Cahilliğin Mayası "Önyargı"
Yalanları,riyaları, küfürleri hatta tüm çirkinlikleri bir çuvala koyup,ağzını sıkıca bağlayıp okyanusa atmak istiyorum. Ebedi kalsın denizin en derin yerinde. Üstü yosunlar bağlasın. Kimseler...hatta balıklar bile bulamasın. Artık hayatlarımızda olmasınlar. Gerçek olabilir miydi?... Olmayacak bir duamdı. Biliyorum. Lakin yüreğimden yükselen bir sesti.
Anlatamadıklarımı yazmalıydım. Nedenler ve niçinler...sorularıma cevapsız sessizlikler. Bakışlar en mahsun olanlardı. Şimdi onlar bile...
Evet gözler bile yalan dolanlar ile bakmakta. Sevdalar yada aşklar... Tozlu sayfalar da kalan masallar oldu. Dostluk denilen kelimeyi, kimler çaldı?... Ne komşuluklar vardı... Bizi, bedenimize düşman etmeyi nasıl başardılar ki!!!
Aklım yine allak bullak ... Elimde bir fincan kahve...önceden onun bile kırk yıl hatırı vardı. Şimdi yeri bile kalmadı. Düşünlerim ile kavga etmekteyim. Aklım bile bana oyun oynamakta. Her gün ahlar, şikayetler duymaktan yoruldu, yüreğim.
Ön yargılar .... Siz kimlerdensiniz?...Nerden geldiniz? Modern yüzyılın dünyasında, her şeyimizle, mükemmel bir rahatlık içinde yaşarken!!! Elimizin altında, küçük bir alet ile, Dünyaya baş kaldırırken. Nasıl oluyor da! Beynimizi yargılar ile örtüyoruz?
Ön yargı diye bilenen kelime; Bir ideolojik fikri veya bakış açısını koşulsuz desteklemek anlamında kullanılır. Koşulsuz?...ne demek!!! Doğru yada yalan ...hepsi kabulüm müdür?
Yaradan ne buyuruyor kitabında; "...adaletli olmak için nefsinize uymayın...."(Nisa/135)
Bizler nefsimiz için yaşayan varlıklar haline nasıl geldik! Yada hep böyle miydik? Toplumlar taraf olmak zorunluluğu ile kandırılmaktalar. Tarafsızlık ilkesi tamamen ortadan kalkmış. Mutlaka bir adın olmalı. "Hangi takımdansın.. Hangi partiden...hangi ırktan...hangi görüşten ...ya pardon cemaatten..." İsimler ile kandırılan ahmak topluluk ... diye arkamızdan birde gülmekteler.
Aklıma gelen bir misali sizler ile paylaşmak isterim. Adamın birinin tam dört oğlu varmış. Evlatlarını nefislerine uymadan adaletle yaşamaları için uğraş vermekte imiş. Bir gün evlatlarını toplayıp, onlara yargısız infaz etmemelerini anlatmış. Lakin anlamadıklarını hissedince... İlk büyük oğlunu yanına alarak; "karşıdaki büyük ağacın yanına git ve onu incele. Fakat hiç bir fikrinden bize bahsetme demiş. Mevsimlerden kış imiş. Sırasıyla, ikinci, üçüncü ve dördüncü oğullarını her bir mevsimde ağacın yanına yollamış. Sonra dört evladını yanına alarak sormuş: "Ey oğullarım sırasıyla anlatın! Ağaç nasıldı?... Kış mevsiminde giden oğlu; kupkuru bir ağaçtı. Yani ölmüş. Çirkin bir ağaçtı... İlkbaharda giden oğlan; hayır yeşillikler ile doluydu. canlı idi... Yaz ayında giden ise; çiçekler ile doluydu. Kokusuyla mest ediyordu. Muhteşemdi... Ve sonbaharda giden ise; hepiniz yalan söylüyorsunuz. Canlı ve meyve dolu bir ağaçtı...diye karşı çıktı.
Babaları gülümsedi... Hepiniz haklısınız. İşte önyargı böyle bir duygudur. Sizler sadece bir anını görüp karar verdiniz. Ve hemen birbirinizi suçlayarak, kendinizi hakkı çıkarmaya kalktınız. Oysa sebeplerini bilmeden, yargılamak ne de kolay... Tanımadan bilmeden oturup konuşmadan halinden anlamadan... Sadece nefislerimiz ile cevap vermek!!!Ne kadar doğru?...
Her yaratılan canlı varlığın, yanlışları hataları olur. "Beşer'dir, insan oğlu. Yani yaratılmış varlıktır. Elbette şaşar..." Tüm olaylara bakıldığında, anladığım bir şey çıkıyor ortaya: "Bizler ilahi kitabımızı hiç anlamıyoruz. Oku ve kapat işlemi ile her daim cahil kul olarak kalmaya devam diyoruz.
"Nefisleriniz ile hükmetmeyin..." diyen bir kitabımız var iken, nefislerimiz ile yaşamayı seçip... Önyargı diye bir hissiyatı hayatımızın odak noktasına yerleştiriyoruz. Sonrası malum. Kavgalar... Fikir ve düşünceler elbette aynı olamaz. Lakin karşımızdakileri dinlemeyi yada onlar ile aynı mekanlarda kısa zaman dahi olsa yaşayabilmeyi, becerebilirsek... İnanın onları en azından anlayabiliriz. Yargılayalım ama önyargılarımızı kaldırarak. Zor değil, istersek başarabiliriz. Deneyelim...hayat bize ne şanslar veriyorken...bizlerde verelim. Kim bilir!!! Şansı kendimize vermiş oluruz. Yargıları yok edemez isekte... Sevgilerimiz ile örelim duygularımızı... Değerli okurlarım.
Sevgilerimle....
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.