Veysi DEMİR

Veysi DEMİR

32. Yılında Mazlum Halepçe!

32. Yılında Mazlum Halepçe!

1980 yılında başlayan ve 8 yıl süren İran-Irak savaşının son yılında, hem İran askerlerini hem de kendisine karşı olan Halepçe halkını tamamen imha etmek isteyen Irak diktatörü Saddam Hüseyin, 16 Mart 1988 yılında kimyasal gaz kullanarak büyük bir katliama imza attı.

Saddam, dindarlığıyla bilinen ve Irak-İran savaşında kendisine taraf olmayan Halepçe halkını destekçisi ABD ve diğer batılı emperyalist güçlerin yardımıyla cezalandırdı. Resmi kaynaklara göre çoğu çocuk ve kadın olan 6 bin 357 kişi, gayri resmi kaynaklara göre ise 20 binin üzerinde kişi zehirlenerek katledildi. 15 bin kişi ise ağır derecede yaralandı. Kimyasal saldırı, günümüze kadar 44 bin kişinin ölümüne, 63 bin kişinin de sakat kalmasına neden oldu. Katliamın üzerinden geçen 32 yıla rağmen, hiçbir ülke yaşanan katliamın sorgulanması için etkili bir adım atmadı.

İnsanlık ve İslam Ümmeti maalesef tarih boyunca nice zulümlere maruz kalmıştır. Zalim emperyalistler, saltanatlarını korumak ve geliştirmek adına İslam coğrafyasının her tarafında insanlık suçu işlemeye devam ediyorlar.

Katliamın yıl dönümü dolayısıyla İLKHA'ya konuşan Araştırmacı Yazar Mahmut Kılınç, Halepçe Katliamının Hiroşima ve Nagazaki'den sonra en büyük insanlık trajedisi olduğunu belirterek, "Dünyadaki her toplumun, her ulusun tarihinde belli başlı önemli günleri vardır. Halepçe katliamı da Yezit artığı zalimlerin Kürtlere Kerbela'yı yaşattığı kara bir gündür." dedi. 

Halepçe Katliamının 32'inci yıl dönümünde Halepçeli Dr. Selahaddin Muhammed Kader ve Sadun Muhammedi de, aradan geçen bunca zamana rağmen katliamın hala etkisini sürdürdüğünü, Halepçe'de ekonomi, sağlık, eğitim gibi alanlarda yatırımın yapılmadığını söylediler.

Halepçe’nin kimsesiz olmasına değinen Dr. Kader, "Bundan 32 yıl önce Irak'a ait uçaklar Halepçe üzerine kimyasal bomba attı. Milletimizin en büyük sorunu kimsesiz olmasıdır. Irak rejiminin yaptığı bu katliama bütün dünya sessiz kaldı. Çünkü Amerika ve Avrupa, dönemin rejimine yardım ediyorlardı. Irak rejimine kimyasal silah veren şirketlerin hepsi Avrupalı şirketleri idi. Bunun için olanlara sessiz kaldılar…" dedi.

Katliamda yakınlarını kaybeden Halepçeli Sadun Muhammedi ise,  çok sayıda bebek, çocuk, genç, kadın ve erkek kayıp. 30 yıldır Halepçe halkı psikolojik ve fiziki sorunlar yaşıyorlar. Çok sayıda akciğer hastası, cilt hastası insan var. Yüzlerce aile bu sorunlarla karşı karşıya kaldılar. Halepçe katliamının etkisi hala bitmedi. Halepçe sağlık, ekonomi, eğitim ve daha birçok alanda yatırıma ihtiyaç duyuyor. Yıkılan evler hala ilk günkü gibi duruyor. O kadar sorun var ki, sanki katliam bugün yaşanmış gibi…" şeklinde konuştu.

Evet, bugün Halepçe katliamının 32. Yıldönümünü yâd ettik-ediyoruz. Halepçe yalnızlığın, sahipsizliğin ve mazlumca katliama uğramanın sembolleştiği bir trajedi olarak karşımızda duruyor. Tarihte sayılamayacak derecede zalim, despot ve diktatörler katliamlar gerçekleştirdiler. Hepsi de zulümleri sonucunda tarihe kara leke olarak lanetle ve utançla anıldılar. Yaptıklarının kendilerine kâr kalacağını ve hesap sorulmayacağını zannediyorlar. Oysa Rabbimiz İbrahim Suresi 42. Ayette: ''Sakın, ALLAH'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Şüphesiz ki Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.''  diye buyurarak, zalim, ceberrût ve despot güçlerin sonunu bize haber veriyor ve onları o hesap günü ile korkutuyor.

Mazlum Halepçe halkına yönelik gerçekleştirilen bu insanlık dışı katliamda ölenleri bir kez daha rahmetle anıyoruz. O gün Halepçe’de yaşanan vahşet, bugün Suriye’de ve İslam coğrafyasının birçok yerinde yaşanıyor. Şunu çok iyi biliyoruz ki,  ALLAH’ın adaleti mutlaka tecelli oluyor ve zalimler eninde sonunda hak ettiği cezayı alacaktır. Wesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysi DEMİR Arşivi