Sidar Demir

Sidar Demir

Sadakat!

Sadakat!

Sadık olanlardan bahsediliyor Kuran’da, sadakat sahiplerinden…. Sadık olmanın tanımını yaparken, bize örnek olarak muhacirleri gösteriyor Rabbimiz;

 

“Bu mallar özellikle, Allah’tan bir lütuf ve hoşnutluk ararken ve Allah’ın dinine ve peygamberine yardım ederken yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılan fakir muhacirlerindir. İşte onlar sadıkların ta kendileridir.” (Haşr:8)

 

“Mümin olanlar ancak o kimselerdir ki; Onlar Allah ve Resulüne iman ettiler. Sonra hiçbir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler. İşte onlar sadık olanların ta kendileridir.” (Hucurat:15)

 

Sadık olmak öyle kolay değildi elbette. Her yiğidin harcı değildi. Allah için, O’nun dini için mal, mülk demeden, eş, dost, memleket demeden sırf Allah’ın dinini daha güzel yaşayabilmek ve yaşatabilmek için evlerini yurtlarını bir çırpıda terk etmişlerdi o övgüye mazhar olanlar.

Onlar Allah’ın lutuf ve rızasının “durup dururken” gelmeyeceğini bilmişler; fakirliği, aç kalmayı, açıkta kalmayı göze alarak, nefislerinin sevdiği o dünyalıkları terk etmişlerdi. Sadece mal mülkü terk etmekle de kalmamışlar, canlarını ortaya koymuşlardı. Onlar fedakarlıklarını sözlerinde değil özlerinde barındırmışlardı. Her daim Rabb’lerinin rızası için canlarını seve seve ortaya koymuşlardı. Ve her daim Allah’ın emirlerini yerine getirmek için hazırlardı.

Bu insanlar Rabbimiz tarafından sadakatin timsalleri olarak bize örnek gösterildiler. Din adına fedakarlık yapamadığımız ve yapamayacağımız (belki yapanlar vardır ama kendi adıma) bu ortamda bize umut verdiler. Bize Hiç bir şeyi Allah’tan daha üstün tutmamayı, Her durumda O’na sadık kalabilmeyi, O’nun yolunda önüne çıkan hiçbir fedakarlıktan kaçınmamayı, O’nsuz olan hiçbir şeye gönül vermemeyi, O’nun emirleri sevgiyle yapabilmeyi, O’nun yasakladıklarını da sırf “o yasakladı” diye seve seve terk edebilmeyi öğrettiler.

O’nun sözlerini gönlün en derinine satır satır yazabilmeyi ve yaşayıp, yaşatabilmeyi öğrettiler. Kimseye O’ndan daha fazla değer vermemeyi ve KİMSENİNDE SANA O’NUN DEĞER VERDİĞİ GİBİ DEĞER VERMEYECEĞİNİ yaşamlarıyla, ölümleriyle öğrettiler.

Şimdi anlıyorum ki Sadakat tamamıyla yürek işidir, inançtır…teslimiyyettir…. AŞKTIR…O “Öyledir” dediğinde başka bir ihtimali düşünmemektir. Bir kere inandın  mı? alsalar malını, sevdiklerini; kesseler lime lime bedenini yine de sözünden dönmemektir.

Sadakat Sümeyye’dir, Yasir’dir; işkencelerle “Allah’tan başka mabudun varlığını” dilleriyle bile söylemeyi reddederek şehit olan….

Bilal-i Habeşi’dir; onca acıya göğüs gererek Allah’ın adını hala yüceltmeye çalışan..

Yasin Suresinde tanıtılan Habibi Neccar’dır; Allah için bütün kavmine karşı gelen….

Buruc Suresinde bahsi geçen Necran Müminleridir; Sırf Allah’a iman ettiler diye diri diri yakılan… Ve daha niceleri…

Sadakati özünde barındıranlara selam olsun…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sidar Demir Arşivi