Bir Milletin Dirilişi!
Her işte bir hayır vardır. Darbe kalkışmasında moraller bozuldu. İnsanlar yaralandı. Yüzlerce şehit ve gazi verildi. Ancak sonuç itibari ile Millet uyandı.
Darbe kalkışmasından sonra AB ve ABD’nin tavırlarını gören halk AB ve ABD’nin dost olmayacağını yakinen gördü. Başarılı olmayan bir darbe sonucunda dahi Türkiye’ye olumsuz tavır takınanlar, eğer ki darbe başarılı olsaydı neler yaparlardı?
Millet artık kendi geleceğinin birlikten ve dirlikten geçtiğini gördü. 1960, 1970 ve 1980 Darbelerinin Millete neler kaybettirdiği hafızalara kazınmıştı.
Darbe öncesi yapılanlar, kardeşin kardeşe kırdırılması, tezgahlar ve oyunlar, ortamı hazırlama adına yapılan sinsi dümenler 1980 öncesi birçok insanı heder etti.
Milleti parçalamaya ve bölmeye yönelik girişimler fark edilmeye başlandı. Şii-Sünni, Kürt-Türk ayrımları ABD ve AB’nin işine geliyordu. Bunu yapanlar Emperyalistlere hizmet edenlerdi.
Milletin uyanışı ertelenemez raddeye ulaşmıştı. Irak parçalanmıştı, Suriye parçalanıyordu. Türkiye’de ayrıştırılarak parçalanmak isteniyordu.
Bir sonraki sıranın kendinde olduğunu anlayan Millet “Gün bugündür” deyip Meydanlara indi. ”Ha bugün ha yarın fark etmez, nasıl olsa öleceğiz!” diyen Millet İstiklalini kazanmak için Darbenin karşısında direndi.
Örnek alındığı söylenen Bediüzzaman Said-i Nursi’nin hayatı çile, sürgün ve yokluklarla geçmişti. Ama kimsenin parmağının kanamaması için talebelerini kullanmamıştı. Oysa ki Darbeye kalkışanlar birçok insanın kanına girdi.
Millet uyanıyor, uyandı. Millet bir oldu. Ümmetin bir olma zamanı geldi. Ümmet’in birliğinin artık ertelenemez. Ayrıştırılmış milletin yok olacağı görüldü. Artık Parçalanmış Ümmetin de yok olmaması için birleşmesi gerektiği görülmelidir.
Şii-Sünni, Türk-Kürt-Arap yapay ayrılıkları artık son bulmalıdır. Vahdet’in sağlanması adına çalışmalar yapılmalıdır.
Dünya Müslüman Alimleri birliği, İslam Konferansı Örgütü, Diyanet İşleri Başkanlığı ve İslamı temsil eden diğer ulusal, uluslararası teşkilatlar adım atmalıdır.
Bir Millet uyandı,uyanıyor. Geçmişinden, tarihinden, inancından koparılan Milletin uyanma vakti gelmiştir. Sonrasında Milletin Ümmetsiz yapamayacağı günler gelecektir.
Önümüzdeki Hac döneminde Ümmetin Vahdetinin sağlanmasında çeşitli adımlar atılmalıdır. Artık Ulusal söylemler yerine Ümmet bilinci ile hareket edilmelidir.
Arafat dağındaki vakfede simultane çeviriler ile tek bir merkezden Ümmet Vahdeti yönünde konuşmalar ve vaazlar yapılmalıdır. Ümmetin sorunları ve çözüm yolları konusunda öneriler ve tavsiyeler yapılmalıdır.
Dünya Müslüman Alimler Birliği, İslam Konferansı Teşkilatı, Diyanet İşleri Başkanlığı Ümmetin Vahdeti konusunda çeşitli organizasyon ve görüşmeler sürdürmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.