İnsanı diğer canlılardan üstün kılan değerler var, sakın bu değerleri kaybetmeyin. Vicdan, merhamet, Adaleti yitirmiş insan, en acımasız ve aşağılık yaratık olabiliyor. Böylelerinin sığındığı etiketler de onları temizlemez.

        Bazen rahatsızlığından dolayı Acil servise gidersiniz ama kavga ve kaza sebebiyle feci şekilde yaralanmış ve ölmüşleri görünce, kendi acınızı unutur gelenlere üzülürsünüz. Yürüyebiliyorsanız can çekişenlere yardıma çalışırsınız. Kazada yaralanın dinine, diline, ırkına bakmazsınız; bakana da “insan” demezsiniz.

        Evet, hepimizin kendimize göre dert ve sorunlarımız var. Ama hiçbir sorun bizi insanlıktan uzaklaştırmamalı, hele hele zalimin safında mazlum kadın ve çocuk katliamlarına ortak etmemelidir. İyilik yapamıyor ve iyinin tarafında olamıyorsak da, asla mazluma karşı zalimin yanında olmamalıyız.

        Bugün dünyanın gözü önünde Siyonist ve emperyalistler işgal ettikleri Filistin’de, kadın –çocuk bir soykırım yapmakta; ev, okul, cami, hastaneleri bombalayarak toplu katliamlar yapmaktadır. Bu açık soykırım karşısında akıl ve vicdanını yetirmemiş bütün insanlar acı duymakta, zalim Siyonistlere tepki göstermektedirler. Ancak bazı haddini bilmezler değişik kılıf ve zamansız mukayeselerle meseleyi çarpıtarak, Siyonistlerin paralı askerleri gibi çalışmaktadırlar. İnsanlıktan çıktıkları gibi, taktıkları ‘Milliyetçilik’ maskesiyle de, kendi milletlerine zarar vererek ayrışma ve fitnelere sebep olmaktadırlar.

        Milletlerinin hak – hukukunu savunmakta da samimi değiller, sadece masa başı yorumlarla ve aşağılayıcı bir dil kullanarak ayrışmalara sebep olmaktadırlar. Provokatörler gibi, güya savundukları tarafa daha çok zarar vermektedirler. Bizi karşı çıkmamakla itham ettikleri bir zulmü gösterirken, aynı insanlara yapılan ve yaptıkları onlarca zulmü desteklemekte veya perdelemektedirler. Kendi şehir ve köylerinde yollara döşenen kör mayınlara, köy basmalar ve farklılıklarından dolayı kulplar takılarak komşu ve akrabalarının infazına ses çıkarmazlar. Kapılarının önü Diyaré Bekir’de, ellerinde kurban etleri gençlerin linç edilerek feci şekilde katledilmelerine; Parti ve ideolojiler için insanlarının dışlanmasına ve katledilmelerine tepki göstermez, bilakis yalan ve iftiralarla haklı çıkarmaya çalışırlar. Bir tarafın saldırı ve zulmüne karşı çıkarken, çok daha acımazsız ve zararlı olan kendi zulüm ve cinayetlerini meşrulaştırmaya çalışırlar. Gayri insani yanlış eylem, söylem ve üsluplarıyla da, güya savundukları milletlerine en büyük zararı veriyorlar.

        Kürt, Türk, Arap ‘Milliyetçilik’ iddialarında samimi olanlar: Kendi halklarının büyük çoğunluğunun mensup olduğu dine ve değerlerine saldıramaz, hakaret edemezler. Siyonist ve emperyalistler için kendi halklarına saldırmazlar. Kendi halkların birlik ve beraberliği için çalışır; parti ve ideolojiler için suçlama, ayrışma ve kavgalara sebep olmazlar. Kendisi gibi düşünmese ve yanlış bile bilse, aşağılayarak ayrışma ve fitnelere sebep olmamalıdırlar.

        Kürdperwer olanlar; Selahaddin Eyyubi, Şeyh Said, Barzan ailesine ve Özerk Kürdistan’a karşı olmaz, olmamalıdırlar. Kürtlere tek ideoloji ve partizanlık dayatmamalıdırlar.

        Kendi milletlerini sevip bağımsızlıktan yana olanlar, kendileri gibi mazlum olan Filistinlilere karşı olamazlar. Adalet, Özgürlük ve Barıştan yana olanlar; Kendilerini dünyanın efendisi ve diğer halkları kendilerine hizmetçi gören Siyonist ve emperyalistleri destekleyemezler. Emperyalist, Siyonist ve işbirlikçilerinin, batıl ideolojilerin, zalim ve münafıkların zulümleri, sizi zalimlerin tetikçisi olarak mazlumlara düşman etmemelidir.         

        Adalet, Barış, Özgürlük… İslam ve insanlıktan yana olanlar, bu zulümlere duyarsız kalamaz; iddiaları ve dürüstlük gereği zalim Siyonistleri lanetleyip mazlumlara taraf olmalıdırlar…

        Şeytanın sağdan, soldan, aşağıdan, yukarıdan… Irk, dil, çıkar, korku bahaneleriyle sizi aldatmasına fırsat vermeyin. Biz İNSANIZ ve İNSANCA davranmalıyız. Başkalarının yanlışı bizi insanlıktan çıkarmamalı; insanlığını kaybetmiş olanın da din, ırk, dil, partisinin hiçbir faydası ve önemi yoktur.

        Kürt, Türk, Kızılderili, Vietnamlı, Çeçen… Hiçbir ayırım yapmadan, insanlara yapılan zulmü lanetleriz. Zalim ve mazlumun etiketine bakmayız. Siyonistlerin zulmüne lanet ettiğimiz gibi; Kürdün Kürde, Türkün Türk’e zulmüne de karşıyız. 

       İngiliz, Fransız, Türk, Japon… Dünyadaki bütün halklar gibi Kürt, Filistin, Arakan, Keşmir… Her halkın kendi topraklarında, kendi değerleriyle özgürce yaşamasını isteriz.

        Kim ne yaparsa da biz kendimizden sorumluyuz ve herkes kendi hesabını verecek. Bu açık zulüm karşısında kendi tarafınızı bilmelisiniz. Eylem ve söylemleriniz emperyalist ve Siyonistleri mi sevindiriyor, yoksa katledilen mazlum insanları mı? Eylem ve söylemleriniz insani midir, yoksa insanlığa aykırı mı? Şeytanın aldatmasına ve bahanelerine kanmadan; ABD ve diğer emperyalistlerin desteklediği katil, işgalci Siyonistlerden yana mısınız? Yoksa katledilen kadın –çocuk mazlum Filistinlilerden yana mısınız?

        İNSANLIKTAN YANA ve SÖZLERİNDE SAMİMİ OLANLARA SELAM OLSUN…