Özelini İnsanlarla Paylaşanlar Kendilere Gizli Düşman Edinirler
Hased, yani “kıskançlık” ve “çekememezlik”, insanın ocağını batıran ve tüm günahların temelini oluşturan üç ana musibetten birisidir. İbn Kayyım der ki:
“Bütün günahların temeli üç şeydir: “Kibir”, “hırs” ve “hased”.
•Kibir, Şeytanı vardığı kötü âkıbete dûçar etti.
•Hırs, Âdem aleyhisselam’ı Cennet’ten çıkarttı.
•Hased ise, Âdem aleyhisselam’ın oğullarından birisi olan Kâbil’i kardeşini öldürmeye sevk etti.
İşte her kim bu üç şeyin şerrinden korunursa, bütün şerlerden korunmuş olur. (Bkz: el-Fevâid, sf. 56)
Yusuf aleyhisselam’ın kardeşleri de, insanlığın ocağını batıran bu üç problemden biri olan “hased” hastalığına yakalanmışlardı. Onların bu hastalığını çok iyi bilen babaları Yakub aleyhisselam, biricik Yusuf’unun gördüğü rüyasını asla onlara anlatmamasını tembihledi:
قَالَ يَا بُنَيَّ لَا تَقْصُصْ رُءْيَاكَ عَلٰٓى اِخْوَتِكَ فَيَكيدُوا لَكَ كَيْدًا
(Yakub) dedi ki: “Yavrucuğum! Rüyanı kardeşlerine (sakın) anlatma. Yoksa sana kesin bir tuzak kurarlar.
(Yusûf Sûresi Ayet 5)
Çünkü o, Yusuf’un kardeşlerinin bu rüyanın ta’birini anlamaları durumunda Yusuf’a kesin eziyet edip, hak etmediği şeyleri ona reva göreceklerini çok iyi biliyordu.
Burada iki önemli husus dikkatimizi çekmektedir:
BİRİNCİSİ: Yusuf aleyhisselam’ın kardeşleri, o daha peygamber olmadan önce de bu hastalığın belirtilerini üzerlerinde taşıyorlardı. Böyle olduğu içindir ki Yakub aleyhisselam, minik Yusuf’unun gördüğü rüyayı onlara anlatmamasını istedi. Onların hased ehli olduğunu, “Yoksa sana kesin bir tuzak kurarlar” ifadesi ihsâs etmektedir. Eğer onlar normal insanlar olsalardı, bir babanın salt zan ve kuruntularla böyle bir şeyi demesi caiz olmazdı.
İKİNCİSİ: Olgun bir baba; çocuklarının hal ve hareketlerini iyi okuyan, onların ortaya koyduğu tavırları doğru bir şekilde analiz eden ve olaylar karşısında çocuklarının tepkilerine göre ileride nasıl bir karaktere sahip olacaklarını kestirebilen bir babadır. Yakub aleyhisselam da nübüvvetin verdiği olgunlukla çocuklarının genel yapısını çok iyi tahlil ettiği için onların bu rüya karşısında Minik Yusuf’una zarar verebileceklerini düşünmüştür. Ve bu düşüncesinde haklı çıkmıştır.
Çekememezlik; “insanın ocağını batıran ve tüm günahların temelini oluşturan üç ana musibetten birisidir” dedik. Gerçekten de bu böyledir. Bu hastalık Yusuf’un kardeşlerini helakin eşiğine getirdiği gibi daha nicelerini de helake dûçar etmiştir.
KÖTÜ DUYGULARI HAREKETE GEÇİRME!
Haset böylesine kötü bir şeydir de, hasede sebebiyet vermek kötü değil midir?
Yakub aleyhisselam bu kötülüğü tetiklememesi için Minik Yusuf’unu tembihlemiş ve asla rüyasını ağabeylerine anlatmamasını istemiştir. Çünkü rüyayı onlara anlatmak, onların içinde var olan kıskançlık duygularını harekete geçirecek, uyuyan hücreleri uyandırarak kötülüğü tetikleyecektir.
Burası bizim için çok çok önemlidir.
Bu gün bazı gafiller, elde etmiş oldukları kazanımları ulu orta ona buna anlatarak, kalplerinde maraz olan insanların uyuyan kıskançlık hücrelerini harekete geçirmekte ve adeta kendi kendilerine gereksiz yere düşmanlar edinmekteler. Adamın kalbinde haset vardır, ama bu haset bazı şeyleri görmekle tetiklenir. Önemli olan bunu tetiklememek, harekete geçirmemektir.
O nedenle
Başarılarını
Kazanımlarını
Elde ettiğin birikimlerini
Razı olunan hasletlerini
Yaptığın faaliyetleri
Okuduğun kitapları
Ezberlediğin sûreleri/âyetleri/hadisleri
ASLA İNSANLARA ANLATMA! HATTA BAZI ÖZELLERİNİ KARDEŞİN KADAR YAKIN OLAN KİMSELERE BİLE AÇMA!
BU GÜN YEDİĞİNİ, İÇTİĞİNİ, GEZDİĞİNİ, ALDIĞINI, VERDİĞİNİ... SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN PAYLAŞARAK TEŞHİR EDENLER, KENDİLERİNE GİZLİ GİZLİ AMANSIZ DÜŞMANLAR EDİNDİKLERİNİN FARKINDA OLMALIDIRLAR.
Unutmamak gerekir ki akıllı insan, düşman kazanan değil, var olan düşmanlarından bile kurtulmayı becerebilen insandır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.