Bismillah

Evet, ben Kürdüm ve Kürtlüğümden de hiç yüzüm kızarmıyor ve buruşmuyor. Çünkü Allah katında ırkın hiçbir önemi yoktur. Allah ne murat etmiş ise itiraz etme hakkına sahip değiliz.

Ey PKK! Sen kırk iki yıldır kılıfımıza bürünerek, adımıza yola çıktığını iddia ettiğin günden beri, biz Kürtlere ne verdin? Ne yaptın?

Kemalistler tarafından fakirlik ve sefalete düçar edilen bizler için, maddi kalkınma alanlarında mega projeleri hayata geçirip, her aileden birini işe alıp fakirlikle mi mücadele ettin? Doğu ve Güneydoğu da dünyanın önemli kısmında yer alan, Fırat ve Dicle’nin üzerinde dev barajlar, hidroelektrik santralleri kurup, uçsuz bucaksız ovalarımızı suya kavuşturup çiftçilerimize yılda iki hasat ortamı mı hazırlattın? Siyasi uzantılarınla kazandığın belediyelerle, şehirlerimiz için devasa proje ve çalışmalar yaparak şehirleri caddeleri sokakları gül bahçelerine çevirip halkın teveccühünü, teşekkürünü mü aldın? Eğitim alanında yaptığın dev medrese ve eğitim kurumlarıyla Selahaddin Eyyubi ve Şeyh Said Efendi gibi erdemli bir nesil mi yetiştirdin? Kurduğun radyo-TV’lerle Selahaddin Eyyubi, Şeyh Said’i Palevi, Ahmed-ê Xani, Fekîyê Teyran, Melayê Ceziri gibi nice Kürt büyüklerinin hayat ve davalarını mı beynimize nakış mı ettin? Yoksa din, dil, ırk ayırımı yapmadan aramıza adaleti mi gark ettin? Soruyorum ne yaptın haa? Ne yaptın?

Evet, ben söyleyeyim ne yaptığını; 15 Ağustos1984 Siirt Eruh ve Şemdinli de ilk baskınında 1 asker, 3 sivili öldürüp aynı akşam Ziraat Bankası’nı yani halkın malını yağmaladın. 8 Kasım 1984 Eruh Karageçit Köyü’nde 4’ü çocuk 5’i kadın 9 masumu katlettin. Bunları biz Kürtler için attığın ilk adımlar ve yaşattığın jestlerden dolayı anlatıyorum…

Bölgede oluşturduğun kaosla halkın ticaretini baltalayıp haraca bağladın, halkın kepenklerini açtırmadın, işyerlerini yaktın! Baraj, yol, okul işçilerini kaçırdın öldürdün, araçları yaktın, halkın sokaklarına ve evlerine bomba döşeyerek bebeğini, çocuğunu, kızını, gelinini ve namusunu elinden aldın. Bölgenin dağ ve ovalarını insansızlaştırdın, göç ettirdin!

Siyasi uzantılarının ellerinde bulundurdukları belediyelerle yaptığınız kayırma, usulsüzlük ve rantlarla o şehirleri pislik yuvasına çevirttin. Ticaretini yaptığın esrar ve eroinlerle yetiştirdiğin nesille, halkın değerleri olan okul, cami, medrese ve hatta Kur’an’ları yaktırdın. Tarihe altın harflerle geçmiş Kürt liderlerini hain ilan ettirip, yerlerine Mao, Lenin, Stalin ve LGBT’lileri aşılamaya çalıştın.

Yaptığın faşistlikle seni benimsemeyen herkesi hedef tahtasına oturtup, yaşam hakkını dahi tanımamaya çalıştın.

Yedi kocalı Hürmüz gibi kendini kullandırmadığın kurum ve ülke nerdeyse kalmadı. ABD’den döner dönmez 6-8 Ekim ile şehirleri, canları yakıp-yıkıp, yağmalayıp darbe zeminleri oluşturmaya çalıştın ve hala şehirlerimizde nerdeyse her gün, tonlarca patlattığın bombalarla masum kanımızı akıtmaya devam ediyorsun. Zora düştüğünde ağababaların acil koduyla sözde İslam adına üretilmiş çakma DAİŞ haricilerini hemen imdadına yetiştirip, yaptıkları vahşetten rant devşirip özelikle dindar Kürtleri hedef tahtasına koymaya çalışıyorsun.

Evet, bütün bunları benim adıma yani biz Kürtler adına, yani kılıfımıza bürünerek yapmaya çalışıyorsun. Tarihte biz Kürtleri hiç kimse zalimlikle suçlayamaz. Çünkü ecdatlarımız bizlere zalimliği bırakmamıştır. Hakkı, adaleti, mertliği ve misafirperverliği bırakmıştır.

Ey hain PKK! Defol! Ben kürdüm! Adıma öldürme! Yakamızdan düş artık! Defol! “lekum dinikum veliye din”

 Selam ve dua ile…