“Kitaptan sana vahy edileni oku ve namazı kıl. Gerçekten namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Muhakkak ki Allah'ı anmak en büyük (ibadet)tir. Allah yaptıklarınızı bilir.” -Ankebut: 45-

       Namaz insanı kötülük ve fuhuştan korur. Fakat namaz belli aralıklarladır. İnsan her zaman namaz kılamaz. Namaz bedeni ve ruhu temizler. Ama insanın kalbini tam mutmain eden Allah’ı zikirdir. İnsan her halükârda Allah’ı anabilir. Zikir kalbin teslimiyetini sağlar. Arkadaşının yanında günah işlemekten çekinen biri acaba onun kalpte bulunan arkadaşının yanında günaha yönelir mi? Yani biz kalbimize zikirle Allah’ı tam yerleştirsek, O’nu ev sahibi yapsak, ev sahibinin yanında veya evinde namahrem olan şahısları eve alıp günah işleyebilir miyiz? Sevmek, nefret etmek, arzulamak kalpte olur. Biz beynimizle düşünürüz, kalbimizle yöneliriz. Yani kalp istek ve arzuların yeridir. Biz orayı zikre ayırırsak haramlardan kendimizi koruruz. Yani zikir namaz kılan birinin takviyesi olur. Bazen büyük arabalar ağır yüklerin altında iken yokuşlardan ancak takviye vitesi ile çıkarlar. Takviye olmasa geri gelirler.    

Zikrullah; kalplerin nuru, ruhların huzurudur. Gözlerin cilâsı, her derdin devâsıdır.

Zikrullah; kalbe itminandır, enistir, huzurdur, en iyi arkadaştır, bir müminin bütün hayatını kaplar.

Zikrullahla meşgul olmak, kâlbin düzelmesine sebep olur. Kalbe ferahlık ve genişlik verir, kalpte genişleme ve huzur oluşur.

Geceleri, zikrullahla ihyâ etmek, amellerin en üstünü, hallerin en güzelidir.

Zikrullah ile gönül, günahlardan, her türlü pisliklerden temizlenir. Zikrullahla kalbi mâmur olanın iş ve ahlâkı güzel olur. Zikrullah velâyet alâmetidir.

Zikri Allah olanın fikri de Allah olur. Zikrullaha devam etmek Allah dostlarının âdetidir, Allah-u Teâlâ’nın bir nimetidir. Hakk’ı zikredeni Hakk da zikreder, Hakk ile ünsiyet ( O’nun yanında huzur bulur.) kurar, yakınlaşır, af ve mağfiret kapılarının en büyüğü o sayede açılır.

          “Ben kulumun zannına göreyim, beni zikrettiği yerde ben onunlayım. Kulum beni kendi içinde zikrederse, ben de onu kendi nefsimde zikrederim. Beni toplulukta zikrederse, ben de onu daha hayırlı bir toplulukta zikrederim.” (Buhârî)

           “Zikrullah kalplerin şifâsıdır.” buyuruluyor. (Münâvî)

             “İnsan bir şeyi severse dâima onu anar.” (C.Sağîr)

             “Takvâya erenler, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca Allah’ı zikrederler. Bir de bakarsın ki onlar gerçeği görüp bilmişlerdir bile.” (A’raf: 201)

            “-Amellerinizin en hayırlısını, Melik’inizin katında en temizini, derecelerinizde en yükseğini, altın ve gümüş infâk etmenizden daha hayırlı, düşmanlarınızla karşılaşıp boyunlarını vurmanız ve onların da sizin boynunuzu vurup şehit etmelerinden daha hayırlı olan bir işi haber vereyim mi?”

“-Evet yâ Resulallah!”

“-Allah-u Teâlâ’yı zikretmektir.” (Tirmizî)

       Zikir, Allah’u Tealayı sürekli anmaktır. Allah, kendisiyle beraber olan şahıs günah ve hatalardan uzak olur. Allah, bizi kendisini daima zikredenlerden eylesin. Amin…