Gelinliğiyle, Damadı Beklemekten Yaşlanmak…
Bu bir Yeşilçam senaryosu değil, dilden dile anlatılan dram hikâyeleri de değil, izleyicilerin nefesini kesen Hollywood’un dram dolu filmi hiç değildir!
Bu bir bağrı yanık, bu bir gönlü kırık, bu bir davasına müptela, derde vigane, hor hakir, perişane bırakılmış…!
Sessiz karanlık gecelerinde, hıçkırıklarını bastırarak, avuçlarını kanlı gözyaşlarıyla dolduran, sıkıntı ve şikâyetlerini sadece Rabbine fısıldayan, gönümüzün sadakat ve iffet abidesi, Batmanlı Hizbullahi gelin, MUKADDES bacının gerçek hikâyesidir.
2000 Yılında Batman’ın Hasankeyf ilçesinde Mukaddes bacı ve nişanlısı Mehmet Selim Özdemir düğünlerini yapmak için gün, hatta saatler sayarken, Mehmet Selim; Dindar şahsiyetinden dolayı gözaltına alınır. Haftalarca yapılan işkence sonucunda, kocaman düzmece bir kumpas dosyasıyla sevk edilir. 8 yıl süren mahkeme sonucunda, tüm itirazlara rağmen, mesnetsiz, delilsiz ve kanıtsız bir şekilde kabul etmediği halde müebbet cezayla cezalandırırlar.
Evet, Mukaddes bacı; O günden sonra saklamaya çalıştığı gözyaşını, içinde biriken tarifsiz duygularla, yüreğinde müebbet bir hüzne, kedere dönüştü. Acıya, ızdıraba, kedere ve mateme göğüs gererek müebbet ceza alan nişanlısını beklemeye başladı.
Mukaddes bacı; Tüm beşeri kararların üzerinde olan, ilahi kararı beklemeye kendini adadı. Şimdiye kadar aradan 17 yıl, 34 bayram, 204 ay, 6 bin 120 gün, 146 bin 880 saat geçti hala bekliyor. Kararlı bir şekilde beklemeye devam edeceğini söylüyor.
Neden mi bekliyor? ‘Çünkü O bir suçsuz!’ diyor. Onun davası beşeri değil, ilahi davadır diyor. Çünkü O Kur’an dersinin kurbanı diyor.
Evet, Mukaddes bacı! O’nu bilen, O’nu tanıyan, O’nunla arkadaş olan, O’nunla yaşayanlar olarak, biz şahidiz ki O’nun davası KUR’AN DAVASIDIR.
Çünkü Onlar mahkemede şöyle haykırıyorlardı; “Müslüman olmakla iftihar ediyorum. Allah’tan başka kimseye boyun eğmem. Allah’a iman ettiğim için vereceğiniz ceza beni bağlamaz. Tahliye olsam sevinmem, ceza alsam üzülmem. Ben rahatım siz de rahat olun. Yanlış bir karar verseniz size dua edeceğim. Ne asker, nede devlet görevlisi öldürdük. Suçum Müslüman olmamdır. Allah davası uğruna saçımın kılı kadar başım olsa, yine feda ederim. O bana tutsaklığı nasip etmişse ben üzülmem. İslam ve Kur’an adına ne gerekiyorsa yine yaparım” diyordu FETÖ hâkimlerinin kara yüzüne.
Ya Rab! Bu nasıl bir sadakat, bu nasıl bir sabır, bu nasıl bir teslimiyettir…
Hani şair diyor ya, “Ben aşkım için dünyamı, davam için aşkımı feda ederim” İşte Mukaddes ve Mehmet Selim; Bunu iliklerine kadar yaşayan, gelinlik ve damatlıklarıyla demir mazgallar arkasında birbirlerini beklemekten yaşlanan ve son nefeslerine kadar beklemeye aday çilekeşler…
Evet, muratlarını gözlerinde bırakan FETÖ’nün bu kara kumpas zulmü olmasaydı, büyük olasılıkla şimdi onlarında dava arkadaşlarının çocukları gibi âlim, âlime ve hafızlık icazetini almış ümmete hayırlı mümtaz şahsiyetler olarak, gelinlik ve damatlığa aday, belki de bugün düğünleri olacaktı.
Şimdi Cevzet Soysal olayında nasıl vahşice kaçırıp işkence edip, en sonunda Fethul-vahşet’in emri ile infaz edip gömdükleri ortada iken ve yine FETÖ polisinin itiraflarında, ‘Batman Emniyetine baskın yapma kroki dosyasını biz evlerine attık’ ve bunun gibi onlarca itiraf dosyaları ortada iken, hâla YUSUFİLERE karşı sağır sultan rolünden taviz vermemek, bütün işlenenlere ortak olmaktır.
Buradan tüm sorumlular başta olmak üzere, Adalet Bakanına, Başbakana ve Cumhurbaşkanına demem o ki; lütfen hanımınıza, kızınıza ve gelininize bir bakın! Onların şahsında Mukaddes Bacı’yı bir düşünün! Mukaddes Bacı da onlar gibi biridir. Lütfen empati yapın. Sorumlular olarak ciğerleriniz sızlıyorsa hemen adaleti yerine getirin! Yok, eğer sızlamıyorsa? Sağır sultanlıkta ısrarlıysanız! O zaman bende sizlere şunu hatırlatmak isterim!
Aşk cellâdından ne çıkar, mademki yar vardır.
Yoktan da vardan da öte bir vardır.
Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır.
Ne yapsanız boş, göklerden gelen bir karar vardır.
Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır.
Selam ve dua ile…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.