Sonsuzluk Özlemi
İnsanoğlunun; özlemi, istekleri, amacı şüphesiz sınırlı değildir. Evet, İnsan sınırlı bir yapıda olabilir.
Ancak İnsan yapı olarak sınırlı olsa da kendini sınırlandıramıyor. Zira insan sadece etten ve kemikten müteşekkil değildir.
İnsan iki farklı mahiyete yaratılmıştır. Bir taraftan mahiyet itibariyle çamur ile eşdeşleştirebileceğimiz madde yönüdür.
İşte madde ile aynı anlam ifade edebileceğimiz yönü sınırlandırılabilmiştir. Ne ile sınırlandırılmıştır? Derseniz.
Size en basit ifade ile anlatırsam. Şöyle ki, İnsan mahdut bir zaman dilimi ile sınırlandırılmıştır. Gün, hafta, ay, yıl diye sınırlandırılabilen zaman dilimleri içinde yaşamaktadır.
Aynı zamanda kendisi de fiziksel olarak boyu,kilosu vs ile sınırlı bir yapı ve hacim ile yaratılmıştır.
Bir bakıyorsunuz ki, insan biyolojik olarak örneğin doku, kan, pıhtı, kan değerleri, tansiyon değerleri, biyokimya, hemogram vs. ile belli ölçüler ile sınırlandırılmıştır.
Mesela insan belli ses değerleri yani desibel aralığı içinde duymakta, belli frekans yani hertz değerleri arasında görmektedir.
Tüm bunlar ile onun yani insanın belli ölçüler ile sınırlandırıldığını ve maddi boyutlar ile şekillendirildiğini anlıyoruz.
Oysa bir de insanın ruh boyutu vardır. Bu ise insan için mana boyutu olarak adlandırılabilir. Sevgi, merhamet, yaşama isteği, sonsuzluk özlemi vs.
Sonsuzluk özlemi insanın içinden gelen bir duygudur. Doğal bir duygu olup ruhen hissedilen, özlem duyulan bir duygudur.
İnsan elbette sadece bu Dünya için yaratılmamıştır. Bu Dünya için yaratılmadığını bilakis bu Dünyanın geçici olduğunu insanın sonsuzluk özlemi içinde olmasıyla da anlıyoruz.
Dünya içindeki sınırlı zevkler, eğlenceler, başarılar, kazançlar ruhunu doyuracak ve tatmin edecek yeterlilikte değildirler.
Eğer insan tatmin edilemeyen,yeterli görünmeyen sınırlı bir mekânda yaşıyorsa ve buna rağmen sonsuzluk özlemi duyuyorsa o halde tatmini icab eden bir mekân ve zaman vardır.
Aksi halde bir eksiklik ve boşluk olacaktır. Buradan esas gayenin insanın madde boyutunun değil ruh boyutunun önde olduğunu da anlamış oluruz.
O halde insan neden maddi karşılıkları önemser? Maddi cihetine önem verir de manevi cihetini önemsemez?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.