Tülay Demircan Koyuncu

Tülay Demircan Koyuncu

Zaman Akarken...

Zaman Akarken...

İnsan denilen varlık, ne tuhafmış! Anlaşılmayan Yada anlatılmayan... Menfaat yada adını ne koyarsanız, artık... Çıkarlar peşinden ayrılmayan bir varlık halini almış.

Zaman değişiyor demekten yorulmuş diller. Yürekler sevmemek için çırpınırken, Bir nebze su arayan çöl çiçeğine dönmüşler. Gözlerden okunan, anlatılmadan hissedilen davranışların artık masallarda bile yeri kalmamış. Sohbet masalarında ki, diyalogların yerini, ne acıdır ki!

Küfürlü ve hakaretli konuşmalar almış. Her geçen gün... Sanki ölüme yaklaşan bir hasta misalini inlemek düşmüş saatlerine... Para denilen kağıt parçası tüm benliklere ruh olup kaplamış. Dillerimiz farklıyken anlaşamadığımızı anlıyorum da!! Lakin aynı toprakların milleti iken, Bizlere neler oluyor. Her yaratılan elbette farklı ruh taşımaktadır. Karakter ve ahlak...

 Aile ve yaşadığın ortamdan kazanılan bir duygu değil midir? Domates fidanı ekip te, salatalık beklemek faydasız. Neredeyse tüm anneler...

Bir spor müsabakasının ardından, Olacakları düşünmekten yorulan kalpler taşımaktalar. Sevdiği takım yenilirse...? Eyvahlar olsun!!! Bizler eğlenmeyi bile anlayamamışsız. Kendimize hür olmuş!!! Bencilliğin kibrin adını, kanımıza akıtmışız.

Bizler asil "Türk Milleti"değilmiyiz!!! Kurtuluş mücadelesi veren Nine Hatunların torunları...hani bizlerdik!  Kardeşi kardeşe düşman etmişler. Adını ne mi koydular; "özgürlük" Her insan özgürdür. Ama nereye kadar..? Yaşanan darbeler yada iç savaşlar!!!

Artık bitsin dememek için neler yapmalıyız. 15.Temmuz sonrası yaşanan olayların ardından, Sanal alemde günlerdir, neler yazılmakta. Ne senaryolar kaleme alınmakta. Aklıma gelmişken, neden bizim millet Oscar ödülü hiç alamadı..? Aslında müthiş senaryolar yazıyorlar. Hmmmm!!!!

"Hakkımızı yiyor bu, gavur millet" diyelim bari... (Biraz tebessüm lazım ama dimi.) Sabır nedir? Sabır güzel ahlaktır. Kurtuluşa ve başarıya yol gösteren ruhun dışa yansımasıdır. Konuşmak bir sanattır. Her ağzı olan konuştuğunda...

Olanlar oluyor. En acısı da...dostların birbirine hakaretleri… Sanal alemde yaptığım bir paylaşımdan dolayı, 30 senelik bir dostumu üzmüşüm. Herkesin görüş belirttiği bir platformda bende âcizâne fikirimi beyan etmiştim.

Yılların dostu bana "beni sil" diye bir mesaj atmıştı. Birden canım acıdı. Oysa benim dert ortağımdı. Ayrı görüşlerde bile olmasak, birbirimizi dinler dik. Hatta, saygı çerçevesi içinde konuşmaktan lezzet alırdık. Benim cevabım ise "sanal alemden silebilirsin beni, Lakin yılların emeği ile yerleştiğim o güzel yüreğinden sakın silme." olurken. Dostumun üzüldüğünü bildiren mesajı ile Birbirimizin ellerini hiç bırakmadık. Şiddetli esen poyrazın ardından, Güçsüz ve çelimsiz ağaçlar yıkılır. Köklerinden sökülür. Fırtına sonrası...

Geriye kalan ise hiç bir zaman unutulmayacak bir soluk resimdir. Şu günler duaların göklere "amin "sesleriyle buluşma vakti iken!!! Kırmayalım kalpleri... Kırık kalplerin hikayesi olmasın Yaşanan acıların ardından. Sabır ve dua ile kenetlenelim. Bakacağımız yüze tükürmeyelim!!! Sükut libasım nerdesin!!! Haydi gel de giyeyim seni. Sabır süsümü ekleyeyim üstüne. Kokular süreyim libasım sana, Adına "vatan, bayrak sevdası"diyeyim. Gözlerime sürmeler çekeyim. Düşmanıma korku, Dostuma güç versin diye. Haydi gel...sükutum!! Sevgilerimle Değerli okurlarım… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Tülay Demircan Koyuncu Arşivi