Bir Aşk ile Bir Nefes:"Özlem"
Her günümün acısına "Işık tutmak "için mi!? Doğuyordu, güneş.
Ya gecenin kandiline ne demeli. Biraz olsun sen bari bırakta, karanlıklarda kalayım. Karanlık odamın penceresinden, sızma yatağıma. Bırakın yüzüme yüzüme vurmayı... Faydasız ışıklarınız... Yüreğim zifirin zindanına hapis olmuşken. Nafile uğraşmayın.
Yüreğim, Sevda türkülerini yakarken, gözlerim, mutluluk resimlerine bakarken, Dudaklarım, olur olmaz her şeye gülümserken... Nereden bilecek ki!!! Bu yürek, tabirin acizliğine anlam tutacak tek kelimeyi, Cehennemi yaşayacağını!!! Oysa insan, cenneti yaşayabilmek için severdi Melek ruhlu sevdasını.
Yaşam neydi ki!? Bir aşk ile bir nefes... Ardından gelecekler görülmeden!!! Yaşına, başına bakılmadan yaşanan değil miydi!? Bak ninem bile gülümsedi. "Sevmenin fiyatı düşmüş, torun" diyerekten. Vay be! Fiyatların yükseldiği bu yüzyılın dünyasında, ha!!!
Yürek kaç kez sevebilirdi ki!? Ya kaç özleme dayanabilir ki!? Yüksek bir dağa tırmanır gibiyim. Ellerim yara bere içinde. Tırnaklarım kan dolmuş. Zirveye varmaya, ramak kalmışken. Ne oluyor !!!? Neden düşüyorum ki!!! Tepelere, varmak kim ve ben kimim ki.
"Ey Sevda" giderken bana bir paket bırakmışsın. Heyecan ile açtım. "Kurdelesi ne de süslüymüş" dedim. Dudaklarım gülümsedi. "Kaç kutuyu iç içe koymuşsun. Ya bu kadar da heyecan olmaz "diye... Şımarırken!!! Tokatın Osmanlısını attın. İçinden çıkan, tek satırlık bir cümlesi olan, sarı bir kağıda yazılmış, (yer yer ıslanmış sanki! Yoksa yazarken ağlandın mı!? Sen!) bir not bırakmak nereden geldi aklına? Oysa ben kırmızıyı severim. Güle en çok yakışı r diye."Gidiyorum. Kendine iyi bak" yazıyordu. Sarı kağıtta ki notunda. Kendime nasıl bakacaktım ki!
Sen giderken bilmeden bavuluna beni de koymuşken. Aynada kendimi göremeyince, anladım. Sen gidebildin de... Ben yaşaya bilemedim. Sevdanın adını değiştirerek gittin. Adı "özlem" oldu. Belki sen "aman..." diye başladın. Kura bildiğin yüreksiz cümlelerine. Mamafih benim yüreğim cümle bile oluşturamadı. Sadece lal olmuş dilim, gözlerime eşlik etmekte. Sessizce ağlamaktalar. "Erkek adam ağlamaz ya "ha işte ondan. Erkekmiş! Adammış...mış mış... De git loo!!! Anlamayirum seni!?
Ya da... Hangi şive ile anlatayım da sen anla. Seven yürek ağlar da... Özlerde... Cehennem misali yanar da... Özlem ya da hasretlik ya da sonsuz ayrılık... Adı her ne ise!!! Yürek için ise, "Kan içip, kızılcık şerbeti içtim, demektir" Sen gittiğini ya da beni öldürdüğünü sanmaktasın ya!!!
Benim yüreğim senin sevda ile nefes alarak yaşamakta. Özlemek "seni "olunca, her günüm seni da ha da, fazla sevmekte.
Ey zalimin ruhu iyi dinle; "Gerçek Seven kulun kalbi var ya, asla sevmekten yorulmadan özlemeyi de bilir. Öyle bir özler ki!!! Aşk kıskanır, sevda fesatlanır, özlem ise doyumsuzluğun zirvesinde Nağmeler mırıldanır. "Sevdayı ,yüreğime nakış nakış İşleyen , ey yar!!!
Yüreğimde, sen olduktan sonra giden tenindir. Anlamayan yar. Benim nazlı özlemim bana yar bana sevda bana sen olur, hissede bilsen, ah be yar! Benim ruhum seninle hayat bulmuş. Ah ahmak yar. Özlemek sevdadandır. Ne hoştur. Sevdanı özlemek... Sen git! Nereye gidersen zalim yar! Yolun açık olsun... Ardından su bile dökmem yar" Özlemlerinizi sevdaya bırakın değerli okurlarım, sevgilerimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.