Yıldız: "Namazı ayakta tutmayan bir iktidar ayakta kalamaz"
Namazı ayakta tutmayan bir iktidarın kesinlikle ayakta kalamayacağını belirten Eğitimci-Yazar Abdullah Yıldız, İslam medeniyetinin namaz medeniyeti olduğunu söyledi.
Kur'an Nesli Platformu Batman Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen ve çok sayıda yazar, araştırmacı, ilahiyatçı, akademisyen, eğitimci ve âlimin katıldığı “Hayat Namazla Güzeldir” çalıştayı ikinci oturumla devam ediyor.
Moderatörlüğünü Yunus Emiroğlu’nun yaptığı ikinci oturumda ilk olarak söz alan Eğitimci-Yazar Abdullah Yıldız, “Namaz ve Tevhid Anlayışı” konulu bir konuşma yaptı.
Namaz için çok şeyin yapılması gerektiğini belirten Yıldız, "İslam Tevhid dinidir. Namaz Tevhiddir. Ezan bizi Allah’a çağırır. Kelime-i Tevhid ile devam eder. Orada bırakmaz. Haydi namaza, haydi kurtuluşa, haydi eyleme der. İstikbali kıble istikbalimizi düzeltir. Abdest bizi madden ve manen arındırır. Tekbir ile elimizin tersiyle dünya ve içindekileri reddederiz. Defalarca tekbir ile Allah büyük deriz. Sadece onun huzurunda kıyam ederiz. Mihrapta harp meydanında kafa tutarız. Başka hiçbir gücün karşısında eğilmeyen başımız secdede eğilir. Namaz bir tevhit eylemidir. Bu yüzden bütün peygamberlere, bizim peygamberimize tevhitten sonra ilk emir namaz olmuştur." dedi.
Allah'ın tüm peygamberlere namazı emrettiğini vurgulayan Yıldız, "Rabbimiz Hazreti Musa’ya seslenirken, kendini tanıtıyor. Ardından da kulluğu bana yapacaksın diyor. Beni hatırlamak için namaz kılacaksın diyor. İsa efendimiz annesinin kucağında konuşuyor. İlk cümlesinde 'Ben Allah’ın kuluyum. Rabbim beni peygamber seçti. Yaşadığım sürece anama saygılı olmamı, namaz kılmamı, zekât vermemi emretti' diyor. Yine namazdan bahsediyor. Şuayb aleyhisselam da adaleti ayakta tutun dedi. Onların ilk itirazı 'Ya Şuayb senin namazın mı bunları söylüyor' şeklinde oluyor." diye konuştu.
"İslam medeniyeti namaz medeniyetidir"
İslam medeniyetinin namaz medeniyeti olduğuna işaret eden Yıldız şunları söyledi:
"Namaz bize diyor ki; kalk ve yürü. Kalk ve tebliğ et, hayata namaz üzerinden müdahale et. Cebrail, Peygamberimize ilk vahyi getirdikten sonra ertesi sabah namazı öğretiyor. Efendimiz eve gelince Hazreti Hatice’ye anlattı. Daha sonra Hazreti Ali namazı öğrendi. Efendimiz Medine’ye teşrif edince ilk icraatı mescid oluyor. İslam medeniyeti namaz medeniyetidir. Namaz olmasa mescid, mescid olmasa İslam medeniyeti namaz merkezli bir medeniyet olmazdı. Efendimiz 'Beni namaz kılarken nasıl gördünüzse siz de öyle namaz kılınız' buyurdu. Sakif heyeti heyet halinde Müslüman olmaya gelmişti. Onlar zekat vermesek olur mu dediler. Sizden zekât kaldırdım. Cihat etmesek olur mu? Siz cihada da gelmeyin. Peki, namaz kılmasak olur mu? Efendimizin yüzü değişti. Hayır. Namaz kılmadan olmaz. Onlar baktılar ki kırmızıçizgi namazdır. Rivayetin devamında şu var. Onlar biat ettikten Efendimiz dedi ki; onlar namaz kılsınlar, zekâtı da verirler, cihada da gelirler. Başka bir rivayette de onların zekât mevsimi gelince zekâtlarını getirdikleri söylenir. Hatta zekâtını ilk getiren sakif kabilesi oluyor. Bu namaz inkılâbıdır. Biz bu namazı yakalarsak o namaz zekâtı da verdirir, siyaseti de halleder."
"Namazı ayakta tutmayan bir iktidar ayakta kalamaz"
Konuşmasında "Namazı ayakta tutmayan bir iktidar ayakta kalamaz" diyen Yıldız, "Nereye çekilirse çekilsin. Efendimiz Medine’de toplumu namazla şekillendirdi. Gözümün nuru namaz dedi. Efendimiz iki şeyden korktu; 'Ben ümmetin adına iki şeyden korkuyorum. Bolluk bereketle tanışırlar da namazı ve Kur’an’ı terk ederler. Bu din halka halka kopacaktır.' Efendimizden sonra insanlar birbirini boğazlamadı mı? Namaz halkası da koparsa gittik demektir. Yüzde 25 diye namaz kıldığını söyleyenler vardı. Onların da bir kısmı da sabah namazına kalkamıyor. Türkiye ve dünyaya öyle bir nesil geldi ki ıslah etmeye çalışıyoruz. Namazı zayi ettiler. Namaz zayi olursa şehvet galip gelir. Yatlar, katlar, dünya nimetleri bunlar şehvettir ve buna uydular." ifadelerini kullandı.
"İlahiyatlara davet dersi getirilmeli"
Konuşmasının sonunda Yıldız şunları söyledi: "Galiba bir yerlerde yanlış yapıyoruz. Davet dili çok önemli. İlahiyatlara davet dersi getirilmeli. Davet yetmez, iletişim de lazım. İnsanların kalplerine dokunamıyoruz. Yazdığımız kitaplar okunmuyor. Elin yazdığı kitaplar çocuklarımızı elimizden alıp götürüyor. Namazsızlık afetini aramızdan kaldıracağız. İki defa Kudüs’e gittim. Kürt’se de Türk’se de başımın üstünde yeri var. Selahaddin kendini Selahaddin-i Muhammedi diye isimlendiriyormuş. Selahattin ordusunu hazırlıyor, bekliyor. Cuma namazını kıldırıyor. Bir grup Kudüs’e yürüyelim diyor. İkindi, akşam, yatsı namazlarını kalabalığa kıldırıyor. Sabah namazında bakıyor ki cemaatin büyük çoğunluğu yok. Diyor ki; dün caminin içini dolduranlar sabah namazında da camiyi doldurmadan biz Kudüs’ü alamayız diyor."(İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.