaladı. Aleyhte görünen şartlar Müslümanların lehine döndü ve İslâmiyet Arap yarımadasında hızla yayılmaya başladı; öyle ki Hudeybiye Antlaşması’ndan Mekke’nin fethine kadar geçen iki yıl içinde Müslüman olanların sayısı, o güne kadar geçen 18 yıl içerisinde İslam’ı kabul edenlerin sayısını aştı. Umut ediyoruz ki, Gazze anlaşması da aynı sonucu versin ve terör rejiminin yıkılışı ve Kudüs’ün fethine giden süreci başlatsın.

Gelinen süreç vahşi soykırıma rağmen Gazze Şeridi’ni terk etmeyen Gazze halkının, yokluk içinde savaşan kahraman mücahidlerin ve dünya vicdanının dünya siyonizmi ve küresel emperyalizme karşı açık bir zaferidir. Lakin Kudüs fethedilmeden ve terör rejimi ve aparatları tarihin çöplüğüne atılmadan kâmil bir zaferden bahsedemeyiz. Müjdelenen bu zaferi görmeyi bizlere göstermesini Kadir-i Mutlak Rabbimizden niyaz ediyoruz.

Sonuç olarak: Dünya halkları ve Müslümanlar olarak Gazze’yi sürekli gündemde tutmalı, ayağa kalkması ve toparlanması için yardım seferberliği başlatılmalı ve direniş ruhu daim olmalıdır. Vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysi DEMİR Arşivi