Son yıllarda her üç aylar ve hususen Ramazan ayına girdiğimizde mutat bir şekilde ülkemizde İslam’a ve Müslümanlara yönelik saldırılar artıyor ve bizim bu manevi iklimden nasiplenmemiz engelleniyordu. Aynı şekilde terör rejimi de her yıl Ramazan ayında bilinçli olarak bir bahane ile Filistin’e saldırıyordu. Soykırım ortağı büyük şeytan ABD de geçmişte Ramazan ayında Irak’ı bombalamıştı.

Bu siyonist-emperyalist katiller sürüsü İslam’a ve Müslümanlara olan kinlerini özellikle Ramazan ayı ve bayram günlerinde katliamlara dönüştürüyorlar. 7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu’ndan bu yana saldırılarına ve vahşi katliamlarına devam ettiler. Geçen yıl Ramazan ayında bu saldırılarını artırıp yıldönümünü yâd ettiğimiz mazlum Halepçe katliamı gibi Gazze’de yeni yeni Halepçe katliamları yaşattılar ve yaşatıyorlar.

O gün Halepçe’de yaşanan vahşet, Gazze Şeridinde, Batı Şeria’da, Lübnan’da şimdi de Yemen’de yaşatılmak isteniyor. Halepçe o gün nasıl yalnızlığın, sahipsizliğin ve mazlumca katliama uğramanın sembolleştiği bir trajedi ise, bugün de Yemen’de yeni katliamlar ve trajediler yaşatılmak isteniyor.

19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkese rağmen Gazze ve Batı Şeria’da saldırı ve katliamlarına devam eden israil terör örgütü (İTÖ), Gazze Şeridi’ne anlaşma gereği insani yardımların girmesi gerekirken engelliyor ve Gazze’de sivillerin toplu ölümüne zemin hazırlıyor. Ensarullah Hareketi, Gazze’ye insani yardımların engellenmesi halinde işgal gemilerinin geçişini engelleyecek operasyonlar başlatacakları uyarısında bulunmasının ardından baş katil, soykırım destekçisi ABD ve İngiltere kahraman Yemen halkına ve yönetimine yönelik hava saldırıları başlattı.

Kardeşlerimiz Gazze’de ölüm cenderesinde ve abluka altında gıda ve ilaca muhtaç durumda, çaresizlik içinde hayata tutunmaya çalışırken Yemen’in kahraman halkı ve yöneticileri Ekim 2023’ten beri canlarını ve ülkelerini tehlikeye atarak dünya müstekbirlerine karşı Gazze’ye destek olmayı lafta değil icraat ve eylemleriyle gösterdiler. İşgal gemilerine ve onlara destek olan ABD ve İngiltere’ye ait gemilerin İTÖ’ye girmelerine izin vermediler. Aden Körfezi ve Kızıldeniz’i İTÖ ve destekçilerine dar ettiler. Zaman zaman da İTÖ’ye füze saldırıları gerçekleştirdiler. Gazze’de katliam devam ettiği sürece desteklerine ne pahasına olursa olsun devam edeceklerini belirttiler ve ABD-İngiltere katillerinin saldırılarına rağmen bu duruşlarından asla taviz vermiyorlar.

Aslında İTÖ’nün saldırı ve yayılmacı planına baktığımızda Gazze Şeridi, Batı Şeria, Lübnan ve Suriye’den sonra Yemen’e saldıracağını bekliyorduk. Ancak saldırıyı İTÖ’den beklerken seçim öncesi “israilin en iyi dostu benim” diyen Trump, saldırıyı başlattı. Trump zaten, göreve gelir gelmez yeni katliamlar yapsın diye İTÖ’ye bir tonluk ağır bombalar dahil büyük askeri yardımları yapmadı mı?

Durum bu iken ümmetin haline bakıyoruz da içimiz kan ağlıyor. İlk günden beri Gazze direnişine destek veren Yemen halkının mezhebinden dolayı saldırıya sessiz kalanlar siz nasıl Allah’a hesap vereceksiniz? Yemen yönetimi ve halkı ilk günden beri elini değil, gövdesini taşın altına koyarken siz neden direnişe fiili destek vermediniz ey gafiller?

Bütün kıt imkanlarına rağmen İTÖ, ABD ve İngiltere şeytan üçlüsüne karşı Gazze’nin yanında duran ve geri adım atmayan Yemen’e her konuda destek olmak dinî ve insani bir sorumluluktur. Bunun ötesi İTÖ’ye destek olmaktır.

İnsanlık tarihine kara bir gün olarak geçen Halepçe katliamının üzerinden 37 yıl geçti ve hafızalardan silinmeyecek derin izler bıraktı. Mazlum Kürt halkına yönelik gerçekleştirilen bu insanlık dışı katliamda ölenleri bir kez daha rahmetle anıyoruz.

Selam ve dua ile…